Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Kriz miriz yok!

12 Haziran 2008 - 15:45 Yorum: 1

Ankara"nın suyundan mı yoksa havasından mı; ya da Bozkırın sert ikliminden mi nedir Kasımpaşalığı tutan tutana...

Dokunulmazlık kürsüsüne çıkan öyle konuşuyor ki…

Böyle oldu mu; vay ekonominin haline…

Vay, borsanın haline...

Vay, piyasaların haline!

Sonra da çift pasaportlu Amerikan vatandaşı Devlet Bakanı"nın ifadesiyle sıcak para gelmediği gibi uçup gidiyor elimizden!

Ancak ben buradan Başbakan"ın Bursa konuşmasına dikkatinizi çekmek istiyorum.

Hani; telefonunu açık bırakıp “No” ile “Yes”i karıştıran Önder Sav Beyefendi"ye dolayısıyla da klasik CE-HA-PE muhalefetine sataşsa da Başbakan, Bursa"da yelkenleri indirmiş; bakınız, neler diyor:

“-Ankara'daki sonu gelmez tartışmaların içinde biz yokuz!”

“- Ankara'daki karanlık senaryoların içinde biz yokuz!”

“- Ankara'daki sanal gerilimlerin, sanal tehditlerin içinde biz yokuz!”

Biz kim; A-KA-PE...

Ne yaptı bu A-KA-PE?

Çiftçi yok oldu!

Esnaf bitti, kepenk kapandı!

Emekli geçim derdinde!

İşsizlik aldı başını gidiyor!

A-KA-PE iktidarı ve onun Başbakanı ne yapıyor; bütün sıkıntıları unutturup, gerçekleri görmezden geliyor!

Ne mi yapıyor; kendilerine kumpas kuranlardan yakınıyor!

Başbakan, hala “neredeeeen nereyeeee geldik” diyor.

Millet krizde anlayacağınız ama Başbakan hemen müjdeyi patlatıyor:

“-Bugün artık bizim lügatımızda kriz kelimesi yok. Onu ayaklarımızın altına aldık!”

Sonra, yine devam ediyor:

“- Gerilim bu kubbede baki kalmaz!”

“-Fitne bu kubbede baki kalmaz!”

“- Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş. Eser baki kalır. Hizmet baki kalır. Millet için yaptıkların, millet için ürettiklerin baki kalır.”

Ve, Başbakan çok şükür ki bir gerçeği beyan ediyor:

“-Bugün çağdaş dünya da teyit ediyor ki insansız devlet olmaz. Milliyetsiz, milletsiz cumhuriyet olmaz...”

***

Başbakan"ın konuştuğu saatlerde yine ajanslara düşen bir haber…

Egemen Bağış; namı diğer Başbakan danışmanı, Diyarbakır"da diyor ki;

“- Türkiye'de etnik kimliği ve dini inancı ne olursa olsun bütün insanların birinci tercihi olan AK Parti'yi denklemin içinden çekersen, Türkiye'nin huzuru, birlikteliği, bütünlüğü ne olur, bunu hepimizin düşünmesi lazım.”

Bağış, bağışlasın ama kendi sorumluluklarındaki haber ajansına yansıyan bu açıklama izaha çok muhtaç!

Vay vay vay! Sahi ne olur ki? “Sadaka kültürü” ile sandıklardan oy alanlar daha çook çıkar!

Hani, A-KA-PE"nin lügatinden kriz kelimesi silinmişti?

Allah göstermesin bırakın krizi, iç barış bozulurmuş da haberimiz yok!

Elbette kriz sözcüğünü lügatten çıkaran Başbakan"ın da, Danışmanının bu açıklamasından haberi yok!

Şerefli Türk Ordusuna sataşanlara karşı Genelkurmay Başkanlığımızdan hak edenlere verilen cevaptan da haberi yok.

Öyle ya Bursa nere, Diyarbakır nere, Ankara nere?

Başbakan konuşuyor ya mesele yok!

Ama; ben Başbakan"ın krizden uzak açıklamalarının ne kadar süreceğini, herkese meydan okuyan tavırlar sergileyeceğini de doğrusu hiç mi hiç merak etmiyorum!

Vah Türkiyem vah!

* * *

Bu arada Koordinatörlüğünü yaptığım ANAYURT Gazetesi yazarlarından Hamdi Yılmaz"ın “Bilge Türk” Cengiz Aytmatov"un ardından duygularını dile getirdiği yazısını da Türk milletinin dikkatine sunmak istiyorum.

Mankurt"ların alabildiğine arttığı günümüzde Aytmatov"lar hiç bitmesin diliyorum; Bilge Türk"e, Allah"tan rahmet diliyorum:

İşte sözünü ettiğim yazı:

“…1992- 1993 yıllarında O"nunla tanışmama bir kaç kez ramak kalmışsa da, gündelik işlerin telaşı buna mani oldu. Pek çok şeyde olduğu gibi bu konuda da şu anki pişmanlığımın bir faydası yok. Ama O"na her hafta gidip gelen dostumun anlattıklarını dinledikçe, güzel bir rüyânın gerçek oluşuna sevinir gibi sevinirdim.

Amsterdam"da yaşadığım o yıllarda, O Lüksemburg"da Büyükelçi idi.

“Geçmişini unutmuş, bedeniyle ve ruhuyla karşı tarafın buyruğu altına girmiş, yeni efendisine yaranmak için kendi değerlerine, ailesine ihanet edenlerin ortak adı” nedir sorusuna, kos koca Türk dünyasında az çok mürekkep yalamış her insanın vereceği cevap ne olabilir? Elbette, “Mankurt”!

“Mankurt” kavramını sosyolojik bir terim yapma ve tüm Türk dünyasına benimsetme başarısı ise O"na ait..

Yani, dün dünyadaki sağ duyu sahibi her Türk"ün Kırgızistan"daki Atabeyit Anıt Mezarı"na gidemediği için yüreğinde kıldığı cenaze namazı ile bu dünyadan uğurladığı, dünyanın en büyük yazarı Cengiz Aymatov"a..

Keşke, 14 Haziran Kırgızistan"da olduğu gibi tüm Türk Dünyası ülkelerinde, en azından Türkiye"de “Matem Günü” ilan edilebilseydi.

“Aytmatov'un eserlerindeki başlangıç, aynı zamanda bitiştir. Başlayan her şey biter, biten her şey de yeni bir başlangıçtır. Zamanın erdiği bozkırlarda, gün, yüzyıl kadar uzun; geçen yüzyıllar ise bugün kadar yakındır aslında.”

 Bu yorumu, Hınıs"ın Toprakkale Köyünde öğretmenlik yaparken, tabiatın sabahtan akşama kadarki olan değişimine bakarak çok düşündüm. Aymatov"un, “Gün Olur Asra Bedel” romanındaki anlatım ustalığını aslında ben Toprakkale"de kavradım. Aymatov, bu romanında, kahramanı Yedigey"in can dostu Kazgangap"ın sağlığında, Kırgız efsanelerinin birinde adı geçen Nayman Ana Türbesinin yer aldığı Ana Beyit bölgesine gömülmek isteyişini söylemesini ve vasiyetin yerine getirilmesi için çabalanan günü anlatır.

“Her şey, bir devenin sırtında Ana Beyit mezarlığına yol alan cenaze konvoyunun en önünde giden Yedigey"in bilincinde oluşur ve gelişir. Sarı Özek'teki istasyondan kutsal mezarlığa giden cenaze konvoyunun başını çeken Yedigey, can dostu Kazgangap'la yaşadıklarını, bu kısa yolculuk sırasında geri dönüşlerle bilinç üstüne çıkarır. Yedigey, koca ömrü, bir güne hatta saatlere sığdırır; geçmişin, şu anın ve geleceğin aynı şey olduğunu, deve sırtındaki bilinç akışlarında yaşar ve yaşatır.”

Umulur ki, dün Atabeyit Anıt Mezarı"da gerçekleşen cenaze töreni de, Türk Dünyası"nın bilinç altını gün ışığına çıkartır. O"nun ömrünün bitişi, milletinin dirilişi için bir başlangıca vesile olur.

Uğurlar olsun Türk"ün yiğit evladı. Yattığın yer nur olsun Aytmatov.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI