Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 25 Temmuz 2014 - 21:40 Yorum: 0

Seçilmeyebiliriz ama Türkiye kazanacak

Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, " Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir. En az şans verilen aday benim, değil mi? Bizim kaybedeceğimizi sanmayın. Bu ilkeler Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak" dedi

Seçilmeyebiliriz ama Türkiye kazanacak

Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir. En az talih verilen namzet benim, değil mi? Bizim kaybedeceğimizi sanmayın. Bu ilkeler Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak' dedi.

Antalya'da bir düğün salonunda kentteki sivil cemiyet örgütlerinin temsilcileriyle bir araya gelen Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, Antalya'nın ziraat ve turizm açısından Türkiye'yi ciddi ölçüde ekonomik şekilde beslediğini söyledi.

Demirtaş, yıllardır Türkiye'de hiç bir inancın, kimliğin yok sayılmadığı, hepimizin kendi dili, kültürü, inancıyla eşit yurttaş şekilde yaşadığı bir cemiyet mücadelesi verdiklerini belirterek, bu mücadeleyi sürdürenlerin devletin ırkçı mantığıyla karşı karşıya kaldığını savundu. 

 Ezilenlerin ve sömürülenlerin bir araya gelmemesi için Kürt'ün yıllardır hasım bu gibi gösterildiğini öne süren Demirtaş, şunları kaydetti:

'Devlet kendi eliyle başbakanlarının söylemiyle medya aracılığıyla, yargının desteğiyle Türkiye'ye Kürtleri bu biçimde anlattı. Yıllarca Alevileri kötülediler. Yakın zamana kadar başörtülüleri 'rejim için tehlikelidir' diyerek onların üstünden kamplaşmaya gittiler. Kadını, eşit yurttaş şekilde tanımamak için kötülediler. Ermeni ve Rum, küfür ve hakaret sözcüğüdür. Yahudi aşağılayıcı bir terimdir. Yezidi, hakaret sözcüğüdür. İnsan anadiliyle beraber vardır. Bu elinden alınıyorsa geriye hiç bir şey kalmaz.'

 'Önce birbirimizi tanıyacağız'

 Devleti kimlik, mezhep ayırımı yapmadan her vatandaşına hizmet yapar bir duruma getirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu:

'Kürt, Arap, Çerkez, Gürcü, Roman, Ermeni, Alevi, Süryani, Yezidi ve Müslümanıyla bizler birbirimize karşı önyargıları kırarak, ezilenlerin birliğini,  dayanışmasını geliştirerek devletin her kesime hizmet etmesini başarabiliriz. Başbakan 'tek millet' diyor. Türkiye'deki en büyük tehlike, bölücülük, tekçiliktir. Çoğulculuk, bölücülük değildir. Bölünmemenin teminatıdır. Kendi arasında aşırı dilli, kültürlü ama eşit, adilce yaşam. Bölünmemenin, ayrılmamanın teminatı budur. evvel biz birbirimizi kabul edeceğiz. Devletin bize tanıttığı Kürt yerine Kürt'ü, Türk yerine de Türk'ü tanıyacağız. Aleviyi tanıyacağız. Dokunacağız, münasebet edeceğiz. İnsani ilişkileri kamu şekilde geliştireceğiz. Birbirimizden irak durmayacağız. Biz irak durdukça emeğimizi sömürmeleri aşırı daha pratik oluyor. Doğamızı tahrip etmeleri aşırı daha pratik oluyor.'

Sabah katıldığı Kadın Adayları Destekleme Derneği'nce düzenlenen bir toplantıda, bir kadının kendisine 'Sen daha Türküm diyemiyorsun. Nasıl Cumhurbaşkanı olacaksın?' halinde soru yönelttiğine gösteren Demirtaş, 'Türk olsaydım Türk olduğumu söylerdim. Kürdün kendini inkar ederek Türküm demesi cumhurbaşkanı olmak için şartsa ben bu biçimde cumhurbaşkanı olmayacağım. Türk olmak cumhurbaşkanı olmak için yeterliyse Kenan Evren 'Türküm' diyordu. Yeterli miydi? Böyle düşünmemek lazım. Orada oturacak bireyin mezhebi, kimliği önemli değil. Vicdanlı, dürüst, halktan yana olması önemli. Türk olsun çamurdan olsun anlayışı yanlıştır' diye konuştu. 

'Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir'

Türkiye'nin, halkın sorunlarının takipçisi, hükümetten, parlamentodan ve ya yanlış oluşturan bürokrattan hesap sorabilecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Önümüzdeki seçimlerde kamu karar verecek. Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir. En az talih verilen namzet benim, değil mi? Bizim kaybedeceğimizi sanmayın. Bu ilkeler Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak. Asıl kaybeden 'Biz şu koltuğu kazanalım da ilkelerimizi unutalım' diyenler olacak. İlkeler uğruna koltuktan, canından vazgeçenler kazanacak. Bu ilkelerimizle tüm ezilenler için seçim nihai bir son değildir. Kazanırız ve ya kaybederiz ama mücadelemiz süreklidir. Seçimler sonrasında da ciddi olan tüm kimlik ve inançlarıyla tıpkı masada oturma, durma fikrinden vazgeçmemeliyiz. Vazgeçersek, Suriye, Mısır, Lübnan ve Libya'daki durumla karşı karşıya kalırız. Mesele bizim açımızdan cumhurbaşkanı seçmenin aşırı ötesinde yeni yaşamı inşa etme meselesidir.'

Muhabir: Süleyman Elcin

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber