Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ''Kimse kuşa bak, kuşa bak diyerek bu ülkede demokrasi, insan hakları, yasa devleti hesabına cambazlık yapmaya kalkmasın'' dedi.

Bakan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığınca Bilkent Otel'de 'Sağlık Turizmi Marka Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, geçen sene gerçekleştirilen 17 Aralık operasyonuna değindi. Müezzinoğlu, ''Bugün 17 Aralık, bu ülkenin ulusal iradesine, sandık hukukuna, istikrarlı yönetimine, kuzu postuna bürünmüş kurtların tuzak kurduğu bir gün, birinci sene dönümü'' dedi.

Ülkede birilerinin medya özgürlüğünü savunduğunu ve savunması gerektiğini anlatım eden Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

''Birileri hukukun bağımsızlığını savunuyor, savunmalıdır, ben de savunuyorum. Medya özgürlüğünü de hukukun bağımsızlığını da tarafsızlığını da... Birileri bu ülkede insan haklarını savunmalıdır ama bu ülkede ulusal iradeyi, milletin hakkının önüne geçilerek bunları savunuyor olması esasında darbenin ta kendisidir. Şimdi bir memleket ki ulusal iradesiyle Başbakan seçecek yasa kanalıyla o Başbakanı 60'lı senelerde idama götürecekler, 'hukuk doğru karar verdi' denecek. Bir memleket ki milli irade hükümet seçecek, darbeler yapılarak, tanklar yürütülerek 'ne kadar güzel zaten gerekliydi' denilecek, ulusal irade bulunmamakta farz edilecek. Bir ülkede ulusal iradeyle bir siyasi parti iktidar olacak, kapatma davası açılacak, bazıları alkış tutacak, 'ah kapatılsa da biz rahatlasak' diyecek. Birileri ulusal irade ile sandıktan 'beni yönet' diye seçecek, birileri emniyeti, istihbaratı, adaleti, hukuku tuzaklarla, senaryolarla tuzağa düşürecek. Ondan sonra ulusal iradenin, istikrarın canını okuyacak, ondan sonra 'cambaza bak cambaza bak' diyerek, 'kuşa bak kuşa bak' diyerek cambazlık yapacak.''

Bütün yönetimlerde süre vakit kusur yapan, yanlış yapanların olabileceğini belirten Müezzinoğlu, ''Benim örneğimle ağzımda çürük diş olabilir. Diş hekiminin görevi çürük dişi ya dolgusunu yapmaktır, tedavisini yapmaktır, yetmiyorsa o dişi çekmektir. Diş hekiminin görevi beni öldürmek değildir, benim beynimi sarsmak değildir. Benim hayatımı karartmak değildir. Bu milletin hak ve hukukuna birileri belirli grupçukların, grupların mağduriyetini merkeze getirerek ya da onları mağdurmuş bu şeklinde göstererek, milleti mağdur etme senaryoları bu ülkede bundan sonra bitmeli'' biçiminde konuştu.

''Kimse cambazlık yapmaya kalkmasın''

''Kimse 'kuşa bak, kuşa bak' diyerek bu ülkede demokrasi, insan hakları, yasa devleti hesabına cambazlık yapmaya kalkmasın. İnanıyorum ki  bu 2013 yılının 17 Aralık ayında tuzak kuranlar, bu milletin iradesine daha öncelerde bulunduğu bu şeklinde tuzak kuranların kuzu postuna bürünmüş kurtların son tuzağıdır' diyen Müezzinoğlu, artık Türkiye'de ulusal irade, demokrasi, yasa devleti ve insan haklarının merkezde olacağını vurguladı.

Belirli grupların, belirli senaryoların bu milletin kaderinde söz sahibi olabilmesinin bundan sonra mümkündür olmayacağını belirten Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

''O sebeple biz, bazen günlük pompalamalarla ya da gündelik birilerini mağdur bu şeklinde göstererek, evet medya özgürlüğüne, medya mensuplarının ne kadar etik manada sahiplerse o kadar onların yanındayım, ama herkese dokunulabildiği, yanlış yaptığında herkese demokrasilerde, yasa devletlerinde nasıl dokunulabiliyorsa, bu medya mensubu ise de medya mensupluğu dışında bir yanlışı yaptıysa  kusura bakmasın yasa ona dokunur. Demokrasi ona dokunur. Hukuk devleti buralarda ülkenin ve milletin geleceği için gereklidir. O sebeple tarafsız ve müstakil yasa diyoruz.''

Sağlık turizminde marka vurgusu

Sağlık turizmi meselesinde değerlendirmelerde bulunan Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık turizmi ve sıhhat dalında 2023 yılında dünyada markalarıyla söz sahibi olmuş pozisyona gelmesini temenni ettiğini söyledi.

Türkiye'nin son 10-12 yılda yalnız sağlık dalında değil, toplumsal özgüven yönünden iri kazanımlar sağladığını, bir fazla aşırı bölgede muvaffakiyetli olabildiği yönünden özgüven kazandığını ifade eden Müezzinoğlu, sağlıkta bir bakış açısı ve vizyon değişikliğinin yapıldığını, bugün ambulans uçakları, helikopterleriyle  sağlıktaki bir fazla aşırı değişimin ve başarının gerçekleştiğini  söyledi.

Müezzinoğlu, sıhhat turizminde marka olmak için merkeze özgüvenin konulması gerektiğini vurguladı.

Türkiye'de sıhhat hizmeti sunumunun fazla aşırı zinde olduğunu, dünyayla yarışacak bir noktada bulunduğunu belirten Müezzinoğlu,''Çok zinde bir sıhhat tüketicisi olmaya devam edebilir miyiz? Yani yalnız tüketici şekilde yürüyeceksek devam edemeyiz. Çünkü tıp ve sıhhat alanı, bilimsel gelişmeler, teknoloji her geçen gün maliyetler katlanıyor. Tüketici olduğumuzu bilerek hem kendimizin hem dünyanın tüketici olduğunu görerek bu bölgelerde müstahsil olmalıyız'' dedi.

Türkiye'nin bu manada müstahsil olması gereken alanlardan birinin sıhhat endüstrisi, ilaç sanayi, diğerinin ise tıbbi teknoloji olduğunu bildiren Müezzinoğlu, ''İlaç sanayide inşallah bu sene en geç Ocak ayında,  plazma fraksinasyonu gibi  7 yıllık alım garantileri gibi, sonra aşıda, yurdumuzda üretilen milli aşı ya da yerli aşı diyebileceğimiz aşının antijenini de üretebilen, bu manada know-how'ı getiren  bir anlayışı getirmemiz lazım''görüşüne yer verdi.

''Akredite olmayanlar  sağlık turizmi yapmayacak''

Diğer konunun da sıhhat turizmi olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

''Bir organ nakli dediğimizde bir Malatya Turgut Özal Üniversitesi karaciğer naklinde Avrupa ile 1-2 yarışıyor. Avrupa'nın karaciğer naklinde bir numarasıysa, burayı bir marka yapmak bu şeklinde sorumluluğumuz var. Bir Afyon termalde doğal zenginliği varsa, ki bu tabiatın bize sunduğu bir zenginlikse Afyon'u bu manada termal turizminin merkezi  ve marka ederi bulunan bir bir vaziyete getirebilmeliyiz. Kütahya'ya İzmir'e ayrıcalıklı roller verilebilir lakin bir ili ve bir piyasası daima orada dünyada ismi geçtiği zaman, konu konuşulduğu süre isminin derhal hatırlandığı, bir Mayo Clinic nasıl hatırlanıyorsa bir Cleveland nasıl hatırlanıyorsa, biz bundan sonra Türkiye'de bunları başarabilmeliyiz. Samsun'un, bir başka ayrıcalığı ile İzmir, Ege bir başka özelliğiyle, Akdeniz, Trakya, Edirne bir ayrıcalıklı ayrıcalığı ile ama marka ayrıcalığı ile 'bir 5 sene sonra bölgede tanınıyor, 10 yılda sonra iddialıyız dünyada tanınacak burası' denilebilen bir anlayışı buralarda şekillendirmek lazım''. 

Sağlık turizminde lazım hususi sektörün, gerek üniversitelerin entegre şekilde çakışmadan, ayrışmadan devinim etmesi gerektiğini vurgulayan Müezzinoğu, ''Birinci görevimiz  artık sıhhat turizmini ve sıhhat endüstrisinin sac ayağının öteki ayaklarını da güçlü hale getirebilecek bir noktaya taşımamız lazım'' dedi.

Öte yandan akredite olmayan hiç bir yapının sağlık turizmi yapmayacağını vurgulayan Müezzinoğlu , bunların sıhhat turizminin haklarından da istifade etmeyeceğini söyledi.

Teşvik alınması için akredite şartı gerektiğini bildiren Müezzinoğlu, akreditasyonun Sağlık Bakanlığı ile ilişkili ancak müstakil kurum yönünden yapılacağını belirtti.

Konuşmaların arkasından Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'na plaket verildi.