Rus süper model Natalia Vodianova, kadın sağlığı konusundaki bazı ön yargıların kültür yapısının içine örülmüş durumda olduğunu ifade ederek, "Özellikle kadınların adet dönemi hakkındaki ön yargılar ve tabuları yıkmak benim önceliğim. Milyonlarca kadın ve kız çocuğu için her ay verilen adet dönemi mücadelesine dikkat çekmek istiyorum" dedi.

Kadınları bilinçlendirme kampanyalarıyla tanınan hayırsever Natalia Vodianova'nın ev sahipliğinde düzenlenen "Let's Talk"(Hadi konuşalım) etkinliği Antalya'nın Kemer ilçesindeki Maxx Royal Otel'de başladı. Etkinlikte düşünce önderleri, toplumda etki oluşturan isimler, aktivistler ve küresel politika yapıcıları ile kadın sağlığı ve eşitliğini daha da güçlendirmek amacıyla bir araya geldi.

ELBI hayır kuruluşu ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından desteklenen etkinliğe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu olan (UNFPA) Genel Direktörü Dr. Natalia Kanem, Kanadalı eski manken ve sinema oyuncusu Dayle Haddon, Polonyalı ünlü model Anja Rubik, İngiliz gazeteci Anne McElvoy, İngiliz manken Adwoa Boah, Türk manken Azra Akın ve diğer konuşmacılar katıldı.

Kadın sağlığı ve kadınların sağlıkları adına gerekli araç ve hizmetlere ulaşabilme haklarının konuşulacağı bir ortamın oluşturulması amacıyla düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Rus model Natalia Vodianova, Dijital Yardımseverlik Platformu ELBİ ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu çalışanlarına desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Bugünün konusunun kadın sağlığı ve ön yargı olduğunu dile getiren Vodianova, konuşarak birçok ön yargının kırılabileceğini ve sorunlara çözüm bulunulabileceğini söyledi.

Platform ile kadın sağlığı ve engellilik hakkındaki ön yargıları yıkmak için çalıştıklarının altını çizen Vodianova, "Burada bu engelleri birlikte yıkmak için toplandık. Amacımız kayda değer sonuçlara ulaşarak kadın sağlığı konusunda ilerleme kaydetmek. Bugün burada konunun uzmanlarıyla bir çalışma grubu oluşturarak kadın sağlığı etrafındaki ön yargıları yıkmak adına çalışacaklarına inanıyorum. Bugün burada, doktorlar, kadın hakları savunucuları, kanun yapıcılar ve Birleşmiş Milletler yöneticileri ile birlikteyiz" diye konuştu.

"Adet dönemi mücadelesi"

Kadın sağlığı konusundaki bazı ön yargıların kültür yapısının içine örülmüş durumda olduğunu ifade eden Vodianova, "Özellikle kadınların adet dönemi hakkındaki ön yargılar ve tabuları yıkmak benim önceliğim. Milyonlarca kadın ve kız çocuğu için her ay verilen adet dönemi mücadelesine dikkat çekmek istiyorum. Kadın ve kız çocuklarının toplumda var olma mücadelesinin bir parçası olan adet dönemi konusunda hükümetler, finansal destekçiler, sivil aktivistler destek vermeye başladı. Dünyanın birçok ülkesinden adet dönemini bir utanç olarak görüp toplumun parçası olamayan kız çocuklarının hikayesini duyuyoruz. Aynı sorunu iş yerlerinde ve evlerde olduğuna şahit oluyoruz. Kadınlara destek olan erkekler sayesinde okuluna devam edebilen kız çocuklarının hikayesini duyunca da cesaretleniyoruz" dedi.

"Tabular eline geçirmiş durumda"

Kadın sağlığı konusunda ön yargının kültüre işlediğini kaydeden Vodianova, "Birçok tabu bu konularda bizi eline geçirmiştir. Fakat bir konu var ki bence çok önemli; menstrüasyon. Hepimizi etkileyen ortak bir durum. Birçok ülkede politik ve sosyal kararların erkekler tarafından verildiğini düşünürsek kadın sağlığı konularında ne kadar ihmal olduğunu da anlayabiliriz. Mesela tamponun bir lüks tüketim ürünü olarak görülmesi bu konuda bir örnektir. Birçok kadın ped ve tamponu bu nedenle böyle algılıyorlar. Ayrıca yine kadınlar ön yargı ve kültürel tabular nedeniyle eczaneden ped, tampon ya da doğum kontrol hapı alırken rahatsızlık hissediyorlar. Bu kadınlar ki dünyanın en medeni toplumlarında yaşıyorlar. Bu anket Amerika'da yaşayan kadınlara yapılmış mesela" ifadelerine yer verdi.

"Örnekler verdi"

Bir ihmal konusunun da endometriozis (genç kadınlarda görülen iyi huylu kronik hastalık) olduğunu dile getiren Natalia Vodianova, "Birçok kadına en az 10 yıl acı çektikten sonra tanı koyulabiliyor. Bu konuda da farkındalığın artması gerekiyor. İş yerinde olsun, okulda olsun kızların ve kadınların regl olması onların aleyhine işliyor. Mesela Hindistan'da yüzde 45 oranında kız çocuğu regl olmaya başlar başlamaz okulu bırakıyor. Amerika'da dahil kadınlar regli konusunda utanç duydukları için yine bu konuyu ilgilendiren sağlık problemlerini saklayıp gömmeyi tercih ediyorlar. Bu ise her şeyi onlar için daha da zorlaştırıyor" ifadelerine yer verdi.

Voadinova, böyle buluşmalar ve platformlar sayesinde kadınların daha bilinçli ve güçlü olacağını sözlerine ekledi.