Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Siyaset 19 Ağustos 2014 - 16:45 Yorum: 0

Lice'deki olaylar sürece provokasyondur

Başbakan Yardımcısı Atalay, Lice'de yaşananların çözüm sürecine yönelik provokasyon olduğunu vurgulayarak, "HDP kesimiyle de görüldü. Onların da onayladığı birşey değil" dedi.

Lice'deki olaylar sürece provokasyondur

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki bir örgüt üyesine ait heykelin kaldırılması esnasında çıkan vakalara ilişkin, yaşananları çözüm sürecine yönelik provokasyon şekilde niteleyerek, 'HDP kesimiyle de görüşüldü. Onların da katiyen onayladığı bir şey değil. Onların da bilgisi bulunan bir şey değil. Onlar açısından da bu bir provokasyondur' dedi.

Atalay, NTV'de katıldığı diri yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki bir örgüt üyesine ait heykelin kaldırılması esnasında yaşanan olaylara ilişkin soru üstüne Atalay, 'heykel olayının' birden çıktığına dikkati çekti.

Kendisinin çözüm süreciyle ilgili mühim açıklamaları ve HDP'nin İmralı ziyaretinin ardından, daha evvela varlığından kimsenin haberi bulunmadığı bu heykelin ortaya çıktığını belirten Atalay, bir iki gazetenin de bunu haber şekilde verdiğini, çözüm sürecinden mesut olmayan kesimden de beyanatlar geldiğini aktardı.

Olayın araştırıldığını ve kabul edilebilmekte olmadığını dile getiren Atalay, mülki idarenin, jandarmanın da olayla ilgili fazla bilgisi bulunmadığını, basına yansıdıktan sonra haberdar olunduğunu anlattı.

Atalay, 'Bugün gereken düzenlendi ve yapılır. Böyle şeylere de müsamaha edilmez. Şöyle görürüz bu olayı, bu işleri yürüten de bir şahıs olarak, sürece provokasyondur. Provokatörler her yerde var. Orada var, başka yerlerde var, siyaset içerisinde var, maalesef basın içerisinde de var. Sürekli 'bu çeşit şeyler olsa da büyütsek, çözüm süreci yürümüyor diye haber yapsak' diyen hevesliler de var. Hepsinin işbirliğiyle bu provokasyon böylece atlatılmış oldu' değerlendirmesinde bulundu.

'HDP kesimiyle de görüşüldü. Onların da katiyen onayladığı bir şey değil. Onların da bilgisi bulunan bir şey değil. Onlar açısından da bu bir provokasyondur' diyen Atalay, 'Olan bir cana oldu, yazık oldu' ifadesini kullandı.

'Heykelin dikilmesi önceden engellenemez miydi?' sorusuna karşılık Atalay, 'Olabilirdi fakat bölgeden bize de bilgi gelmedi. Belki bölgedekilerin de bilgisi olmadı. Çünkü bu kırsal kesimde ve son anda, yani haberlere yansıdığı gün oraya dikilmiş oldu' dedi.

Gerekirse Kandil'le de görüşülür

Çözüm süreci kapsamında 'eve dönüşler takvime bağlandı mı?' sorusu üstüne Atalay, süreç kapsamında atılan adımları anlattı.

Süreçle ilgili bir yol haritası üstünde çalıştıklarını anımsatan Atalay, bu süreçte görüşme heyetlerinin genişleyeceğini, MİT dışında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığından da katılım olacağını aktardı.

'Oluşacak yeni heyetimizin Kandil'le de direk görüşmesini dilek ediyorum' diyen Atalay, 'Devlet kurumlarımız gerekirse Kandil'le gerekirse diğer yerlerle de görüşürler. Çünkü bu işin bundan böyle son adımlarının belirlenmesi safhasındayız. Yasa çerçevesinde, fiil planının olgunlaşması için gereken her görüşme yapılır' ifadelerini kullandı.

Eve dönüşlerin sağlanması için hukuki düzenleme gerekip gerekmediği sorusuna Atalay, bütün bunlardan evvela bütün eylemlerin durması gerektiğini söyledi.

Bölgede haraç toplandığını, oy kullanmada baskı yapıldığını ifade eden Atalay, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili de bu çeşit vakalara müdahale edildiğini bildirdi.

Asayiş olaylarına İstanbul'da, Ankara'da bulunduğu bu şeklinde buralarda da müdahale edileceğini vurgulayan Atalay, İçişleri Bakanlığını, silahlı kuvvetleri, jandarmayı, hukuk dışı, baskı, tehdit eylemlerine müdahale edilmesi gerektiği konusu için uyardı. Atalay, bu çeşit olayların çözüm süreciyle irtibatlı olmadığını, hukuk dışı eylemlere göz yumulmayacağını belirtti.

Çözüm sürecine ilişkin izleme kurulu oluşturulmasının gündemde olup bulunmadığı sorusuna karşılık Atalay, bu yönde bir ilgi olduğunu, fiil planı içerisinde bu çeşit mekanizmaların düşünülebileceğini lakin nihai kararın verilmediğini kaydetti.

misal olarak, akil kişiler heyetinden böyle bir mekanizma geliştirilebileceğini belirten Atalay, bu konunun karara bağlanmadığını yineledi.

Gerekiyorsa yeni hükümler da çıkar

'Geri dönüş için hukuk varmı dediniz. Gerekiyorsa yeni hükümler da çıkar' diyen Atalay, 'Herkesin aklına af geliyor' denilmesi üzerine, şunları kaydetti:

'Af kavramı kullanmıyoruz. Eve dönüş fazla fazla kapsamlı bir şey. Suça karışmışlar, karışmamışlar, örgüt mensupları, lider kadrolar... Bakın dünyada bu sorunları çözenler bu konuların hepsini çalışmıştır. Gerekiyorsa hükümler çıkmıştır. Çıkar, gene de bunlardan tereddüt etmemek lazım. Bir kez Türkiye'de iri bir sıkıntısı çözüyorsunuz. 30 yıldır devam eden adeta iç savaş. Cenazeler geliyor, anneler çocuğu askere gitme vakti gelirken tir tir titriyor. 'Nereye gidecek, tabutu mu gelecek?' Öbür taraftaki anneler, 'dağa gidiyor orada ne olacak?' Böyle bir yurt olmaz.'

Devletin kendine azalan sorumluluğunun iri tarafını yerine getirdiğini belirten Atalay, eve dönüşle ilgili düzenlemelerin devletin en mühim sorumluluklarından birisi olduğunu, bununla ilgili ciddi araştırmalar, analizler bulunduğunu söyledi.

'Bundan sonra karşı tarafta yapıcak fazla fazla şey var' ifadesini kullanan Atalay, 'Ne bekliyorsunuz?' sorusu üzerine, 'Yol haritasını ortaya koyacağız, dışarıya çekilme, silahı bırakma, sonra da kişilerin eve dönüşü, eve dönüş süreçleri, hem örgütü hem Mahmur'u. Sonra bunların Türkiye'de yaşamın içerisinde normal hayatlarını yaşaması. Türkiye normal yurt olsun istiyoruz. İstediğimiz diğer bir şey değil' diye konuştu.

Sınırımızın içine doğru iri bir risk görmüyoruz

Irak'taki son hal ve IŞİD tehdidine son verilmesinin çözüm sürecine katkısının olup olmayacağı sorulması üzerine Atalay, bu konudaki tavırlarının dikkat çekici ve tutarlı olduğunu belirtti. 

Irak'tan Türkiye'ye doğru gelen iri göç dalgasının olduğunu anlatım eden Atalay, tıpkı sürede bölgede Yezidilerin ve Türkmenlerin sorunlarının bulunduğunu söyledi. Irak'taki olaylarla ilgili hali fazla fazla hassasiyetle izlediklerini vurgulayan Atalay, 'Türkiye şekilde şu anda doğrusu biz kendi sınırımız ve ya sınırımızın içine doğru iri bir risk düşünmüyoruz, görmüyoruz. Ama insani boyutlarda da, oradaki olayların sonucu, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz' diye konuştu.

20 bin benlik kamp

Başta Türkmenler olmak üzere alana yapılan yardımlara ilişkin bilgi verici Atalay, Dohuk'a 15 kilometre mesafede 20 bin benlik Türkmen kampı kurulduğunu belirtti.

Söz konusu kampı kurmanın 20 bin benlik bir belde kurmak bu şeklinde olduğunu anlatım eden Atalay, altyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini bildirdi. 

Kampa taşınmaların bir-iki gün içerisinde başlanmasının planlandığını dile getiren Atalay, yaklaşık 50 bin Yezidi nüfusun şu anda devinim biçiminde olduğunu söyledi.

Türkiye'ye 2 bin civarında Yezidi'nin geldiğini anlatım eden Atalay, 'Türkiye, Yezidiler konusu için dünyaya misal olacak, seri bir emek yürüttü. Hem Türkmen kardeşlerimize hem Yezidilerle ilgili şu andaki bu çalışmalarımız sürüyor. Bu konu hakkında Türkiye'ye hiç kimse 'üzerine düşeni yapmadı' yönünde birşey söyleyemez' dedi.

'Sınıra doğru bir devinim beklemiyoruz değil mi' denilmesi üstüne Atalay, 'Şu anda iri bir devinim yok. Şu anda biraz daha rahatlama da mevcut hatta' karşılığını verdi.

Bir-iki hadise çıktı diye bütün Suriyelileri suçlamak yanlış

Ülkelerindeki vakalar sebebiyle Türkiye'ye sığınan Suriyelilerle ilgili kimi kentlerde olayların çıktığı hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Atalay, küçük vakalara bakarak umumi değerlendirmelerde bulunulmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 200 bin Suriyeli bulunduğu bilgisini paylaşan Atalay, bunlardan 220 bininin kurulan 22 kampta kaldığını kaydetti.

Kampların genelde hudut şehirlerinde bulunduğunu anlatım eden Atalay, 'Bu kamplarımızın hepsi uluslararası standartların fazla fazla üstünde ve iyi yönetiliyor. Bu kamplarımızda hiç bir sıkıntı yok. Sağlığından eğitimine her şey karşılanıyor' dedi. 

Uzun zaman çadırda, konteynerde kalmanın pratik olmadığına dikkati çeken Atalay, imkanı bulunan kimi Suriyelilerin de şehirlere geldiğini hatırlattı. Bunların içerisinde sürenin uzamasıyla ihtiyaç sahibi özelliğine düşenlerin olduğunu anlatan Atalay, 'Genel anlamda Suriye'den gelen vatandaşlarımız fazla fazla uyumlu insanlar. Her yerde vatandaşlarımız da bunlara fazla fazla destekçi oldular. Bir iki yerde, bir-iki hadise çıktı diye bütün Suriyelileri suçlamak yanlış' diye konuştu.

Kamplarımızda hala boş yer var

Bu konularda hepimizin dikkatli ve sabırlı olması gerektiğini belirten Atalay, şunları kaydetti:

'Bunlar bizim misafirimizdir. Biz, bir açık kapı politikası uyguladık. Çevremizde kişiler hayati tehlikedeyken kapını kapatamazsın. Irak'tan gelenler de şimdi geliyor. Dolayısıyla Türkiye herzaman böyle bir bölgede olmuştur, tarih boyu bu çeşit sorumlulukları almıştır. Onlardan birtanesini gene şu anda aldık ve bunu yönetmeye çalışıyoruz. İnşallah iyi yöneteceğiz. Ben bu çeşit problemlerin da büyüyeceği bu şeklinde bir kanaat içerisinde değilim. Kamplarımızda hala boş yer var, şu anda 30 bin kişilik. Valililerimize de bunu söyledim. Suriye'den gelen kardeşlerimizin dilencilik bu şeklinde konumlarda görünmelerinden biz de rahatsızlık duyuyoruz. 'İhtiyacı olanları, bu çeşit sorunları olanları kamplarımıza gönderin' diyoruz. Bu görüntüler iyi değil. Mahalli idarelerimiz, sivil cemiyet kuruluşlarımız fazla fazla ciddi yardımlarda bulundular. Kamplarımızda hala boş yer var.'

ETİKETLER: Lice , Provakasyon
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber