Türk Kızılayı, 'Yol Güvenliği Savunuculuk Projesi' kapsamında, emniyet kemeri kullanılmamasından kaynaklı ölümlere dikkat çekmek amacıyla etkinlik düzenledi.

Çankaya Kuğulu Park'ta, 'daha caydırıcı hükümler olsaydı onlar da şimdi aramızda olacaktı' sloganıyla düzenlenen etkinlikte, Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen seyrüsefer kazalarında yaşamını yitiren 8'i çocuk 59 kişiyi temsilen 59 çift pabuç kullanıldı.

Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, Omurilik Felçliler Derneği yöneticilerinin de katılımıyla düzenlenen etkinlikte, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünya çapında her sene takribî 1,2 milyon insanın seyrüsefer kazaları sonucu yaşamını yitirdiğini, 50 milyon insanın yaralandığını, Türkiye'de de her sene 8 bin 700 insanın seyrüsefer kazalarında hayatını kaybettiğini, 200 bin insanın de yaralandığını bildirdi.

Manevi sonuçlarının yanı sıra trafik kazalarının ülkeye yıllık maliyetinin 20 milyar lirayı bulduğunu, bu parayla 6 bin 500 okul, bin 50 hastane ve ya 7 bin kilometre yol yapılabileceğini aktaran Akar, şunları kaydetti:

'Emniyet kemeri kullanılmaması yurdumuzda yol güvenliği için en mühim risk faktörlerinden birtanesini oluşturuyor. Emniyet kemeri kullanmak bir çarpışma anında ön koltuktaki sürücü ve yolcuların ölüm riskini yüzde 50 oranında azaltırken, art koltuktaki yolcuların ölüm riskini ise yüzde 70 oranında düşürüyor.

Çocuk koltuğu kullanmak ise çarpışmalarda ve birden frenlerde çocukların yaralanma riskini yüzde 70 oranında düşmesini sağlıyor. Emniyet kemeri ve çocuk koltuğu sürücülerin ve yolcuların güvenliğini sağlamanın en tesirli ve en pratik yollarından biridir.'

'Para cezası caydırıcı değil'

Daha tesirli emniyet kemeri ve çocuk koltuğu yasalarına gereksinim bulunduğunu aktaran Ahmet Lütfi Akar, trafik mevzuatındaki eksikliklerin yol kullanıcıları için hayati risk oluşturduğunu anlatım etti.

Trafik Kanunu'nun ilgili maddelerinin Dünya Sağlık Örgütü standartlarına müsait şekilde değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Akar, şöyle devam etti:

'Emniyet kemeri kullanmayan sürücü ve yolculara ön ve art koltuk gözetimi olmadan getirilen nakit cezası caydırıcı olmuyor. Emniyet kemeri ve çocuk koltuğu kullanmak aleni anlatım edilmiyor. Bu vaziyet yasanın bağlayıcılığını azaltıyor. Çocuk koltuğu kullanmayarak çocuğunun hayatını tehlikeye atan sürücülere daha ağır cezalar bulunmuyor. Oysa çocukların güvenliği söz konusu olduğunda cezaların daha caydırıcı olması gerekiyor.

Ayrıca, bilindiği üzere yeni imal edilen araçlarda olan emniyet kemeri uyarı sinyallerini durdurmak amacıyla farklı yollar ve muhtelif aparatlar kullanılırken, bu aparatları kullanan yurttaşlar ölüme çağrı açtıklarını bilmiyorlar. Söz konusu aparatları kullanan ve ya emniyet kemerini müsait biçimde kullanmayan sürücü ve yolculara yüksek nakit cezası getirilmesi gerekiyor.'