Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
08:34 20 ilde FETÖ’ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen “Kıskaç-11”...08:33 Sivas’ta yaşlı nüfus artıyor08:21 3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu08:15 Altıeylül’de 100 bin ton geri dönüşüm dönüştürüldü08:01 Bakan Yerlikaya: “İnterpol kırmızı bülteniyle aranan 2 suç örgütü lideri İs...07:54 İçişleri Bakanı Yerlikaya: “İnterpol kırmızı bülteniyle ‘Yasa Dışı Örgüt Fa...06:32 Küçükçekmece Atatürk Mahallesi Bahariye Caddesi’nde iş yerinde yangın çıktı...05:56 Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı04:45 Atay hizmete açtğı Adnan Menderes Kapalı Pazar Yeri’nde mahalle sakinleriil...03:35 Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı02:56 Yüksekova’da gökyüzünde ışık saçan cisim cep telefonu kamerasına yansıdı02:26 Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde 300 binden fazla konut inşaatı devam edi...01:17 Ankara’da çimento tankerinin devrilerek yokuş aşağı kaydığı anlar kamerada01:06 Gaziantep’te yol ortasında silahla vurulmuş kadın cesedi bulundu00:59 Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım”00:48 Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı00:43 Ümraniye’de iş yerinde korkutan yangın00:38 İzmir açıklarında 23 düzensiz göçmen kurtarıldı, 2 göçmen yakalandı00:37 Çöplük alanda çıkan yangın paniğe neden oldu00:34 Burdur’da su doldurma kavgasında 1 kişi bıçaklandı
Sami Er
Asayiş 16 Ekim 2014 - 16:58 Yorum: 0

Misyoner cinayetleri davası 97. duruşmayı geride bıraktı

Tutuklu sanıklar Haydar Yeşil ve Ruhi Abat'ın talepleri alındı

Misyoner cinayetleri davası 97. duruşmayı geride bıraktı

MALATYA  - Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 97. duruşmasında,  tutuklu sanıklar Haydar Yeşil ve Ruhi Abat'ın talepleri alındı, mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Mehmet Ülger, Haydar Yeşil ve Ruhi Abat, tutuksuz sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hüseyin Yelki, Adil Akçay, Adem Gedik, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan ve Levent Ercan Gelegen hazır bulundu. Tutuksuz sanıklardan Cuma Özdemir Darende Adliyesi'nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi'nden duruşmaya video konferans yöntemiyle dahil oldu.

Duruşmada, Haydar Yeşil'in taleplerinin alınmasına devam edildi.

Yeşil, davanın sanığı olarak dosyaya bilgi, belge girdiğini duruşmada öğrendiğini, bazı belgelerin varlığından davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın beyanlarıyla haberdar olduğunu söyledi.

"Zekeriya Beyaz'ın evinde ele geçen 81 klasörün bu dosyanın sanıklarıyla ne ilgisi var, bu klasörlerin bu dosyada ne işi var" diyen Yeşil, Hulki Cevizoğlu ve Salim Çöhçe'nin evinde ele geçen belgelerin de dava dosyasına konulduğunu ve bu dosyanın ilgisi olmayan belgelerle içinden çıkılmayacak hale getirildiğini dile getirdi.

Yeşil, bunun aynısının Ergenekon ve Balyoz davalarında da yapıldığını, bu davalarla Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlere ilişkin davanın iddianamelerini hazırlayanların aynı ekip olduğunu söyledi.

Kendisinin darbe teşebbüsünde bulunduğuna ve Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlerin azmettiricisi olduğuna ilişkin somut delil gösterilmesini talep eden Yeşil, "Bu benim yasal hakkım" dedi.

Yeşil, tutukluluk halinin devamının gerekçesinin açıklanmasını, kuvvetli suç şüphesi denilenin ne olduğunun gösterilmesini istedi.

Bu dosyanın iddianamesi ve mütalaasının İlker Çınar'ın ifadeleri, ürettiği sahte deliller, bir merkezden gönderilen isimsiz, imzasız ihbar mektup ve mailleriyle, yalan tanıklar üzerine inşa edilmiş temelsiz bir gökdelen olduğunu öne süren Yeşil, "Bu gökdelen, olağanüstü soruşturma ve yargılama yöntemleriyle bugüne kadar ayakta tutulmuştur. Bu temelsiz gökdelen çökecektir. Bu enkazın altında bu kaçak ve temelsiz binanın taşeronluğunu yapan yalancı tanıklar, özel görevli polisler, özel görevli savcılar ve özel görevli hakimler kalacaktır. Bu zulme taşeronluk yapanlar, halen yüzlercesi görevde olan cumhuriyet savcıları ve Türk milletinin hakimlerinin yapacağı soruşturma ve kovuşturmalarla yaptıkları ihanetin bedelini Türk milletine ödeyeceklerdir" diye konuştu.

Ruhi Abat ise algı mühendisliğine soyunanların kendilerinin önceden Başbakan Erdoğan dediğini, şimdiyse Sayın Erdoğan dediğini diline doladığını kaydederek, "Ben daha önceki mahkeme heyeti başkanına, 'Benim AK Parti'ye oy vermediğimi alnımdan mı okuyorsunuz' dedim. Meşru bir seçimle gelmiş olan meşru bir hükümete darbe yapacak kadar alçak değilim" ifadelerini kullandı.

Abat, "Bir İmam Hatip Lisesi mezunu olarak, bir İmam Hatip Lisesi mezununun Başbakan oluşundan övünç duyarım. Bu iddianame AK Parti'ye saplanmış bir hançerdir. AK Parti'ye yapılan örtülü bir operasyondur" dedi.

Müdahil avukatların dün davanın uzamasından şikayet ettiğini dile getiren Abat, "Davanın uzamasından dolayı mağduriyet yaşayan benim" diye konuştu.

Abat, "Bu davayı uzatanlar sahte tanık geçidine çevirenlerdir. Gaspçısı, uyuşturucu tüccarı hepsi bu davada tanık oldu. Bu hak hukuk davası değil, algı davasıdır" ifadelerini kullandı.

İlker Çınar'ın ifadesinin örneğinin alınıp incelenmesini isteyen Abat, şöyle konuştu:

"Çınar'ın bu ifadeyi o tarihte vermesi mümkün değil. 'Ben 7 yıldır bugünü bekledim' diyor. 7 yıldır hazırlanmış olsa unutmaması gerekmez miydi. İlk ifadesinde TUSHAD'dan bahsetmiyor. 'JİTEM'e bağlı beyaz birim var' diyor. 'İstanbul'daki ifademde TUSHAD'la ilgili soru sorulmadı' diyor. Çünkü TUSHAD sonradan senarize edildi. Bu menfur cinayeti önce devlete çakmak istediler. Kimin bu dava üzerinde nasıl bir psikolojik harekat yürüttüğü görülüyor." 

Abat, "Paralel devlet yapılanmasının kozmik odası aranırsa o zaman bu cinayet çözülür" dedi.

Abat'ın Hrant Dink cinayetiyle ilgili konuşması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Koç, "O konuya neden giriyorsunuz?" dedi. Abat, "Efendim, biz Hrant Dink, Santoro ve Zirve davasının azmettiricisi olarak yargılanıyoruz. Bunları anlamadan biz bu davada mesafe alamayız. Bunlardan utanç duyuyorum. Bu adi, ahlaksız suçlamalardan dolayı savunma yapmaktan zul duyuyorum" diye konuştu.

İddianamede kendisinin "Vur dedik, öldürmüşler şerefsizler" dediğinin yer aldığını belirten Abat, "Ya Allah aşkına, bu cümlenin ses kaydını bana gösterin, benim böyle bir cümlem yok" ifadesini kullandı.

- "Bir psikolojik hareket yapılıyor"

Abat, "Bir psikolojik hareket yapılıyor. Algı mühendisliğine soyunmuşlar. Bu dava hukuk davası değil, siyasi bir dava, küresel politik bir dava. Türkiye'nin üzerinde yapılmak istenen operasyonun raylarının döşenmesi için kurgulanan bir dava" iddiasında bulundu.

Kendisi için MİT'çi denildiğini öne süren Abat, "Hatta bir arkadaşım geldi, söyledi. Bu dava kapsamında yargılanmaya başladığımda da emniyete, jandarmaya ve MİT'e yazı yazdılar. Bir şey bulamayınca haber elemanı yakıştırmasını yaptılar. Benim için haber elemanlığı basitliktir" ifadesini kullandı.

Abat, 1980 ve 28 Şubat darbelerinden çok çektiğini, eşi başörtülü olduğu için fişlendiğini öne sürerek, şöyle devam etti:

"Hocaefendi neredeydi o zaman? Eline Zaman gazetesini alıp 'bir partiyi düşüremeyecekseniz gazete çıkarmayın daha iyi' demişti. Savcı Şeref Gürkan beni ifadeye çağırdığında Ergenekon'u sordu. Dedim ki 'içinde Fethullah Gülen var mı?' 'Yok' dedi. 'O zaman darbe olmaz' dedim. 'Kenan Evren cennetlik' diyen, 28 Şubat için, 'bu hata bile olsa içtihat hatası' diyen Fethullah Gülen demokrat, ben darbeciyim. Pensilvanya'daki kozmik odasından herkesi fişledi. Bu neyin demokrasisi." 

- Harddisk'in TÜBİTAK'a gönderilmesine karar verildi

Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, duruşmayı 10 Aralık Çarşamba gününe erteledi. Haydar Yeşil'e ait harddiskin incelenmesi için Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumuna gönderilmesine karar verildi.

Sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Cuma Özdemir'in avukatlarının, müvekkillerine elektronik kelepçe takılması yerine adli kontrol tedbirinin polis merkezinde imzaya çevrilmesi yönündeki talepleri reddedildi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber