Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 22 Temmuz 2014 - 23:40 Yorum: 0

Sabaha karşı operasyonlar demokrasilerde olmaz

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Sabaha karşı operasyonlar demokrasilerde olmaz. İnsanları davet edersiniz gelirler, kimsenin de kaçacak hali yoktur" dedi.

Sabaha karşı operasyonlar demokrasilerde olmaz

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Sabaha karşı operasyonlar demokrasilerde olmaz. İnsanları çağrı edersiniz gelirler, kimsenin de kaçacak hali yoktur. Eğer kaçmalarından şüpheleniyorlarsa ona bir şey diyemeyiz. Ama kimsenin de kaçacak hali yoktur' dedi.

Partisince düzenlenen iftara katılmak üzere hususi uçakla Muğla'ya gelen Kılıçdaroğlu'nu Milas-Bodrum Havalimanı'nda Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Muğla Milletvekili Tolga Çandar, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ve partililer karşıladı.

Kılıçdaroğlu daha sonra Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin özelleştirilmek istenmesine tepki amacıyla termik santral önünde çadır kuran işçileri ziyaret etti. 

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin en esas problemlerinden birinin taşeronlaşmak olduğunu anlatım etti.

Her fırsatta işçilerin eylemlerine destek verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, söz konusu eylemleri hak arama eylemi şekilde gördüklerini ve demokrasilerde hak aramanın çok ciddi olduğunu kaydetti.

Madenlerin devlete ait olduğunu ve Anayasa’ya göre işletmeyi de devletin yapması gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, 'Çünkü yer altında çalışmanın çok aşırı zor olduğunu biliyoruz. Yer altında çalışmanın uluslararası kuralları vardır. Uluslararası çalışma örgütünün belirlediği kurallar vardır. Ama çoğu vakit o kurallar ihlal edilir ve çok aşırı acı tablolarla maalesef karşı karşıya kalıyoruz. Soma bunun en tipik örneklerinden birisidir' diye konuştu.

Yaşanan olaylarla ilgili Ankara’da Türk-İş’in işçilerden yana tavır alması gerektiğine gösteren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Bunu çok aşırı açıklıkla söylemek zorundayım. Hadi dolaylı şekilde birilerine bir şey söylemek çok aşırı benim huyuma uymuyor. Ankara’ya gittiniz, kendinizi zincirlediniz, orada kaldınız, size şiddet uygulandı ama belirgin bir kesim sizin yanınızda olmadı. Niye olmuyor arkadaşlar? Siz hak arıyorsunuz, emek en ulu değerse tüm işçi örgütlerinin sizin yanınızda olması lazım. Bütün işçi örgütlerinin size destek vermesi lazım. Biz siyasi parti şekilde zaten sosyal demokrat bir partiyiz, zaten emekten yana bir partiyiz. Biz zaten destek vereceğiz, siz hangi sendikanın mensubu olursanız olun. Bizim için ayrım etmiyor. Biz sendikasız işçilerin de yanındayız. Davutpaşa’da patlama oldu, 21 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti, çadırda bireyler öldü, bunların çoğu sigortasızdı. Bütün bu ailelerin de işçilerin de birlikte olduk. Soma işçilerinin birlikte olduk, Zonguldak’ta ölen işçilerin de birlikte olduk.' 

310 gündür işçilerin çadırda verdiği mücadeleye sendikaların da destek vermesi gerektiğine vurgu oluşturan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

'Bugün Türkiye’de özelleştirme süreci açısından söylüyorum, gelinen noktaya baktığımızda halk kaynaklarının birilerine peşkeş çekildiğini görüyoruz. Açıkça görülüyor. Belki bir gün Türkiye’de özelleştirmenin tarihsel tüm ayrıntılarıyla yazılacaktır. Vatandaşın vergisiyle yapılan fabrikaların, kimlere, hangi koşullarda satıldığını göreceksiniz. Bakın şimdi parlamentoda bir kanun var, görüşülüyor. Adı torbaydı ama şimdi torbayı aştı çuval oldu. Özelleştirme sonucu mahkeme karar verip iadesini öngörüyorsa, bu mahkeme kararlarının uygulanmaması ile alakalı kanun koyuyorlar. Yasa çıkartıyorlar. Tek karşı çıkan partiyiz. Yani vatandaşın vergisiyle fabrika yapılmış, fabrikayı satıyorsun, usulsüz satış var, haksız satış var, gidiliyor mahkemeye, mahkeme iade edeceksin, burada halk zararı mevcut diyor. Şimdi yeni bir kanun çıkartıyorlar, halk zararı da olsa iki şey iade edilmez ve mahkeme kararları uygulanmaz. Bunun ismi kanun devleti mi? Hukuk devletinde böyle garabet olur mu? Olmaz. Biz onun için de Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Ama bizim tek başımıza Anayasa Mahkemesine gitmemiz, ne kadar sizleri tatmin eder. Türk-İş nerede sormak lazım, Hak-İş nerede sormak lazım. Onların mücadele etmesi lazım. Eğer bir kitle kendi hakkına sahip çıkmıyorsa o kitlenin başarılı olma şansı yoktur.'

Sosyal demokrat bir partinin umumi başkanı olarak işçi haklarını korumak ve savunmak durumunda olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

'Ben sizi eleştirmeyeceğim de bazan eleştireceğim. Siyasi iktidarı eleştir, siyasi iktidarı eleştirmek en kolayıdır arkadaşlar. Burada asıl mesuliyet konfederasyonlara düşüyor. 310 gündür fiil yapacaksınız, ben Türk-İş’in umumi başkanından daha çok buraya geleceğim, olmaz. Bu işte bir sakatlık var. Bir yanlışlık var. O nedenle sizin mücadelenize destek veriyoruz, destek vermeye devam edeceğiz. Sizin haklarınızı savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz ama lütfen çemberi büyütün. Çemberi genişletin. Daha çok işçiler sizlerin hakkına sahip çıksınlar.'

Programda bir gazetecinin, 'İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının emniyetteki 'paralel yapı' iddialarına ilişkin yürüttüğü soruşturmalar kapsamında emniyet görevlilerinin gözaltına alınmasını nasıl buluyorsunuz' sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

'Sabaha karşı operasyonlar demokrasilerde olmaz. İnsanları çağrı edersiniz gelirler, kimsenin de kaçacak hali yoktur. Eğer kaçmalarından şüpheleniyorlarsa ona bir şey diyemeyiz. Ama kimsenin de kaçacak hali yoktur. Şimdi 17 Aralık operasyonunun, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ki 25 Aralıkta mevcut biliyorsunuz iki dosyanın da üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Bu operasyonları oluşturan yani yolsuzlukları ortaya çıkaran ekipten intikam almak istiyorlar.  Bunların hepsini göreceksiniz yargıda taşlar her zaman yerine oturacaktır. Haksızlıklar giderilecektir.'

Kılıçdaroğlu, yaşanan süreçte pek çok aşırı kişinin bedel ödeyeceğine dikkati çekerek 'Balyoz davalarında da böyle oldu, Ergenekon davalarında da böyle oldu. Masum bireyler alındı, gazetelere televizyonlara çıkarıldı. Baştan suçlu oldukları ilan edildi. Ama bugün geldiğimiz noktada haklılıkları ortaya çıktı. Ancak aileler ağır bedelle ödedi, bireyler hayatını kaybetti' diye konuştu.

21. yüzyılın Türkiye'sinde bu tür toplu tutuklamaların toplu gözaltına alınmaların doğru olmadığını anlatım eden Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:

'Hukukun üstünlüğü dediğimiz bir kavram vardı. İnsanları çağrı edersiniz, insanlar gider anlatım verirler ve gereği neyse onu yerine getirirler. Gerçekten bir suçu varsa kimse niye tutukladın demez. Ama bu tür eylemler yani bundan kastım intikam almak amacıyla yapılan eylemler, devletin gücü kullanılarak  belli bir kesimden ve ya polislerden veya yolsuzluğu ortaya çıkaranlardan intikam almak üzere yapılan eylemler bizim kabul edebileceğimiz eylemler değil ve bunları doğru bulmuyoruz..'

Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin bugünkü küme konuşmasında kendisinin SSK umumi müdürü bulunduğu dönemle ilgili konuşma yaptığını ve düşüncelerini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

'Ben Başbakana çağrıda bulundum. Üstelik anlayacağı bir dilde çağrıda bulundum. Yani bir Kasımpaşalı'nın dilinden çağrıda bulundum. Erkeksen sırf Sosyal Sigortalar Kurumunu görüşmek üzere senin istediğin haram medyasının herhangi birisinde taraf yana gelebiliriz. Bana her çeşit soru sorabilir. Arkamdan konuşmasına gerek yok. Sorabilir, benim ne yapıp ne yapmadığımı ben ona anlatabilirim. Ama ben ona bir soru soracağım, tek bir soru o da Kaddafi'den aldığın 250 bin doları ne yaptın. Hayır kurumuna bağışlayacağını söylemişti. Hangi hayır kurumuna bağışladı ben onu öğrenmek istiyorum. Ayrıca Sosyal Güvenlik konusu için istiyorsa yanına akademisyenlerini de alabilir. Kimi isterse oturup konuşabiliriz. Cahilliğini onun yüzüne vuracağım. 76 milyon insan da öğrenecek onun ne kadar bilgisi olmayan olduğunu. Ben kendime güveniyorum ama o kendisine güvenmiyor. Kaçacaktır göreceksiniz.' 

Kılıçdaroğlu, buradaki programın ardından Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ü ziyaret etti. Belediye girişinde partililer yönünden karşılanan Kılıçdaroğlu, Gürün'den makamında bir vakit bilgi aldı. 

Gürün, ziyaretin anısına Kılıçdaroğlu'na ipek el dokuması armağan etti.

Muhabir: Durmuş Genç

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber