Her şey ciddi, her şey olağanüstü
Üsküdar"a gider iken aldı da bir yağmur
Katibimin setresi uzun eteği çamur
Katip uykudan uyanmış gözleri mahmur
Katip benim ben katibin el ne karışır...
* * *
Her şey ciddi her şey olağanüstü Türkiye olağanüstü şartları yaşıyor vesselam
Ama ben kalktım çook mu çook ciddi bir konuya bir İstanbul şarkısının sözleriyle başladım
Öyle ya katip benim ben katibin, el ne karışır! Karışır efendim karışır; katiplik kolay iş değil
Efendim yine TÜRBAN hortlağı çıktı piyasaya! Anayasa değişikliğinde varsa da TÜRBAN yoksa da TÜRBAN
Galiba AKP iktidarı yeni anayasa hazırlığı için ciddi adım atınca TÜRBAN konusunda bana göre en ağır tepki de Yargıtay'dan geldi.
Türkiye Cumhuriyeti"nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı; yeni anayasa konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor!
"Bu hal, yasama, yürütme ve yargı organına karşı olan itibar ve güveni sarsacağı gibi halk arasında kin ve nefreti uyandırır, yasalara olan inancı sarsar, karmaşayı, kutuplaşmayı getireceği gibi yürütme organının oligarşiye yöneldiği kanısını uyandırır."
Bakın Türkiye"de neler olabilirmiş:
- İtibar ve güven sarsılabilir!
- Kin ve nefret uyanabilir!
- Yasalara inanç sarsılabilir!
- Kutuplaşma getirilebilir!
- Yürütme oligarşiye yönelebilir!
Say sayabildiğince
Ama en önemlisi oligarşi!
Yürütme organı kim; AKP Hükümeti
Oligarşi"nin sözlük tarifine bakalım:
Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir.
Yunanca'daki "az" ve "yönetim" kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş bir kelimedir.
Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir. Bazı siyaset bilimciler, yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtir.
Oligarşi, temel olarak birkaç kişinin yönetimi elinde toplaması anlamına gelir.
Yürütme organının oligarşiye yöneldiği kanısı çok ciddi bir uyarıdır.
Bakın sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, anayasa değişikliği çalışmalarıyla ilgili yazılı bir açıklamasında özetle neler söylüyor:
Başsavcı Yalçınkaya, mevcut Anayasa'nın, ''Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucu yurdu düşman işgalinden kurtaran ve yüzyıllarca milli ve manevi değerleriyle özgür ve bağımsız yaşamayı ilke edinen yüce Türk halkına, bir devlet şekli olan Cumhuriyeti armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, milliyetçilik anlayışı ile inkılap ve ilkelerini, Türk vatanı ve milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devleti'nin bölünmez bütünlüğünü, millet iradesinin mutlak üstünlüğünü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, Anayasa'da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun gerekleriyle belirlenmiş hukuk düzeninin dışına çıkamayacağını, hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı'' gibi temel esasları belirlediğini vurguluyor.
Daha neler neler
Bu Anayasada TÜRK DEĞİL TÜRKİYELİ muteber olacağına göre gerisi laf-ı güzaf