Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 26 Kasım 2014 - 14:33 Yorum: 0

Kılıçdaroğlu'ndan "yayın yasağı" tepkisi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirilmesine tepki göstererek, "Sayın Cemil Çiçek, senin görevin TBMM'nin itibarını korumaktır" dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan 'yayın yasağı' tepkisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor, 'TBMM'de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin' diyor ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne vakitten bu yana TBMM, hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek? Senin amacın TBMM'nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek, kimlere geri çıkıyorsun?' dedi.

Kılıçdaroğlu, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde, CHP İstanbul Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye nüfusunun beşte birine ev sahipliği oluşturan İstanbul'un ekonomiye katkısına değindi.

Coğrafyaya bakıldığında tek, içine girildiğinde ise ani bire çok İstanbul olduğunu anlatım eden Kılıçdaroğlu, İsviçre standartlarında, kişi başına gelirin 25-30 bin dolar ve üstünde olanlarla aylık geliri asgari ücretle kısıtlı bulunanların tıpkı kentte yaşadığını anlattı.

İstanbul'da yaşayıp denizi, boğazı görmeyenlerin ve şehrin nimetlerinden habersiz olanların bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

'Bizim düşümüzdeki, rüyalarımızdaki İstanbul, kişi başına gelirin 25-30 bin dolar olduğu, tüm yaşayanların tıpkı olanaklardan yararlandığı, herkesin rahatlık içerisinde 'İstanbulluyum' dediğinde gururlanabileceği bir geliri olan, geleceğe umutla bakan yurttaşların oturduğu bir İstanbul. Entelektüel kuru yüksek, dünyaya aydınlık bakan bir İstanbul. Böyle bir İstanbul'u yaratabilir miyiz? Elbette yaratabiliriz. Böyle bir İstanbul'u hep birlikte ayağa kaldırabilir miyiz? Elbette kaldırabiliriz. İstanbul, aynı sürede dünyanın en iri rantlarını içerisinde barındırıyor. İstanbul'a insan gözüyle bakar, şahısların çıkarına hizmet eden bir İstanbul düşlerseniz ayrıcalıklı bakarsınız. Ama 'Her kupon arazinin satışından benim haberim olsun' diye bakarsanız, ayrıcalıklı bir İstanbul yakalarsınız. Bizim gözümüzde İstanbul, bir bütündür. Bütün İstanbul'u kucaklamak istiyoruz, tüm İstanbul'da yaşanabilir bir şehrin standartlarını yaratmak istiyoruz. Düşüncemiz, gayemiz budur.'

İstanbul'da yaşanan depremin peşinden zamanın Başbakanı Bülent Ecevit'in kamu arazilerini toplanma sahası şekilde belirlediğini ancak aradan vakit geçtikten sonra bu arsaların iri bir kısmının ranta teslim edildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, İstanbul'da bir yer sarsıntısı olması biçiminde toplanabilecek saha sayısının son derece sınırlı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, 'Bu anlayışı İstanbulluların mahkum etmesi lazım. Senin yaşamına dahi paha vermeyen, sana nakit gözüyle bakan, çevreyi katleden anlayışa prim verme sevgili İstanbullu kardeşim. Senden istediğim budur' ifadelerini kullandı.

'O yapılar İstanbul'un silüetine saplanmış bir hançer'

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'un tarihsel silüetinin de bulunmamakta edildiği, Zeytinburnu'ndaki 16/9 projesinin 'dünyanın en çirkin yapısı' bulunduğu görüşünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:  

'Orası daha TMSF'nin elindeydi. Bir yandaşa verildi. Emsal sırf 1. Yandaş kimdi? Dönemin başbakanının okuldan arkadaşıydı. Kendisine satıldı, bir gecede emsal 1'den 2,5'a çıkarıldı. Olağanüstü bir avantaj sağlandı. Bina yapılabilir fakat bir şehrin hele hele İstanbul benzeri bir şehrin siluetini, o şehrin insanlarını düşünmek zorundayız. Bu şehrin siluetini bozar, kaynaklarını har vurup harman savurursanız, kente ihanet etmiş olursunuz. 36 kat izin verildi. Sonra 'Çok yüksek olmuş, tıraşlanması lazım' denildi. Traşlandı mı? Hayır, traşlanmadı. Kim yapabilir bunu? O silüeti bizim istediğimiz standartlara çekmek sırf ve sırf CHP iktidarında olur, açık, net söylüyorum. Bizim tarihe saygımız vardır, Sultanahmet'e, Sultanahmet'in minarelerine saygımız vardı. O binalar İstanbul'un silüetine saplanmış bir hançer benzeri duruyor. Bizim deneyimimiz de var. Bir otel yapılmıştı, standartlara müsait değildi. O oteli kim standartlara müsait duruma getirdi? CHP'li belediye getirdi. Aynı şeyi yapacağız ve İstanbul'un Sultanahmeti'ni koruyacağız.'

Projedeki daire fiyatlarının 1-4 milyon lira içerisinde değiştiğini ve AK Parti'nin bu binaları yıkamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, eski AK Parti Bağcılar belediye başkanı, eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi umumi sekreteri ve yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi imar komisyonu başkanı, Zeytinburnu Belediyesi imar komisyonu başkanının burada dairesi bulunduğunu iddia etti.

Kılıçdaroğlu, 'Bu daireleri satın alanların hiçbirisi bankadan en ufak bir kredi dahi çekmemiş. Neden o yapılar tıraşlanamaz? İşte bu nedenlerden ötürü. Yeşil renk şekilde sırf doların yeşilini seviyorlar' dedi.

'2,5 milyon ağaç kesildi, kesilmeye devam ediyor'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Hollanda'dan tanesine 1 milyon 200 bin avro ödeyerek otobüs satın aldığını otobüslerin yokuş çıkamadığı için kullanılamadığını, belediyenin, Türkiye'nin en uygar hurdalığına sahip olduğunu anlatarak, 'Tanesine 1 milyon 200 bin avro ödenen otobüsler kimin parasıyla alındı? İstanbullu'nun parasıyla alındı. Dava devam ediyor. İETT dahi 'Biz zarara uğradık' diye bilirkişi raporunu götürdü, koydu. Danıştay olmasaydı, o davaların hiçbirisi açılamayacaktı' diye konuştu.

İzmir'de metronun kilometresinin 60 milyon liraya, Ankara'da 100 milyon liraya, İstanbul'da 145 milyon liraya yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, 'Kentleri en çok biz yönetiriz. Emin olun Türkiye'yi de en çok biz yönetiriz, namusla ahlakla her kuruşun hesabını vererek yönetiriz' değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, İstanbul'un, Şangay ve Bombay'ın peşinden 'en pis kentler'den birisi olduğunu iddia ederek, New York'ta şahıs başına azalma gösteren yeşil alan 29, Londra'da 26,9 metrekare iken, Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Tuzla, Kağıthane, Ümraniye'de 1 metrekareden az olduğunu, Çatalca, Ağva benzeri yerler dahil edildiğinde şahıs başına azalma gösteren yeşil alanın 5 metrekareye çıktığını aktardı.

Kemal Kılıçdaroğlu, 'İnsan için asgari yeşil saha 9 metrekare, bizim yönetmeliklere kıyasla 10 metrekare olması gerekiyor. Üçüncü köprüyle birlikte 535 bin hektarlık orman sahası iri ölçüde talan edildi, 2,5 milyon ağaç kesildi, kesilmeye devam ediyor' dedi.

'Oturduğun koltuğun hakkını veriyorsan 16/9'u tıraşlarsın'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başbakan şekilde kendisinin muhatap alınmasını istediğini belirterek, şunları söyledi:

'Biz de zaten seni muhatap almak istiyoruz, 'Sanal değil, gerçek başbakan ol, başbakanlığın hakkını ver' diyoruz. 'Siyaseti erdem ve ahlak vesilesi yapacağız. Siyasetimizin ahlakı Şeyh Edebali'nin ahlakıdır' diye İzah yapmış. O zaman sesleniyorum, madem ki böyle diyorsun, madem ki Şeyh Edebali'den bahsediyorsun, 'Ahlak, erdemdir' diyorsun, 16/9 kulelerini tıraşlayacak mısın, tıraşlamayacak mısın? Seni bir görelim bakalım, başbakan mısın, başbakan değil misin? 

'Kadim şehirlerimizde yatay mimariyi geçerli kılacağız' diyor. Eyvallah. Kadim belde hangisi? İstanbul. Madem yatay mimariyi ana alacaksın, işe başla bakalım. Hem sen dindar olduğunu söylüyorsun, Sultanahmet duruyor orada, mahsun duruyor. Bir hançer benzeri saplanmış 16:9. Tıraşlayacak mısın, tıraşlamayacak mısın? Bunu yaparsan başbakansın, yapmazsan sanal başbakansın, o koltukta oturuyorsun ama tokmak senin elinde değil, başkalarının elinde. 'Milletin hakkına uzanacak eli kardeşlerimiz olsa koparırız'... Kimsenin elini koparma. Senin gücün yetiyorsa, başbakanlığın gücü yetiyorsa, oturduğun koltuğun hakkını veriyorsan 16/9'u tıraşlarsın. Ben de derim ki 'Evet, bu adam gerçekten de başbakan'. Yoksa, senin başbakanlığın her vakit münakaşa konusu olur.'

Yayın yasağı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık'ta 'Cumhuriyet tarihinin en iri yolsuzluğu'nun ortaya çıktığını savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna Şahit olduk. Sonunda bir tahkikat komisyonu kuruldu. TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek mahkemeye başvuruyor, 'TBMM'de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirin' diyor ve mahkemeden karar çıkarıyor. Ne vakitten bu yana TBMM, hırsızların hamisi konumuna geldi Sayın Cemil Çiçek? TBMM'nin görevi bu mudur? Senin amacın TBMM'nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek, kimlere geri çıkıyorsun? Günah değil midir? Yaptığın iş doğru mudur acaba? Senin vicdanın buna elveriyor mu? Devlet soyulacak, tüyü bitmemiş yetimin hakkı elinden alınacak, sen kalkacaksın hırsızların koruyucusu konumuna kendini konumlandıracaksın. Bunu kabul etmemiz doğru değil. Geçmişte de buna benzer vakalar oldu ama hiçbir vakit TBMM Başkanları hırsızları korumak benzeri bir pozisyonda menfaatlerini tutmadı. İlk kere böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.'

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber