Malatya valisi Doç. Dr. Ulvi Saran 18 Kasım 2009 tarihinde İnönü Üniversitesinde Sağlıkta yönetim ve organizasyon isimli bir konferans verdi. Sayın valinin özgeçmişi incelendiğinde, kamu yönetimi bölümünden doçent olduğu ve Sağlık Bakanlığında beş yıl kadar müsteşar yardımcılığı yaptığı görülmektedir. İşte bu tecrübelerden yararlanmak amacıyla düzenlenen konferansta ülkemizdeki hastanelerin işleyişi konusuna değinildi.
Hastanelerin işleyişinde üç model düşünülebilir. Birinci model devletin hastaneleri işletmesidir. Bu durumdaki en önemli problem, devlet bürokrasinin hantallığı sağlıktaki hızlı gelişmeye ayak uyduramamakta ve sonuçta eldeki olanaklar en verimli şekilde kullanılamamaktadır. İkinci model hastanelerin özel sektör tarafından işletilmesi yoludur. Bu modelde sağlıktaki hızlı gelişmeye özel sektör kolaylıkla ayak uydurabilmektedir. Fakat özel sektörün doğal olarak birinci amacı kâr etmek olduğu için özel hastanelerde istenmeyen yüzlerce durum ortaya çıkmaktadır. Sayın Saran"ın dediği gibi Hastaneler piyasanın insafına terk edilemez.
Bu durumda ecdadımızın uyguladığı ve ABD"de uygulanan yöntem geriye kalmaktadır. O da; hastanelerin vakıflar tarafından işletilmesidir. Vakıfların birinci amacı kâr olamadığı için özel sektöre ait olan bu istenmeyen durum vakıflar için söz konusu değildir. Diğer taraftan bürokrasinin hantallığı vakıflarda yoktur.
Sonuç olarak, devlet hastaneleri ve özel hastanelerin tamamen kalkması doğru değildir. Fakat hastanelerinin çoğunun vakıflar tarafından işletilmesi daha doğru olacaktır.