AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca (RTÜK) toplantısında, Kanaltürk'te 27-28 Ağustos'ta yayınlanan 'Songül Karlı İle Yeniden' programına, eşini yaralayan bireyin misafir edildiği ve medyaya da yansıyan konuyla ilgili hazırlanmakta bulunan deneyimli raporunu görüştü.

RTÜK, söz konusu yayın sebebiyle kanalın, 6112 Sayılı Yasa'nın 8/1 maddesinin (s) bendinin ihlal edildiği anlamında karara varılarak kanala, geçen ayki reklam gelirlerinin yüzde 2'si oranında nakit cezası uygulanması müsait bulundu.

Karara ait hazırlanmakta bulunan raporda, kadına yönelik şiddet olaylarının gittikçe arttığı belirtilerek, toplumsal bir sorun durumuna gelen 'kadına yönelik şiddet' hususunda yayın oluşturan firmaların konunun hassasiyetine İtina göstermeleri, reyting kaygısından uzak, sorumlu yayıncılık anlayışıyla yayın yapmaları gerektiği kaydedildi.

'İzleyici ümitsizliğe ve çaresizliğe sevk ediliyor'

Raporda, söz konusu programda, boşanmak istediği benzeri nedeni ile tornavidayla yaralanan Hasret Kara'ya kullanılan şiddetin ve yaşananların ele alınmasında gerek stüdyo konuklarının ekrana yansıyan görüş ve yorumlarının gerekse verilen mesajların izleyiciyi ümitsizliğe, çaresizliğe sevk etmemesi, şiddeti kanıksatıcı, normalleştirici olmaması gerektiği vurgulandı.

Bunun yerine programın, umumi seyirci kitlesini ve bu vaziyetteki kullanıcılarını bilgilendirici, eğitici, yol gösterici olması gerektiği  belirtildi. 

Kadına yönelik şiddetin önlenebilmesiyle bu konudaki sosyal planlar bu şeklinde konularda izleyenlere fayda sağlayabilecek bir çerçevede konunun ele alınması ve şiddetin teşvik edilmemeye ve meşrulaştırılmamaya özen gösterilmesinin beklenildiği de anlatım edildi. 

Ayrıca, programa misafir edilen psikoloğun, eşini yaralayan Yakup Kara'nın psikotik bir hal arasında olduğu, tedavi edilmesi, yargılanması gerektiğini belirtmesine ve 43 yerinden yaralanan eş Hasret Kara'nın can güvenliği olmadığını vurgulamasına rağmen, yayın kuruluşu tarafından Yakup Kara'nın söz hakkı kullandırılacağı gerekçesiyle stüdyoya çağırma edilmesinin modern yayıncılık normlarına müsait bulunmadığı da kaydedildi. 

'Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters'

Raporda, programın 28 Temmuz'daki yayınında ise stüdyo misafiri bulunan ilahiyatçı yazar Arif Arslan'ın konu için görüş ve yorumlarında böyle bayanların şiddete maruz kalmasının naturel olduğu, erkeğin ise böyle bir kadına şiddet uygulayabileceği biçiminde bir algı oluşturabilecek ifadelerinin ekrana yansıdığı, program sunucusunun müdahalelerinin bu noktada anlamsız, yetersiz kaldığına dikkat çekildi. 

Aynı zamanda stüdyodaki seyircilerin program konuşmalarına alkışla destek verdiklerine de değinilerek, şunlar kaydedildi:

'Ağlayarak eşinden özür dileyen Yakup Kara'ya sunucunun sessiz ve yorumsuz kaldığı ve içlerinde birileri ağlayan seyircilerin de bu sahneyi alkışladıkları görülmüş, bu destekleyici tutumun da şiddet eğiliminde bulunan bireyleri cesaretlendirici olabildiği düşünülmüştür. Bu nedenle Kanaltürk adlı medya hizmet sağlayıcının bu yayınlarının kanunda yer piyasa 'Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez' ve 'şiddeti özendirici ve kanıksatıcı olamaz' ilkelerine aykırılık taşıdığı değerlendirilmiştir.'