Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Prof.Dr. C. Yakıncı
Prof.Dr. C. Yakıncı [email protected]

Öğretmenler Gününde

25 Kasım 2011 - 13:41 Yorum: 6

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nural Bekiroğlu’nun 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle kaleme aldığı yazıyla sizi baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar.
ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE
Geçen gün Fransızca öğretmeni bir tanıdığımla sohbet ederken gençlerin kültürsüzlüğünden yakındı. Neden ki? diye sordum. O da geçen gün başına gelen ve kendisini hayretlere düşüren bir anısını anlattı. Öğrencilerin Fransızca kelime dağarcıkları gelişsin diye kişilerin kendilerini ya da tanınmış kişileri tanıtarak egzersiz yaptıkları bir derste, bir öğrencisine “Picasso’yu tanıtın” demiş.
Öğrencisi “kim o, tanımıyorum” demiş. Bende öğrenci psikolojisi yapmak istememiştir, onun için geçiştirmiştir dediysem de karşı çıktı ve karşısındaki kişinin çok ciddi olduğunu ve gerçekten de Picasso’yu bilmediğini söyledi. Sonra yakındı; “hiç okumuyorlar, kitap almıyorlar, o nedenle cahil kalıyorlar” diye. Bende o noktada düşündüm. Acaba neden kitap almıyorlar??? Aklımdan film şeridi gibi bir sürü şey geçti, yüksek lisans yıllarıma gittim… Çok değildi aslında 20 sene olmuştu. Bir sürü kütüphaneye gitmiş, aradığım bazı kaynaklara ulaşmış bazılarına ulaşamamıştım bile. Bilen birini erişememenin, soru soramamanın çaresizliğini acı acı hissetmiştim. O nedenle, o zamanlarda bilen biri olmak çok ama çok önemliydi. O yüzden bilene saygı duyulurdu, çünkü bilinirdi ki, bilen kişi durumuna gelmek için çok çaba ve emek sarf etmiş olmak gerekirdi. Bugünkü gençlerin bu durumu tahayyül etmesi çok zor!
Oysa şimdiki nesil için bilgiye ulaşmak artık çok kolay! İnternet çağı çocukları bunlar, bir sürü arama motorları var. Hatta artık bilgiye ulaşmak öyle kolay ki, aklına gelen bir şeyi hemen cep telefonundan internete girerek sormak, öğrenmek olası. Sanırım anlaşılamayan nokta, kişinin Picasso’yu bilmemesinin onda bir eksiklik yaratmaması, çünkü Picasso’yu merak ettiği zaman hemen “Google”la sorup kim olduğuna anında erişip öğrenebiliyor. Daha ötesi, ilgi duyduğu konunun piri bir kişi ile iletişime geçip, hatta canlı canlı intenet ortamında konuşabiliyor, bu durumda neden bilmeye, öğrenmeye karşı bir açlık hissetsin ki?
Her ne kadar internetteki her bilginin doğru olmama olasılığı olsa da; bloglar, forumlar dünyanın herhangi bir yerindeki başkaca kişilerle konuyu enine boyuna tartışma fırsatı veriyor. Bu teknoloji insanı şaşırtıyor. O nedenle, galiba önemli olan bir konuya ilgi duymak, çünkü ilgi duyulduğunda internette araştırmak, öğrenmek ve bilgilenmek neredeyse o konunun uzmanı olacak dereceye gelmek çok kolay…
Daha çocukken bilgisayarlı oyunlar ile başlayan “parmaklarla tuşlama” devri öyle bir hal aldı ki artık okuduğumuz o eski çocuk kitaplarının sayfalarını bile elektronik ortamda çevirir olduk.
Artık, bilemiyorum daha neler göreceğiz ama çağı yakalayabilenler çok şanslı….
Bilgiye ulaşmak bu kadar kolay olunca, belki öğretmenlik mesleği de yakın bir gelecekte kabuk değiştirip bildiğimiz klasik öğretmenlikten “öğrenci koçluğuna” mı dönüşecek? Ne dersiniz?
Tüm öğretenlerin ve öğrenenlerin “öğretmenler günü” kutlu olsun!
 

YAZIYA YORUM YAP
UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderilen, yorumlar/yorumcuya aittir.
Hiç bir şekilde Malatyaguncel.com sorumlu değildir.
İHA tarafından geçilen tüm haberler, bu bölümde malatyaguncel.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen İHA ajansıdır.
YORUMLAR 6
Yorumcu
İhsan KALENDER 30 Kasım 2011 - 00:33
Doktor adayları nasıl da PÖH-PÖHlüyor!..Şimdiye kadar yazımlarınıza bu kadar ilgi duymayan ÇOCUKLAR yada doktor ADAYLARI şimdi nasıl da NAATLAR yakıp alkış tutuyorlar!..Bu çocuklar zaten geleceğin TIP adamlarıdır.Bu İLTİFATLARI boşa çıkmaz İNŞALLAH.
Yorumcu
mehmet 28 Kasım 2011 - 22:29
Bilgiye ulaşma imkanı genel kültürü yok ettiğinde bugünkü durumlara geliyoruz zaten.Amerikalı’larla nasıl dalga geçiyorduysak bir zamanlar, bu da bilinmez mi! diye, işte aynı duruma düşüyoruz. O bilgiyi bize veren olmazsa, eğer mevcut ilgi alanımızın dışındaysa da, merak bile etme imkanımız kalmaz. İlgisiz, bilgisiz, kös bir toplum olarak yaşamaya devam ederiz....
Yorumcu
melike 28 Kasım 2011 - 22:25
Yazdıklarına katılmamak mümkün değil, şirkette artık ’80 sonrası doğanların sayısı çok arttı, malum bunlara Y jenerasyonu deniyor ve gerçekten çok farklı bir profile sahipler. Hem bilgiler, az ve kıt, hem de kendilerine olan güvenleri acayip yüksek...Sanırım en tehlikeli birleşim de bu...
Yorumcu
yeliz 28 Kasım 2011 - 19:18
Sayın Hocam, <br>Yazınızı büyük bir heyecanla okudum. Yüksek lisans eğitimim süresince bizlere klasik bir öğretmenlikten ziyade bilgiye ulaşmak, araştırmak, sorgulamak gibi en önemli vasıfları öğrettiniz. Siz bize araştırmayı sevdirdiniz, yol gösterdiniz. Sizin gibi çağı yakalayan ve aşan, bizlere ışık tutan hocalarımız olduğu müddetçe bizler de bizden sonra geleceklere aydınlık bir gelecek bırakabileceğiz. <br>Ne mutlu bana ki sizin gibi bir öğreticim, yol göstericim oldu. Sizin yolunuzda ilerlemek için var gücümle çalışacağım. <br>Öğretmenler gününüz kutlu olsun hocam. <br> <br> Saygı ve Sevgilerimle, <br> Yeliz.
Yorumcu
burçin 28 Kasım 2011 - 19:16
Yazını okudum.Yüreğine,kalemine sağlık.Aynen görüşlerine katılıyorum.Herşey kabuk değiştirdiği gibi öğretmenlik de kabuk değiştiriyor.Bundan şikayetçi olan öğretmene de sormak lazım bu arada.Kendileri eski öğretmenler gibi mi acaba:))Amaç sadece bilgiye ulaşmak mıdır?Bence dün ile bugün arasındaki en büyük fark çok kısa bir sürede her türlü bilgiye ulaşılabilme olanağına sahip olunması.Ancak ulaşılan bu bilginin yorumlanabilmesi,değerlendirilmesi ne yazık ki dün gibi değil.Neden değil?Teknoloji geliştikçe insan ilişkileri ve sosyal yapı geri kaldı.Yaşamsal argümanlar,değerler hiçbir şey ifade etmiyor artık.Bunlar olmayınca toplumsal gelişme de olmuyor.Özde değil sözde gelişim meydana geliyor.Picasso'yu bilinir yapan tüm toplumsal değerlere hitap eden eserleri yaratmış olmasıdır.Bu eserlerin tüm insanlar tarafından beğeni görmesi; ortak duyguların,bilincin dile getirilmesinde yatar.Şimdi böyle bir şey söz konusu değil.Ne yazık ki gelişmiş gibi gözüküp aslında geriye gidiyor insanoğlu.Bu bir süreç.Hep birlikte umalım;herşey tüm insanlık için iyi olsun.Bu arada eminim ki Picasso'yu bilmeyen öğrenci kadar öğretmen de var:))) <br> <br> <br> <br>Başını şişirdiysem affola:))Öğretmenler günün kutlu olsun saygıdeğer hocam.Senin gibi hocaların sayısının artması dileğiyle... <br> <br> <br> <br>Sevgiler, <br> <br>Burçin
Yorumcu
İhsan KALENDER 26 Kasım 2011 - 13:55
Derslerine lakayt kalan hocası tarafından dövülen MEHMET,hafta sonu(cuma günü)babası sultan MURAT'a hocasını şikayet eder.**BABACIĞIM,ŞEMSEDDİN hoca beni dövdü,ONA haddini bildir**der.Babası;**SEN MERAK ETME OĞLUM,YARİN O HOCAYA HADDİNİ BİLDİRECEĞİM** diyerek gizlice AKŞEMSEDDİNİN yanına gider.**HOCAM,mehmet SİZİ BANA ŞEKVA ETMİŞTİR.Yarin sınıfınıza gelip size haddinizi bildireceğimi söyledim.Ama siz bana herkesin içinde öyle CİDDİ bir dayak atınız ki;öoğlum ve diğer çocuklar sizi ve MAKAMINIZI daha iyi kavrayabilsinler**diyerek çıkar.Ertesi gün sınıfa gider ve AKŞEMSDDİNE;**Ey HOCA efendi sen benim kim olduğumu bilmezmisin de benim oğlumu döversin diye çıkışır.Akşemseddin,ELBETTE sizi ve makamınızı biliriz,ama siz bu makamın ULVİYETİNİ bilirmisiniz diye MURATHAN'A öyle bir dayak atar ki,oğlu da çocuklar da şaşar.Yüzü gözü kan içinde evine dönen PADİŞAH oğluna;*BAK EVLADIM gördün işte,beni bile döven HOCA ve MAKAMI PADİŞAHLIĞIN da fevkindedir der.Mehmet FATİHLİĞE böyle hazırlanmıştır.SULTANLIĞA böyle yetişmiştir.ÖĞRETMENLİK makamının PADİŞAHLIĞIN da üstünde bir MAKAM olduğunu idrak etmek gerek.MAKAM itibariyle sıkıntılar içinde GEÇİM savaşı veren ÖĞRETMENLERİ bir güne mahsus anmak hatırlamak kutlamak yeter mi?..ÖĞRETMENLER günü,onları HEDİYELERE boğarak değil,ONLARDAN HEDİYELER alarak kutladığımız zaman anlam ve değer kazanacaktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI