Kamuoyunda "Barış Bildirisi" olarak bilinen bildiriye imza atarak,  eli kanlı bölücü terör örgütünün propagandası yapan bazı akademisyenlerin ceza almalarını hak ihlali olarak değerlendiren Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar bizleri derinden üzmüştür.

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve tüm güvenlik güçlerimizce; Yurtiçinde ve yurtdışında terör örgütüyle etkin bir mücadelenin yürütüldüğü, önemli başarıların sağlandığı ve örgütün insan kaynaklarının önemli ölçüde azaltıldığı bir dönemde Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu kararın zamanlaması oldukça dikkat çekicidir. Kararın; terör örgütü tarafından annesi ile birlikte katledilen 10 aylık Mustafa Bedirhan’ın şehadetinin yıldönümüne denk gelmesi ise manidardır.

İleri demokrasiyi yaşadıkları iddia olunan başta Avrupa ülkeleri ve ABD olmak üzere dünyanın hiçbir ülkesi;  bölücü ve terörist eylemlerde bulunan terör örgütlerini savunmayı, psikolojik destek vermeyi ifade özgürlüğü olarak kabul etmez.

Terör örgütlerini hiçbir zaman eleştirmemiş olanların, terörle mücadele ettiği için Devletini suçlayan açıklamalarda bulunanların; Kurtuluş Mücadelesini başlatan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına karşı cephe alarak, yüce milletimizin kurtuluş mücadelesini engellemeye çalışan Batı yanlısı cemiyetler kuranlardan hiçbir farkları yoktur.  Milletimiz dün nasıl emperyalizme karşı kurtuluş zaferini kazandıysa, bugünde emperyalizmin yerli işbirlikçisi olan terör örgütü ve terör örgütü yandaşlarına karşı da zafer kazanacaktır.

Millet ve devlet varsa Anayasa Mahkemesi vardır.  Devletin bütünlüğünü, milletin birlik ve beraberliğini korumak, aslında Anayasayı korumaktır.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin toplumsal huzuruna ve refahına karşı atılmış bu ve benzeri adımların karşısında olduğumuzu, olmaya da devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörlüğü