Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Bugün Suriye'ye istikrarın getirilmesi için üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya devam etmemiz lazım. 4 sene evvela bizim politikamıza yanlış diyenler bugün Türkiye'den özür diliyorlar' dedi.

AK Parti Kapaklı 1. Olağan Genel Kurulu'na dahil bulunan Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, partinin kurulmasının arkasından bütün kesimler şekilde gece gündüz demeden çalıştıklarını, parti içindeki felsefenin ise 'durmak yoktur yola devam' biçiminde olduğunu kaydetti.

Dış politikanın sıkı iş arzulayan bir saha olduğunu, çünkü dünyanın değiştiğini, Türkiye'nin değiştiğini ve yurt şekilde dinamik bir konumda olduklarını aktaran Çavuşoğlu, hem bölgedeki gelişmelere hem de dünyanın öteki bölgelerindeki gelişmelere duyarsız kalmadıklarını vurguladı.

Türkiye'nin bundan sonra kabuğunu kırdığını, fazla fazla yönlü bir hariç siyaset izlediğini bildiren Çavuşoğlu, 10 gün evvela Ukrayna'nın Kiev şehrini ziyaret ettiklerini ve oradaki Kırım Tatarları'nın, Ahıska Türkleri'nin durumunun kendileri için içli olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, şunları söyledi:

'Oradan derhal İstanbul'a geldik 24 saat yolculukla Yeni Zelanda'ya gittik. 'Yeni Zelanda neresi Türkiye neresi' demeyelim. Biliyorsunuz 1915'de Çanakkale Savaşı'nda ülkemizi işgal etmek arzulayan güçlerin içerisinde Anzaklar da vardı. Yeni Zelandalılar ve Avusturalyalılar ama biz o 1915'deki acı savaş, tıpkı sürede centilmenlerin savaşıdır, Mustafa Kemal Atatürk komutasında o savaşın üzerine kalıcı bir arkadaşlık kurmuşuz ve Yeni Zelanda bizim dostumuzdur. 2015 yılında Ermenilerin o tarihsel acının üzerine kurmaya çalıştığı husumetin, nefretin tam aksine onlarla kardeşlik ve arkadaşlık mesajı vereceğiz ve Yeni Zelanda bizim için müttefik bir ülkedir.'

Daha sonra G20 zirvesi için başbakan Ahmet Davutoğlu ile Avustralya'ya gittiklerini, istikbal sene zirvenin Türkiye'de yapılacağını hatırlatan Çavuşoğlu, bunun Türkiye'nin dünyadaki ekonomik şekilde en büyük 20 ülkesi içerisinde bulunduğu anlamına geldiğini ve ülke ekonomisinin dünyada 16. sırada olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Afrika'ya gittiklerini anımsatan Çavuşoğlu, şunları anlatım etti:

'Ekvator Ginesi'ne gittik. Orası nerede biliyor musunuz? Malabo diye bir başkenti var. Dünyanın tek isme başkentidir. Küçük bir yurt 800 bin nüfusu bulunan fakat biz oraya Türkiye Afrika Birliği zirvesinin 2'sini düzenlemek için gittik. Yani Afrika açılımımızın bir parçası. İşte dünyanın neresinde Türkiye için bir fırsat varsa oraya gitmek durumundayız.  Bizim de davamız bu. Biz dünyayı fellik fellik dolaşırken sizin burada ürettiğiniz ürünlerin ihracı için yeni kapılar açıyoruz. Yeni piyasalar açıyoruz, yeni pazarlar arıyoruz. İşte bunun için dünyayı dolaşıyoruz. Bazen bize soruyorlar 'Ne işiniz mevcut Afrika'da' fakat Afrika'da son 10 yılda bulunan ihracatımız 10 kat artmış. Yaklaşık 2,5 milyardan 23 milyar dolara çıkmış. Büyükelçilik sayımız 12'den 39'a çıkmış. Ekvator Ginesi'ne de açmaya karar verdik 40 olacak. Afrika Birliğine 54 adet organ yurt mevcut inşallah önümüzdeki zamanlarda her ülkeye bir büyükelçilik açacağız.'

Parti kongreleri 

Türkiye'de bulunduğu bu şeklinde teşkilatlarda da yenilenme olduğunu, bunun bir bayrak yarışı olduğunu anlatan Çavuşoğlu, ilçede eski il başkanlarını, milletvekillerini görmekten ötürü son derece mesut olduğunu dile getirdi.

AK Parti'ye, davasına gönül sağlayan kişilerin sırf mevki ve makam için bu davada olmadıklarını fakat bu millete hizmet etmek için kişilerin yanlarında yer aldığını ifade eden Çavuşoğlu, 'İşte biz böyle bir davanın mensuplarıyız. Bizim sorumluluğumuz daha fazla. 'Biz bu sorumluklarımızın bir tarafını muhalefetle paylaşırız' diye düşünürsek aldanırız. Bugün temel muhalefetin düştüğü hale bakın. İçler acısı gerçekten ve en son Genel Başkan Kılıçdaroğlu, partisinin sorunlarıyla ilgili tespiti yaptı. Neymiş efendim Cumhuriyet Halk Partisi'ni MİT karıştırıyormuş. Sizi karıştırmak için dışarıdan birisine gereksinim mevcut mı? Zaten bir milletvekili cevabını vermiş, ben bildim bileli bunların içi hiziptir ama bizim partimizde hizip yoktur, istişare vardır' diye konuştu.

'IMF'nin kapısında bekleyen Türkiye olsaydı bu kadar kardeşimizi barındırabilirmiydik'

Türkiye'nin yanı başında Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerden her insanın haberdar olduğunu ve yakından izlendiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, 3-4 sene evvela zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun oradaki durumun nelere yol açabileceğini anlattıklarını söyledi.

Kendilerinin 4 senedir anlatmaya çalıştıklarını bugün lazım müttefikleri lazım dostlarının yeni yeni anlamaya başladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

'Her şeyden evvela bu bölgeyle ilgili bizim bir emelimiz, çıkarımız yok. Bölgenin istikrarı, güvenliği, birlik ve beraberliği bizim için önemlidir. dolayısıyla değerlendirmelerimizi yaparken de nesnel yapıyoruz. Bugün Suriye'deki gelişmeler bizi fazla fazla yakından ilgilendiriyor. Bakınız Türkiye'de 1,6 milyon Suriyeli ve Iraklı kardeşimizi barındırıyoruz. Hem de onlara kapılarımızı, sınırlarımızı açmadık gönüllerimizi de açtık. Biz nasıl sıhhat hizmetlerinden yararlanıyorsak, onları da yararlandırıyoruz. Onların kamplarında da minikler için okullar kuruyoruz, hastaneler kuruyoruz, kadınlar için kurslar dahil yapabileceğimizin en iyisini yapıyoruz. Bugüne kadar Türkiye'de göçmenler için misafirlerimiz için 4,5 milyar dolar nakit harcadık. Soruyorum size 12 sene önceki Türkiye olsaydı 500 milyon dolar için IMF'nin kapısında bekleyen Türkiye olsaydı bu kadar kardeşimizi barındırabilirmiydik?'

Kendilerinin sorumluluklarının sırf Türkiye'de yaşayan bireyler için olmadığını, mazlum insanların sıkıntılarının giderilmesi olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, 'Biraz evvela Ahıska Türkleri'nden bahsettim. Bizim hariç politikamızın en öncelikli hariç politikalarından bir tanesi.. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız bizim için önemlidir. Onları da korumak kollamak iri Türkiye'nin sorumluluğudur' biçiminde konuştu.

'Bugün Suriye'ye istikrarın getirilmesi için üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya devam etmemiz lazım. 4 sene evvela bizim politikamıza yanlış diyenler bugün Türkiye'den özür diliyorlar' diye konuşan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'4 sene evvela Esad gitmelidir dediğimiz süre buna ihtimal vermeyenler, Esad rejiminin nasıl 300 bine yakın insanı katlettiğini gördü ve bugün Esad gitmelidir diyor. Ama soruyorum size 4 sene evvela Esad gitseydi bizim dediğimiz süre bu 300 bin insan katledilir miydi? Kimyasal silahlar kullanılır mıydı? İnsanlar açlığa terk edilerek, cezalandırılarak bireyler katledilir miydi? Varil bombalarıyla kadınlar minikler gençler yoktur edilir miydi? Bugün 300 bine yakın insan yoktur edildi. Neden hak aradıkları için sebep insan bu şeklinde yaşamak istedikleri için sebep Türkiye'de bulunan olanakları kendi yurdumuzda görmek istiyoruz dedikleri için.'

'Birçok bölgede yatırımlar yaptık'

Türkiye'nin büyüdüğünü ve güçlendiğini hatırlatan Çavuşoğlu, 79 yılda yapılmayanları nasıl yaşama geçirildiğini herkes nedeni ile bilindiğini anlatım etti.

AK Parti hükumetinin iktidara geldiğinden itibaren bir fazla fazla bölgede yatırımlar yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, son günlerde bir münakaşa başladığını ve yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın münakaşa konusu olduğunu anımsattı.

Türkiye'deki merdiven altındaki adliyelerin bugün adliye saraylarına dönüştüğünü, 3. derslik klinikten dahi fena bulunan alanların hepsinin 1. derslik hastanelere dönüştüğünü aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

'80 yılda bir yeni cumhurbaşkanlığı sarayı yapmayalım mı? Türkiye bunu hak etmiyor mu? Büyük Türkiye'ye bu yakışmaz mı? Neymiş efendim Recep Tayyip Erdoğan'ın sarayıymış. Siz daha Recep Tayyip Erdoğan'ı anlamıyorsunuz. İstanbul bu şeklinde dünyanın en iri şehirlerden bir tanesinin belediye başkanıydı Recep Tayyip Erdoğan, nerede oturdu bütün ailesiyle ortak bir apartman dairesinde oturdu. Recep Tayyip Erdoğan 13 sene bu ülkeye başbakanlık yaptı, nerede oturdu, subayevlerinde halkın içerisinde bir apartmanda 12 adet komşusuyla oturdu. Recep Tayyip Erdoğan lüks düşkünü mü? Yani 'ben şu bu sarayda oturacağım' diye tutkusu bulunan bir insan mı? Siz Recep Tayyip Erdoğan'ı tanımamışsınız. Tanımakta istemiyorsunuz. Zaten Recep Tayyip Erdoğan ve onun arkadaşlarıyla sizin aranızdaki başkalık bu. Ama biz büyüyen Türkiye'nin itibarı için her şeyi yapıyoruz. Uçak alırız, gerekirse bir uçak daha alırız, bir adet daha alırız. Paramızda mevcut imkanımızda var.'

Muhabir: Emrah Gökmen