Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Ramazan ve zamanın kutsiliği

10 Haziran 2016 - 11:28 Yorum: 5

Ramazan ayı toplumda sosyal adaletin sağlanması adına bizleri infakta bulunmaya, empâti yapmaya fırsat veriyor. Toplumlar için tahrip gücü çok yüksek olan “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne” “sen çalış ben yiyeyim” “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” gibi virüsleri toplum bünyesinde temizlemeye imkân tanıyor.

Ferde, kişiye bakan cihetiyle kişinin firavunlaşmaya, nemrutlaşmaya, Karunlaşmaya, şeytanlaşamaya sebebiyet veren, kendine yüce kudret ve mana yükleyen, şehevi- hayvani sıfat ve virüslerden; küfrün kaynağını oluşturan en önemli girdaplardan biri olan “benlik” ego” yu açlık ile ıslah etmeye çalışıyor. Aç kalan birey, nefsanî ve hayvanî duygulardan arınarak kendi güç ve kudretinin sınırlılığının farkında oluyor, acziyetinin, çaresizliğinin, zayıflığının bilinci ile rabbinin yüceliğini ve kudretini tefekkür edip kendi mahiyetini sorgulamaya başlar.

Ben kimim?

Neciyim?

Nerden geldim?

Nereye gidiyorum?

Niçin gönderildim?

Bu dünyada vazifem ne?... gibi sorulara cevap arar, (aramalıdır).

Tüketim çılgınlığının, bireyselciliğin, maddeperestliğin, her türlü insanî ve ahlakî değerlerin yozlaştığı; insanın bizatihi kendisinin değersizleştiği bir dünyada Ramazan ayının da bu yozlaşmada nasibini almamış olması düşünülemez.

Bu mübarek zaman diliminin tüketim ayına dönüşmesine, din tacirliği adına yapılan infakların dahi reklama feda edilmesine, ramazan kisvesi içinde kendi ideolojilerini satmaya, reklamlarını yapmaya, Allah’ın ayetleri ile keselerini, cüzdanlarını doldurma yolunda yarışan din simsarlarının türemelerine, magazinleştirilmesine bilerek ve bilmeyerek fert, toplum, idareciler, sivil toplum örgütleri olarak büyük gayretler sarf etsek de bu ay;

İbadet ayıdır.

Kuran ayıdır.

Kişinin sair zamanlardan daha çok ve daha kavi bir şekilde Rabbi ile iletişime geçme aydır.

Teknoloji araç ve gereçler dünyamıza, hayatımıza girdikçe zaman ve ibadet cihetiyle daha da fakirleşiyoruz, çoraklaşıyoruz.

Sanal âlemin çöplüğüne daldıkça düşünmekten, tefekkürden, gerçeklerden, hakikatlerden, kulluktan, insani değerlerden, insandan, yaratıcıdan uzaklaştığımız bir gerçek…

Onun içindir ki hiç olmazsa bu ay boyunca akıllı telefonlarımızı, interneti, tv’yi, bir tarafa bıraksak…

Bunlara ayırdığımız zamanı Kuran-ı Kerim, meal, tefsir, hadis okumaya ayırsak…

Çoğunluğu itibariyle ruh, mana, hakikat, gerçeklikten uzak maddeleşen ve kalıplaşan, fert ve topluma dini bir afyon olarak sunan şu Sahur/iftar programlarını boykot edip, bu değerli anlarımızı dua, tefekkür, sohbet, evvebain, teheccüd ile şereflendirsek…

Ramazanın kutsallığı, mübarekliği küçük de olsa ancak böyle adımlarla, gayretle gerçekleşeceğine inanıyorum.

Bilmem siz ne dersiniz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI