Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ekonomi 25 Ekim 2014 - 08:33 Yorum: 0

Risklere karşı 23 dönüşüm programı açıklanacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Başbakan Davutoğlu'nun, önümüzdeki günlerde, geleceğe dönük Türkiye'yi bekleyen risklere karşı 23 dönüşüm programını açıklayacağını bildirdi.

Risklere karşı 23 dönüşüm programı açıklanacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Rumelili Yönetici Sanayici ve İşadamları Derneği (RUMELİSİAD) sebebi ile Bursa'da bir otelde gerçekleştirilen '36. Rumeli Buluşmaları Etkinliği'nde yaptığı konuşmada, son zamanlarda dünya genelinde yaşanan olayların ekonomiye ciddi yansımalarının bulunduğunu, dünya ekonomisinin bu sebeple ciddi krizlerle karşı karşıya kaldığını söyledi. 

Dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen Türkiye'nin, 'sorunlar gelmeden sorunlara çözüm üreten yönetim anlayışı' yardımı ile bu sıkıntıları en organ indirdiğini söyleyen Çelik, 'AB ülkeleriyle mukayese edin, en düşük bütçe açığı Türkiye'de. Kamu borçlarına baktığınız süre AB ülkelerinin fazla aşırı fazla altında bir halk borcunun olduğunu göreceksiniz. Kamu borcu da Türkiye'de düşük. Bankacılık sektöründe bir problem yok. Sapasağlam bir bankacılık söktürümüz var. Hane halkının borcunun ulusal gelire oranına bakıyorsunuz. Türkiye'de yüzde 23, AB'de yüzde 64' dedi. 

Çelik, toplantıya biraz geciktiğini, bunun nedeninin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun önümüzdeki günlerde açıklayacağı bir program olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: 

'Sayın Başbakan önümüzdeki günlerde geleceğe dönük Türkiye'yi bekleyen risklere karşı 23 dönüşüm programını açıklayacak. Bu dönüşüm programı arasında bin 200'ün üstünde tedbir, çözüm ve reformlar var.  Bu ne demek? Küresel iktisat tablosunu gören Türkiye, bundan etkilenmemek hesabına önlemlerini, tedbirlerini çok öncesinden saha Türkiye bulunduğu için bu süreçleri son derece başarıyla atlatabiliyor. 2008'in sonunda başlayan ve Bursa'yı da fazla aşırı etkileyen o krizin teğet geçip geçmeyeceği tartışıldı. Dünyada neler yaşandı? Belli bir sıkıntılarla karşılaştı dünya. Halen İspanya bu işin içinden çıkmanın mücadelesini veriyor. Avrupa devletleri belki Almanya dış diğerlerinde fazla aşırı ciddi sıkıntılar var ama Türkiye bu süreci fazla aşırı muvaffakiyetli bir biçimde geçti. Sebebi bu. Beni bu toplantıya geç bırakan, saatler devam eden o önlemler paketleri Türkiye'nin önünü açıyor. İnşallah Türkiye ben inanıyorum ki yüzde 5'in üstünde büyümeyi gerçekleştirecek potansiyeli harekete geçirebilecek bir noktadadır.'

Türk ekonomisinin bundan sonra kırılgan bir yapıd olmadığını vurgulayan Çelik, Türkiye'de krizlere karşı dirençli bir ekonomik binanın bulunduğunu anlatım etti.

 'Uzaktan izlemek kolay' 

Salonda olan işadamlarına yönelik, 'Her şey kazanmak mı? Her şey varlıklı olmak mı? Tabii ki değil. Programlarınızın temelinde insan merkeze oturmuyorsa neyi kazanırsanız kazanın, ne kadar kazanırsanız kazanın bunun bir anlamının olmadığını belirtmek istiyorum' diyen Çelik, şöyle devam etti:

'Bursa endüstri şehri. Türkiye'de 2002 yılında çehre bin işçide, 16 işçi emek sırasında hayatını kaybederken 2012 yılında çehre bin işçide 6 işçi hayatını kaybeder noktaya getirdik. Yüz bin işçide 6 işçi, iş kazasına ne yazık ki kurban oluyor. 16'dan 6'ya inildi. Bu, müspet bir gelişme. Yeterli mi? Değil. AB'de 27 ülkeninin ortalaması çehre bin işçide 3 işçi hayatını kaybediyor. Bizim de buraya gelmemiz gerekiyor. Bu anlamda fazla aşırı ciddi çalışmalar yaptık. mühim reformlar yaptık, mühim hükümler çıkarttık lakin Soma olayıyla, İstanbul'daki asansör ve inşaatlarda meydana gelen kazalar doğrusu hem milletimizin, hem çalışanların, hem işverenlerin her insanın moralini fazla aşırı ciddi biçimde bozdu. Uzaktan izlemek basit arkadaşlar. 10 metrekarelik bir asansör çukurunda 10 şahıs 120 metreden aşağıya düşüyorlar. O aşağıdaki tabloyu düşünebiliyor musunuz? Allah kimseye göstermesin. Hiç bir zenginliğe, hiçbir servete, hiçbir kazanca mukayese edilmeyecek feci bir tablo. Ben inanıyorum, bu kazalarla karşılaşan tüm işverenler 'keşke servetim gitseydi de bu iş başıma gelmeseydi' düşüncesindedir. O durumda iş başa gelmeden önlemleri almak asıl olandır. İş başa geldikten sonra 'ah', 'vah' demek doğru olmasa gerek.'

Çelik. bu çeşit olaylarda  farkındalığın fazla aşırı mühim olduğunu  ifade ederek,   işçinin, patronun farkında olmaması, bununla ilgili mevzuat düzenlemesi yapılmaması şeklinde kazanın 'geliyorum' diyeceğini anlattı. 

İş kazalarıyla ilgili yeni hukuk çalışması 

İşverenin bütün ekipmanı çalışanına eda etmek zorunda olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu: 

'Madendeyse madende, fabrikadaysa fabrikada. Vereceğiniz ekipmanın tümü yani değerini toplasanız 500 liradır, bin liradır. Onun maddi anlamda bir ederi yok. Farkında olmak ve insan merkezli yaşamak gerekiyor. Çalışanın hakkını, hukukunu önceleyerek yaşamak gerekiyor. İyi yaşansın, varlıklı olunsun lakin bir başkasının bin liraya nasıl geçindiğinin ızdırabını gönlümüzde hissedelim. 'nasıl geçiniyor bin liraya bu vatandaş' bunu dert etmezsek farkındalığı oluşturamayız. Yani başkasının derdiyle dertlenmezsek biz kendimizi tanıyamayız ve bu yanlışların da önüne geçemeyiz...Çok ciddi güzel bir AB normlarına müsait bir yasayı çıkardık. O yasayla bir fazla aşırı sorumluluklar geldi lakin yaşanan vakaları da dikkate alarak yeni bir takım düzenlemeleri sayın başbakanımızla, ilgili bakanlarla, ilgili sivil cemiyet örgütleriyle, sendikalarla uzun uzun çalışmamızı tamamladık. Bu çağ arasında fazla aşırı mühim düzenlemeler içeren, hem çalışana mesuliyet getiren, hem işverene müeyyideler getiren dengeli bir yasayı inşallah parlamentoya sevk edeceğiz.'

Muhabir: Hüseyin Yeşilkavak

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber