Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Malatya böyledir. Unuttun mu hatırlatır!

11 Ekim 2010 - 22:29 Yorum: 11

Malatya, Türkiye için önemli bir kentti...

Malatya, bölgesinin lokomotifiydi...

Malatya, dünyada da çok iyi biliniyor, tanınıyordu...

Malatya, Doğu ile Batı"nın geçiş noktasında stratejik bir üstü…

Evet, 4 gün boyunca Ankara"da Malatya rüzgarı esti. Tıpkı yıllar yıllar önce olduğu gibi... Hüseyin Gazi, oğlu Battal Gazi"ye hasret Ankara"yı Türkleştirmenin mücadelesini verirken şimdi de Malatya, Ankara"ya “Beni çok ihmal ettin” diyordu!

Tüm Malatya ayağa kalkmış; “Tüm özelliklerimi bir kere daha tanı, hatırla” diye haykırıyordu!

Öyle de oldu, profesyonellik ve amatörlüğün iç içe olduğu bir organizasyonda Malatya, Ankara"ya “Beni fazla ihmal ettin! Ama ben işte buyum, ben Malatya"yım” dedirtti!

“Malatya Günleri”nin açılışını T.C."nin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bey yaptı. Konuşmasındaki notlara bakar isek, Malatya"yı danışmanlarının iyi analiz ettiğini görmek mümkün.
Bülent Bey; manevi gönül erenlerinden sanat dünyasına, kültürümüzden mutfağımıza kadar özelliklerimizi birer birer sıralıyordu.

Dedik ya ders iyi çalışılmıştı...

Bülent Bey, Malatya"yı ve Malatyalı"yı övdükçe gururlananları görmenizi isterdim! Kuru söz de olsa övgü övgüydü ne de olsa!

Sanatçı cenneti Malatya"yı anlatırken Tamburi Cemil Bey"i de, Kemal Sunal"ı da unutmadı Bülent Bey... Siyasette ise İsmet İnönü"den Turgut Özal"a ve cesaretin simgesi, Malatya"nın şehidi Hamid Fendeoğlu namı diğer Hamido"sunun unutturmuyordu Bülent Bey.

Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle anılan, Malatya"nın sevdiği, benim de lise yıllarında hayranı olduğum ve çok büyük saygıyla bugün de andığımız cesur Hamido yadediliyordu.

Tam bu sırada İsmet İnönü"den söz edilmediğini fark eden bir Malatyalı hemşehrimizin hatırlatması yankılanıyordu:

“…İsmet İnönü de Malatyalı…”

Başbakan Yardımcısı Bülent Bey, usta hatipliğini hemen sergiliyordu:

“Ne güzel. Çok teşekkür ediyorum onu da rahmetle anıyoruz. Türkiye'nin değerli bir büyüğü. İşte Malatya böyledir. Unuttu mu hatırlatırlar adama. Aferin be ağzına sağlık. Sen hatırlatmasan açıkgöz gazeteciler kim bilir ne diyecekti? 'Herkesi saydı İsmet Paşayı unuttu' diye. Saymakla bitmiyor, bazılarını unutmamak da mümkün değil, dolayısıyla unuttuklarımız için özür diliyoruz.”

4 gün devam eden “Malatya Günleri” dedim ya, profesyonellikle acemiliklerin sergilendiği bir gösteri zinciriydi... Yağmur bereketine soğuk da eşlik edince Ankara"nın merkezindeki hem yetim hem de öksüz Atatürk Kültür Merkezi zor bir sınav veriyordu. Çadırlardaki standlara doyamayıp uzunca kalmak zorunda olan büyük küçük herkes tuvalet ihtiyacını giderebilmek için AKM"nin hilkat garibesi taş binasına balçık tarlasına aldırmadan koşturuyordu.

Evet, Malatya bugüne kadar “devletine her zaman bir şeyler katmış bir il.” Geçmişte devletin de çok şey kattığı bir il… Ama şimdi öksüz, ama şimdi yetim…

4 gün boyunca işi gücü kenara atıp ayağımın tozuyla geldiğim Malatya"dan, Ankara"daki Malatya"ya koştum. Hiç ayrılmadım hemşehrilerimden... Elbette ki Doğanşehir"imden, Polat"ımdan...

Malatya tanıtımının ilk ayağında Turgut Özal"ın “İçli köfte Polat"ta yenilir” sözünün gereği elbette yapılmalıydı. Polat Belediye Başkanı Hasan Orman, beldemde binbir özenle yaptırdığı içli köfteleri Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bey"e ikram ederken çabası takdire değerdi. Polat içli köftesini tadan başta Bülent Arınç Bey olmak üzere tüm siyasetçiler ise Malatya mutfağından eser bulunmayan yemek çadırındaki çakma içli köftecilerin kulaklarını çınlatıyordu!

“Malatya Günleri”nde başta Valimiz Ulvi Saran olmak üzere herkes koşturdu ama Doğanşehir"imizin çiçeği burnunda yeni Kaymakamı Barbaros Baran"a ayrı bir paragraf açmaz isem hakkını yemiş olurum.

Evet, O artık bizden biri... Çok kısa süre önce göreve başlayan ama Doğanşehir ve Doğanşehirli ile bütünleşen sayın Barbaros Baran"ın “Malatya Günleri”ndeki heyecanını Doğanşehir"de de Ankara"da da ayrı ayrı gördüm ve yaşadım. Doğanşehir ziyaretimde hazırlıkları tüm dikkatle takip eden Kaymakamımız Barbaros Bey,  Ankara"da da Doğanşehir"in tanıtımı için büyük emek harcadı. Kaymakam Beyin ilk günün sabahında standın yetişebilmesi uğruna harcadığı çaba ve taşıdığı elma kasaları ise onun bizden biri olduğunun açık göstergesiydi.

İsim isim katılanları, yıllar sonra gördüğümüz kıymetli hemşehrilerimizi tek tek burada yazmak isterim ama sütunlar çok uzayacak. Hepsi hakkını helal etsin ama şunu ifade edeyim Malatya"mızı siyasetçisi ile bürokratı ile yeniden kenetlenmeyi hak etmiş görmek beni gururlandırdı. Umarım uyanışımız gecikmez.

4 günlük maratonda yaşadığım güzelliklerden birini de Yeşilyurt standında yaşadım. Çocukluğumda hayran olduğum bu ilçemizin standında o sıcak insanlarla yeniden buluşmak benim için gurur verici idi. Anı defterine de birkaç satır sözcüğü 9 yaşında yaşadığım heyecanla yazabildim.

Kale Kaymakamlığı"nın standında gördüğüm büyük el emeği ile işlenen “Atatürk"ün Gençliğe Hitabesi” ise muhteşemdi. 4 gün boyunca görenleri gururlandıran bu el emeği göz nuruna katkısı olan herkesi buradan alkışlıyorum.

Alkışladığım bu şaheseri gördüğünde “Atatürk, Kaleli mi ki böyle bir şey sergiliyorlar” diye o kendini çok iyi bilen zatı muhteremi de hiç unutmayacağımı ifade ediyorum. Ama biliyorum ki Atatürk"ü anlamak o zihni bulanıkların işi olamaz! Ama bu vefakar millet o ve onun gibilere Türk"ün Büyük Önderini asla unutturmayacaklardır.

“Malatya Günleri” ile ilgili son satırlarımı da Polat türkülerini ayırmaz isem aslımı inkar etmiş olurum.

İlginçtir; Doğanşehir standı ile Arguvan standı yan yana idi. Malum bu ilçelerimizden biri “Arguvan Ağzı” türküleri ile ünlü diğeri de “Polat ağzı” türküleri ile ünlü. Arguvanlılar, “Siz sahip çıkmazsanız Polat"ın da olsa bu türkülere biz sahip çıkarız” diyecek kadar da cesurlar! Polat türkülerindeki “Karabük” Arguvan ağzında “Karabel” oluyor! Polat türkülerinde “geliyo”, Arguvan ağzında “Geliyi” olup çıkabiliyor. Tıpkı “Etek sarı sen etekten sarısın” türküsündeki “sarı-sın”ın “sarı-san” olduğu gibi... Malum, türkü imparatoru İbo bile bu türküyü Şanlıurfalılaştırmak için her şeyi yapıyor, yaptığını da Malatyalılar bile dinliyor!

Doğanşehir-Arguvan yan yana olunca ve ilk gün bolca Arguvan ağzı türkü duyunca bir eksikliği Polat sevdalıların bana ulaştırdığı arşivimi ikinci gün standa getirdim. Doğanşehir"i de anlatan muhteşem görüntüler vardı. Heyecanla kalan üç gün boyunca bu görüntülerin standı ziyaret edenlere de, Ankara"da Doğanşehir"e hasret giderecek hemşehrilerimize de izlettirebileceğimizi düşünmüştüm. Ama ne yazık ki Polat isminden ve Polat türkülerinden çakmayan ve ortalıkta dernekçilik oynayan kendini bilmezlerin ambargosuyla karşı karşıya kaldım. Tüm çabalarıma rağmen Doğanşehir standında “Polat türküleri”nin sesi kısıldı da dernekçilik oynayanlar bol bol Arguvan türküleri dinlediler! Umarım “Polat türküleri”nin sesini kısanlara Polatlılar gereken cevabı verir!

Burada yeni fark ettiğim bir hadiseyi de hemen nakledeyim ve uyuduğum için de kendimi kınayayım. Anlaşılıyor ki “Türkiye şampiyonu” Polat Halk Oyunları ekibinin de muhteşem gösterileri ve gördüğü ilgi birilerini çatlatmış ki erken gönderildiler! Bunun başka izahını bulamıyorum, başarılı olan ve ilgi gören bir halk oyunları ekibi neden gönderilir acaba?

İşte bir “Malatya Günleri” böyle geçti. Emeği geçen herkes sağolsun... Dersini beceremeyenler de yeni sınavlarda şansını kullansın diliyorum.

Malaya Valimiz sayın Ulvi Saran"ın ifadesiyle Ankara sınavı başarıyla tamamlanmış ve Başkentimizdeki en görkemli ve ilgi gören organizasyon gerçekleştirilmiştir.

Ne diyelim; Malatya böyledir. Unuttun mu hatırlatır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI