Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Mustafa Kemal’den, Türk subayına sesleniş!

02 Ağustos 2011 - 03:08 Yorum: 9

Kimileri “istifa”, birileri “emeklilik” dese de Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini herkes kabul ediyor. Tıpkı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “olağanüstü” süreçten normale dönüş sinyalini verdiği gibi...
Genelkurmay Başkanımız ve 3 Kuvvet Komutanı’nın istifasını diline dolayan yandaşlar; demediğini bırakmıyor. Yazılı ve görsel medyada, AKP yandaşlarının dediklerine bakarsak, bu istifalar birer şov... Yine yandaş medyada ısmarlama haberler serisi devam ededursun Türkiye’ye ve Türk milletine yakışmayan olaylar cereyan ediyor. Birileri ekranda demediğini bırakmıyor, bir diğeri 4 Komutanın yarım asra varan emeklerini bir çırpıda siliveriyor. Türkiye’mizin geçtiği bu zor süreçte yandaşların zafer sarhoşluğunu anlamak mümkün değil. Çünkü bu Türkiye bizim, hepimizin...
Bakın Deniz Kuvvetleri Komutanımız Eşref Uğur Yiğit’in istifasının ardından veda mesajına...
Şanlı tarihimiz içinde Kıbrıs Barış Harekatı’nda Kocatepe’nin batışı, 54 denizcimizin şehit oluşu hepimizi derinden sarsmıştı. Marmara Depremi gibi bir felakette milletçe üzüntüye boğulduğumuz gibi...
Yiğit Komutan, bu olaylar kadar birlikte yaşadığımız son gelişmelerin de, sonuçları itibariyle kalplerimizde ve ruhlarımızda aynı derecede üzüntü yaratışına dikkat çekiyor. Yiğit Komutan’ın dikkat çektiği bir başka husus daha var ki bence çok önemsenmeli…
Bakınız, Yiğit Komutan daha neler diyor:
“…Deniz Kuvvetlerimiz’in; devletimizin stratejik menfaatlerine katkıları nedeniyle sürekli hedef alınarak yıpratılmasının bir tesadüf olmadığını, bu anlamda yaşadığımız sürecin iyi tahlil edilmesi gerektiğini değerlendirmekteyim.”
Yaşanan gelişmeleri, atılan manşetleri, söylenen büyük lokmaların sorumluluğunun siyasi iktidarda olduğunu ifade ediyor Mustafa Kemal’in Türk subayına seslenişine herkesin dikkatini çekmek istiyorum. Bakınız, Büyük Önderimiz ne diyor!
Tarihler 31 Temmuz 1920’yi göstermektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı konuşmadan bazı bölümler şöyle:
“-…Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur.
Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır.
...Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete, hürriyet ve bağımsızlık vermez. Milletlerin tabiatında en yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvede, mücadele ile mahfuz bulundurulur. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkûm ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.
Dünyada hayat için, insanca yaşamak için, bağımsızlık lâzımdır. Bağımsızlık sahibi olmak için, kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder. Kuvvet ordudur.
Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanı imanıdır.
İngilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar. Askerlik izzeti nefsini yok etmeye gayret ettiler.
…Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır.
Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.
…Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürür. Onları aşağılar ve hor görürler.
Kaynak: Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.9, Kaynak Yayınları, İstanbul. Ekim 2002, s. 112-113
* * *
Bir çift söz de Türkiye’nin ana muhalefet partisine edelim... Durumu, mühim görüp tatilini keserek Ankara’ya dönenler 3-4 gün sonra görüş bildirebildiler. Açıklamalar hep sözcülerden geldi.
Ana muhalefetimiz bir de gerekçe bekliyor. İşte ilk yazımda Işık Koşaner Paşa’nın bu yazımda da Eşref Uğur Yiğit Paşa’nın gerekçeleri… Zaten bunları da kamuoyu ile paylaştılar. CHP daha neyi bekliyor, anlamak imkansız...
Türkiye, dikensiz gül bahçesine dönüştürülüyor ki durum ciddi demektir!
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI