1989 yılından beri ülkemizde 14-20 Nisan arası “Kutlu Doğum Haftası” olarak kutlanmaktadır. Her geçen gün de nitelik ve nicelik olarak daha güzel etkinlikler yapılmaktadır.
Efendiler Efendisi (sav); sadece inananlar, insanlar, hatta sadece canlılar için değil; bütün bir varlık için rahmettir.
Çünkü herhangi (canlı-cansız fark etmez) bir varlık için en önemli şey varlığının, “hayat”ının olmasıdır.
Varlığın “var olması” ancak Efendiler Efendisinin var olmasıyla mümkün olmuştur.
Çünkü bazı kaynaklarda kudsi hadis olarak zikredilen bir hadiste Cenabı Allah Efendiler Efendisine hitaben “Eğer sen olmaz saydın kainâtı yaratmazdım” diye buyurmaktadır.
Milli Şairimiz, Kuran Şairi Mehmet Akif Ersoy bu hakikâti ne güzel ifade eder.
“Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep;
Medyûn onacem'iyyeti, medyun ona ferdi.
Medyundur o Mâsûma bütün bir beşeriyet
Ya Rab bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.”
Son yıllarda Kutlu Doğum Haftası’nın ana teması her yıl farklı bir konu olmaktadır.
Efendiler Efendisinin hayatından, güzel ahlakından yola koyularak insanlığın muhtaç olduğu değerler bir hafta boyunca anlatılmakta, seçilen konu hakkındaki islamî ve evrensel mesajlar herkese iletilmeye çalışılmaktadır.
Bu yıl ki KUtlu Doğum Haftasının ana konusu “Kardeşlik” “Kardeşlik Hukuku”.
Güncelliğini ve önemini hiç bir zaman yitirmeyen, (her ne kadar zahiren sadece islam dünyasının kanayan yarası, zaafı gibi görünse de, her din ve inançtaki, eylem ve fikir hareketinin en önemli meselesidir.) bir konudur.
Bir dinin, davanın, düşüncenin, hareketin müntesipleri arasındaki kardeşlik bağının samimiyeti, kaviliği, sıhhati o dinin, davanın, düşüncenin kaviliği, devamlılığı ile doğru orantılıdır.
Cenab-ı Allah insanlar ve varlıklar arasındaki dengeyi “hak” ile sağlamaktadır. İsimlerinden biri “HAK”tır. “Kul hakkı” ile huzuruna çıkmamamızı bizden istemektedir.
Efendiler Efendisi islam dininin temelini “müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez…” dusturu üzerine bina etmiştir.
Bediüzzaman hazretleri hareketini “fena fi ihvan” dusturu üzerine bina etmiştir.
Her din ve düşüncede, davada, eylemde, teşkilatlanmada kardeşlik konusu son derece önemli bir konudur.
Bu kavram bu hafta etraflıca ele alınmalı, tahlil yapılmalıdır.
“Kardeş” “kardeşlik” derken bu kavramın bize çağrıştırdığı, zihnimizde oluşturduğu mana ve algılama nedir?
Diyanet İşeri Başkanlığı tarafından bu yıl gerçekleşen Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal KIlıçdaroğlu katıldılar.
Her iki lider birer konuşma yaptılar.
Sayın Kılıçdaroğlu son derece güzel ve anlamlı bir konuşma yaptı. Klasik alışagelmiş bir CHP dilinden uzak bir dil konuştu. Halkın görmek ve duymak istediği bir dildi bence.
Başbakanın konuşmasına gelince daha çok siyasi bir konuşma havasında oldu.
Dikkatimi çeken nokta bu yılın ana teması “kardeşlik” ve “kardeşlik hukuku” olmasına rağmen bilhassa başbakanın konuşması kardeşliğe zarar verici bir dil idi.
Dost-düşmanın, canlı-cansız bütün varlıkların kendisiyle hayat bulduğu Efendiler Efendisi yad edilirken ima yoluyla dahi olsa kardeşlik duygularına zarar verecek, negatif düşünce ve duyguları çağrıştıracak sözlerin dillendirilmesini işin doğrusu doğru bulmadım.
Başbakanın sözü yakın zamanda mecliste geçen iki önemli konuya getirerek bu anlamlı günde yakın tarihin çöplüğüne gönderme yapması kardeşlik adına ve kutlanan proğramın ruhuna uygun olmadı. Çünkü siyasi bir mekan ve gün, proğram değildi, olmamalıydı…
Bediüzzaman hazretleri, hizmet ederken dahi başkalarının, kardeşlerinin gıpta damarlarını tahrik etmemek gerektiğini belirtir. Bir adım ötesi kardeşlikte zirve nokta olarak “ben değil kardeşim yapsın da ecri o alsın” mülahazaları…
Bu pencereden bakınca, Başbakanın konuşması esnasında yaptığı göndermeler ve siyasi konuşmaları esnasında aldığı alkışlar Sayın Kılıçdaroğlunu ve farklı düşüncede insanları rahatsız etmemişmidir acaba?
Etmişse peki nerde kaldı kardeşlik? Nerde kaldı kardeşini incitmeme, Kınamama?
Bence başbakanımız kalbi selim ile yaptığı konuşmayı bir dinlese kendileri de yaptığı konuşmanın yerinde olmadığını görecektir.
Ahh! Bu siyaset virüsü… İnsana bir bulaşı versin, meleği şeytan, şeytanı da melek gösterir insana…
