Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Siyaset 25 Temmuz 2014 - 01:40 Yorum: 0

Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Gerçekten orantısız güç kullanan İsrail'e ders vermek istiyor musunuz? O zaman Malatya Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin. Çünkü bu, sürekli İsrail'e bilgi taşıyor" dedi.

Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin

Kılıçdaroğlu, NTV'nin diri yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, 'Cesaret ödülü' veren Amerikan Yahudi Kongresi'nin bu ödülü arka istediği belirtilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, daha öncelikle Gazze'de yaşanan dram sebebi ile Başbakan'a bu ödülü iade etmesi anlamında bir çağrıda bulunduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

'(İade edersen daha şık olur) demiştim. Ama hiç ses çıkmadı. İade de etmedi, 'oranın İsrail'le ne merakı var' denildi. Eğer iade etseydi, kendi iradesiyle iade etmiş olacaktı. Ama şimdi onlar karar aldılar, 'bize arka ver' diyorlar. Ben merak ediyorum, Erdoğan hangi yüzle götürüp verecek ve nasıl verecek. Eğer bizim sözümüzü dinleseydi, sebebi ise o bizim yaptığımız her eleştiriyi kendi aleyhinde bir eleştiri şekilde algılıyor, halbuki hariç siyaset iç politikaya materyal edilmeyecek kadar ciddi bir alandır. Dış politikanın ulusal olması şarttır, bütün siyasi partilerin hariç siyaset konusunda ortak söylem geliştirmesi gerekir ama öyle bir hariç siyaset izlediler ki Türkiye'ye ziyan verir noktaya getirdiler. Biz, kendisini defalarca uyardık, sırf madalya bunun aşırı küçük örneğidir, Suriye, Mısır, Mavi Marmara meselesinde uyardık ama her seferinde 'sizin söylediğiniz, yanlış bizim dediğimiz doğrudur' dedi. Bugün yalnızlaşan bir Türkiye var. Şimdi yarın madalyayı iade edip etmeyeceğini ben de merak ediyorum ve nasıl iade edecek onu da merak ediyorum. Kendi hür iradesiyle iade edebilseydi inisiyatif kendinde olacaktı, şimdi inisiyatif kendinde bulunmaz ve diyorlar ki 'size verdiğimiz madalyayı bize iade edin.' Bu da tıpış tıpış götürecek, iade edecek.' 

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine kendilerinin öngördüğü dış politikanın yürürlükte olması durumunda, Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de ve Mısır'da yaşanan tabloların olmayacağını savundu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyareti ve ateşkesle ilgili açıklamalarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Katar'ın ateşkese mani olduğunu ileri sürdü. 

''Kürecik'teki radar istasyonunun şalterinin indirilmesi gerektiğini'' ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Gerçekten orantısız kuvvet kullanan İsrail'e ders vermek istiyor musunuz? O süre Malatya Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin. Çünkü bu, devamlı İsrail'e bilgi taşıyor' dedi. 

İstasyonun 2014 sonunda NATO'ya devredileceğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Buradan İsrail'e bilgi gitmediği'' yönündeki açıklamaların doğru olmadığını ileri sürdü. 

ABD ile İsrail arasında 2012'de müşterek bir tatbikat yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, 'Amacı neydi biliyor musunuz? Kürecik'le bunun gibi olan İsrail'deki radar istasyonu arasındaki bilgi iletişimi test edildi, karşılıklı. Erdoğan aşırı konuşuyor, konuşmakla hariç politikada sorunlar çözülseydi şimdiye kadar çözülürdü. Dış politikada iş yapacaksınız' diye konuştu. 

-'Biz bunların filmlerini de yayınlayacağız'-

Kılıçdaroğlu, IŞİD'in elindeki silahların Türkiye'den gönderildiğini savunarak, şöyle devam etti:

'Yargıdaki dosyanın içerisinde savcının ifadesi var, polisin ifadesi var. Düşünün tırlar yakalanıyor, MİT'e ait bulunduğu söyleniyor, MİT Adana Bölge Başkanı o tırların MİT'e ait olduğunu bilmiyor. Ama Erdoğan biliyor. Silahlar Esenboğa'dan yüklendi. Yabancı bir uçaktan. Nereden geliyor bunlar? Katar'dan geliyor. 90 yıllık cumhuriyet tarihinde hiç bir süre biz, öteki Müslüman ülkeye, birbirlerini öldürsünler diye silah göndermedik. Erdoğan hükümeti dönemi hariç. Erdoğan, kalkıp 'bunlar yalandır' diyemiyor artık. Derse emin olun biz bunların filmlerini de yayınlayacağız.'

Mısır'ın Ortadoğu'nun en ciddi ülkelerinden birisi olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, yanlış politikalar sebebi ile bu ülkenin % dönem dışı bırakıldığını söyledi. 

Ortadoğu'da herhangi bir problem olması zorunda eskiden Türkiye'nin kapısının çalındığına değinen Kılıçdaroğlu, 'Şimdi hiç bir memleket Türkiye'nin kapısını çalmıyor' değerlendirmesinde bulundu. 

İsrail'i eleştirirken, bu memleket halkını eleştirmediklerini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, Musevi vatandaşlara yönelik 'linç girişiminin' ise yanlış olduğunu, savunulamayacağını aktardı.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçimi için yoğun bir program uyguladığını dile getirerek, seçime kadar bütün günlerinin dolu olduğunu söyledi. Dokuz siyasal partinin bir araya gelerek, Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun demokrasiye oluşturulmuş en büyük katkı olduğunu anlatım etti. 

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun tarafsız, sakin bir kişi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun 'öfke dilini' kullanmadığını vurguladı.

İhsanoğlu'nun hem Ortadoğu'yu hem de Batı'yı aşırı iyi bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, bununla birlikte yüksek ahlaki vasıflara sahip olduğunu ve arkasında 'kara bir leke' bulunmadığını aktardı. 

Bakıldığında İhsanoğlu'nun sağ kökenli bir kültürden geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Ama biz Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz, olmadan biz CHP'yi düşünmüyoruz' ifadesini kullandı. 

-'O süre hiç konuşmayacaksın'

'Zamanında en dikkati çekimli açıklamanızdan biri, 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' çağrınız oldu. Bu, ne kadar yankı buldu?' sorusuna Kılıçdaroğlu, 'Düşündüğümden daha çok yankı buldu. Eleştirenler de oldu, 'iyi yaptın' diyenler de oldu. Onu şunun için söyledim, noktayı zamanı gelince hepimiz konuşuyoruz, eleştiriyoruz eyvallah. Ama gereğini de yapalım, hem sandığa gitmeyeceğim hem konuşacağım, o olmaz. O süre hiç konuşmayacaksın' yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, seçime katılım ne kadar yüksek olursa, o kadar sıhhatli bir sonucun ortaya çıkacağını söyledi.

'Tatilcilerin sandığa gitmesi meselesinde semboller geliyor mu size?' sorusuna karşılık ise Kılıçdaroğlu, pek aşırı ilçeye ve beldeye gittiğini, çok sayıda vatandaşın seçmen kütüklerini tatil yörelerine aldığını, bir kısmının da ikametlerinin bulunduğu yerde oy kullanacağını öğrendiğini, bunun kendisini mesut ettiğini söyledi.

Bazı aydınların, 'sandığa gitmemeyi' düşündüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Bir şeyi protesto etmek acaba kimin işine yarar? Kendisinin düşündüğünü gerçekleştirebilecekse protesto ettiği süre gitmesin ama kendi düşündüğünün tam ters bir sonucu ortaya çıkaracaksa, o süre sandığa gitmeyerek öteki tarafa zaten katkı yapmış oluyor' dedi.

-'Sembolik bir makamdır'

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ve Selahattin Demirtaş'ın banka hesaplarına yatırılan yardım paralarını açıkladığına değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, kendi kampanyasına gelen parayı açıklamadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, bir soruya karşılık, 'Eğer cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişi, sabah, akşam başbakanın işine karışırsa, devlette kriz çıkar. O süre o başbakan konumu gereği 'kukla başbakan' olmuş olur. Bizim demokrasi tarihimize yeni bir sıfat eklenmiş olur' diye yanıtladı.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, 'Hükümete müdahale etmem' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, teamüllerin, geleneklerin ciddi olduğunu dile getirdi.

Vatana ihanet dışında cumhurbaşkanının sorumluğunun olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığının devleti, bayrağı, ülkeyi temsil eden sembolik bir makam olduğunu belirtti.

-'Erdoğan'ın tavrına kendini mahkum etti'

'Abdullah Gül dönemi sona eriyor. Ne söylemek istiyorsunuz?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

'Sayın Abdullah Gül, devletin geleneklerine, yani cumhurbaşkanlığı makamının bugüne kadar oluşan geleneklerine bağlı kaldı. Devlet kurumları içerisinde süre vakit ortaya çıkan sorunlar vardı, o hastalıkların çözme konusunda belli iradeyi koyduğunu biliyorum. Zaman süre hususi görüşmelerde aktarılırdı. Ben, sırf Sayın Gül'ün hükümetten gelen her tasarıyı, 1-2 istisna hariç, aynen onaylayıp ki anayasaya aykırılığı aşırı olan tasarılar, Resmi Gazete'de yayımlanmasını doğru bulmadım. En azından onaylasa dahi kendisi Anayasa Mahkemesi'ne başvurup dava açmalıydı veya bir defa daha görüşülmek üzere gerekçelerini yazarak Parlamentoya göndermesi gerekirdi. Bunu yapabilseydi toplumun bütün kesimleriyle daha sıhhatli bir diyaloğun yolu açılmış olurdu. Sayın Gül, buna pek itibar etmedi. Bir de Gül'ün şöyle bir ayrıcalığı çıktı ortaya. Sayın Gül, büyük ölçüde cumhurbaşkanlığı sonrasındaki siyasi hayatını şekillendirmede Erdoğan'ın tavrına kendisini mahkum etti, geleceği ona bağladı. 'Cumhurbaşkanlığı makamından sonra benim siyasette yolumu veya önümü Erdoğan açacaktır' diye beklenti içine girdi. Bu beklenti onun sıhhatli bir cumhurbaşkanlığı görevi yapmasını engelledi ve kendisini bir manada Erdoğan'a bağımlı kıldı.'

Cumhurbaşkanlığının ulu bir makam olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'O makamdan sonra insanlar, bir köşede oturmalılar. Siyasete girebilirler fakat o makamın gereğini yerine getireceksiniz, kendinizi başbakana bağımlı kılmayacaksınız, kendinizi içinden çıktığınız siyasi partinin bir unsuru durumuna getirmeyeceksiniz. Çünkü orası tarafsızlığı öngörülen bir makam. Ve o tarafsızlığı koruyacaksınız. Ben Gül'ün bu tarafsızlığı koruduğu kanısında değilim' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Gül'ün cumhurbaşkanlığını belirgin bir çıtanın altına düşmeden götürdüğünü vurguladı.

-'Şimdi problem yok'

'Cumhurbaşkanlığı seçiminin, sistem veya rejim referandumu olabileceği yorumu var. Buna katılır mısınız?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine geçmek dileyen Erdoğan'ın, siyaseti değerlendirirken her vakit kendi şahsi kariyerini düşündüğünü ve buna göre bir bina oluşturmaya çalıştığını ileri sürdü.

Türkiye'nin 200 yıllık bir parlamento geleneğinin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, devleti devlet yapanın, kurumlar ve gelenekler olduğunu söyledi.

Parlamenter sistemde yanlışlık ve aksaklıkların olduğunu anlatım eden Kılıçdaroğlu, 'Aksaklığı doğuran nedir? 12 Eylül düzeni, Siyasi Partiler Yasası. Bir lidere sultanlık görevi veriyorsunuz, diyorsunuz ki 'sen bütün milletvekillerini belirleyebilirsin.' O parlamentoda sultanın, liderin sözüne karşı çıkılabilir mi? Çıkarsa bir dahaki seçimlerde namzet gösterilmeyecek. Nerede irade' dedi.

'Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığına CHP'de  itiraz olmuştu. Bu, ne durumda?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başta tepkilerin olduğunu fakat şimdi herhangi bir sorunun bulunmadığını kaydetti.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber