Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ekonomi 24 Kasım 2014 - 16:33 Yorum: 0

Risk primi tarihin en düşük seviyesinde

Merkez Bankası Başkanı Başçı, "Kamudaki basiretli borçlanma sonucunda Türkiye'nin risk primi tarihinin en düşük seviyelerine yakın seyretmektedir" dedi.

Risk primi tarihin en düşük seviyesinde

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, 'Kamudaki basiretli borçlanma neticesinde Türkiye'nin risk primi tarihinin en düşük seviyelerine yakın seyretmektedir' dedi.

Başçı'nın, Bakanlar Kurulu toplantısında gerçekleştirdiği sunum Banka'nın internet sitesinde yayımlandı.

Küresel istek zayıflarken iç talebin büyümeye daha çok yardım vermeye başladığı anlatım eden Başçı, tüketici kredilerinin ılımlı seyrinin ve hariç ticaret hadlerindeki müspet gelişmelerin cari dengedeki iyileşmeyi destekleyebileceğini kaydetti.

Yılın başında tahsil edilen makro ihtiyati önlemlerin ve nakit politikasındaki yoğun duruşun çekirdek malların enflasyon isteği üstündeki müspet etkilerinin gözlendiğini belirten Başçı, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen başka unsurların yakından izleneceğini aktardı.

Başçı, var nakit politikası duruşu altında enflasyonun 2015 yılında, Enflasyon Raporu'nda belirtilen görünümle uyumlu bir düşme sergileyeceğinin öngörüldüğünü vurgulayarak, yapısal dönüşüm programının uygulamaya geçmesiyle ortak Türkiye'nin büyüme potansiyelinin kademeli şekilde artacağını aktardı.

Küresel finans krizi sonrasında çağdaş memleket merkez bankalarının faizlerini sıfıra yakın seviyelere indirdiğini kaydeden Başçı, şunları belirtti:

'Benzer biçimde uzun vadeli getiri oranları da yakın tarihteki en düşük seviyelere gerilemiştir. Ülkemizde de hem nominal hem reel getiri oranları yakın tarihimizdeki en düşük değerlerde seyretmektedir. Uzun vadeli nominal faizler beklenen enflasyon, vade primi ve risk primi yönünden belirlenmektedir. Makro ihtiyati önlemlerin yardımıyla reel faizler küresel kriz öncesi seviyelerin altındadır. 

Düşük getiri ortamında basiretli borçlanma dengeli büyüme, gelir dağılımı ve istihdam için faydalı olacaktır. Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam etmesi risk primini artırmak suretiyle büyümeye, gelir dağılımına ve istihdama zarar verebilmektedir. Gelişmiş devletlerde iç istek güçsüz seyrettiğinden hariç dengeleri artı yönde gelişmiştir. Gelişmekte bulunan devletlerde ise düşük getiri ortamı çok borçlanma yoluyla hariç dengeleri eksi yönde etkilemiştir.'

'Cari açıktaki iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir' 

Cari açığın esas nedenlerinden birinin tüketicilerin aşırı süratli borçlanması olduğunu dile getiren Başçı, alınan önlemler sonrasında ihracatın ithalatı karşılama oranının yükselmeye başladığını anlatım etti.

Erdem Başçı, cari açıktaki iyileşmenin devam etmesinin beklendiğini kaydederek, dış finansmanın kalitesinin arttığını aktardı.

Reel piyasanın hariç borçlarının vadesi epey bir uzun iken bankaların hariç borçlarının vadelerinin nispeten daha kısa bulunduğu bilgisini verici Başçı, 'Bankalarımızın hariç borçlanma vadelerini uzatmaları dengeli büyüme açısından daha faydalı olacaktır' dedi. 

Enflasyon hedefin epey bir üstünde seyrettiğine dikkati çeken Başçı, enflasyonun 2015 yılı boyunca kademeli bir düşme sergilemesinin amaçlandığını anlatım etti. 

Son bir yılda döviz düzeyi geçişkenliğinin enflasyonun esas belirleyicisi olduğunu dile getiren Başçı, birikimli döviz düzeyi gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkisinin kademeli şekilde azaldığını belirtti.

'Yurt içi besin fiyatları uluslararası besin fiyatlarından mühim oranda farklılaştı'

Başkan Erdem Başçı, enflasyon görünümünde dikkat çekici bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle nakit politikasındaki yoğun duruşun sürdürüleceğini vurgulayarak, yoğun duruşun beklenen enflasyonu azaltmak yoluyla uzun vadeli faizlerde düşürücü tesir yaptığını anlatım etti.

Para politikasındaki yoğun duruş neticesinde Türk lirasındaki aşırı değer kaybının da önlendiğini belirten Başçı, küresel gelişmeler sebebi ile yaz aylarından buyana döviz kuru oynaklığında artış gözlendiğini anımsattı.

Başçı, likidite politikası yoluyla parasal sıkılaştırma sonrasında Türk lirasının daha istikrarlı seyrettiğine dikkati çekerek, şunları aktardı:

'Likidite politikasındaki sıkılaştırma, uzun vadeli faizler üzerinde düşürücü tesir yaptı. Para politikasının yoğun duruş ve yılbaşında tahsil edilen makro ihtiyati önlemler çekirdek enflasyonun isteği üstünde müspet tesir yaptı. Gıda fiyatlarındaki artış enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirmektedir. Kuraklık, besin fiyatları üstünde menfi tesir yaptı. Yurt içi besin fiyatları uluslararası besin fiyatlarından mühim oranda farklılaştı. 

Gıda dışı enflasyonla gıda enflasyonunun da 2015 yılında önemli ölçüde düşmesi gerekmektedir. Başta petrol olmak üzere düşüş gösteren emtia fiyatlarının önümüzdeki sene için enflasyonda öngörülen düşme sürecini desteklemesi beklenmektedir. Alınan ve alınacak önlemler yardımıyla beklenen enflasyonun denetim altına alınması ve kademeli şekilde iyileşmesi amaçlanmaktadır.'

'Büyümeyi destekleyen en mühim unsur yapısal reformlar olacak'

Başkan Başçı, büyümeyi destekleyen en mühim unsurun yapısal reformlar olacağını vurgulayarak, siyaset çerçevesinin daha dengeli bir büyümeyi amaçladığını kaydetti.

dışsatım reeskont kredilerinin hem döviz rezervlerine hem de ihracata önemli ölçüde yardım sağladığına belli eden Başçı, 'Kredi büyümesinin niceliği kadar ayrıcalığı de ciddiyet taşımaktadır. Ticari kredi getiri oranları teminatsız tüketici kredisi getiri oranlarının önemli ölçüde altında seyretmektedir. Kredilerin ayrıcalığı de harcama finansmanından üretim finansmanına yönelerek iyileşmektedir' değerlendirmelerini yaptı.

Başçı, Türkiye'de de büyümenin nispeten ılımlı seyrettiğini dile getirerek, ihracatın büyümeye müspet yardım yaptığını anlatım etti.

Öncü göstergelerin dengeli büyümenin senenin ikinci yarısında da devam ettiğine işaret ettiğini aktaran Başçı, şunları kaydetti:

'İstihdam artışı son aylarda bir tutar sürat kesti. Öncü göstergeler senenin ikinci çeyreğinde büyümede gözlenen yavaşlamanın geçici olduğuna işaret etmektedir. Yatırım eğiliminde son aylarda ılımlı bir toparlanma gözlenmiştir. Son senelerde Türkiye’de başka devletlere oranla daha canlı bir istihdam artışı gözlenmektedir. 10. Kalkınma Planının esas misyonu uluslararası kıymet zinciri hiyerarşisinde üst basamaklara çıkmış, yüksek gelir grubu ülkelerin arasına girmiş ve mutlak yoksulluk sorununu çözmüş bir ülke konumuna gelmektir. 10. Kalkınma Planında daha önceki planlardan ayrıcalıklı şekilde 'Öncelikli Dönüşüm Programları' adıyla 25 hususi uygulama programı yer almaktadır. Söz konusu programlar Plan'ın uygulanabilirliğini ve kalkınma çabalarının etkinliğini artırmak amacıyla yeni bir yaklaşım çerçevesinde hazırlandı.'

Muhabir: umut Çevik, Belgin Yakışan

Kaynak: AA

ETİKETLER: Risk , prim , düşük , seviye
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber