Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Ramazan Durmuş

Şehr-i Malatya

21 Kasım 2011 - 00:01 Yorum: 4

Türkiye ve dünya gündeminden uzak bir gezi izlenimlerine bu yazı ile nokta koyarken Malatya’yı, kentin gerçeklerini gözler önüne sermek istiyorum.
Evet, Malatya kaderiyle baş başa boynu bükükleri oynuyor bu günlerde...
Malatya’yı ziyaret etmek için Ankara’dan yola koyulduğumda ilk gündemim Darende-Malatya arasındaki yolun kaderiyle baş başa oluşuydu... Ankara’dan Gürün’e kadar harika yollar Malatya’ya yaklaştıkça daralıyordu... İktidar sahiplerimizin çok övündüğü bölünmüş yol hikayesi burada kaplumbağa hızıyla yürüyor!
Sonra Beylerderesi’ndeki büyük köprüden geçiş... Malatya’ya ulaşmak isteyenlerin yolunu kısaltan bu köprü, daracık yolların gölgesinde dersem kimse beni insafsızlıkla suçlamasın!
1972’lerden bu yana ilk defa caddelerinden geçtiğim, sokaklarını arşınladığım Malatya’da öncelikli sorunun trafik çilesi olduğunu hemen burada söylemek istiyorum. Zaten bu yazının yazılış sebebi de Şehr-i Malatya’daki karmaşa!
Öğrendiğime göre bir yıldan bu yana Malatya Belediyesi, yol ve kaldırım çalışmaları ile uğraşıyormuş... Belediye bu çalışmalarını sürdürürken diğer kurumların yapılan yollarda çalışma yapılmasını sonradan düşünmeleri elbette sadece Malatya’ya has değil; her yerde bunu görmek mümkün…. Koordinasyonsuzluk diz boyu...
Birçok yerde karşılaştığım geniş kaldırımlar, daracık yollar bunca trafik karmaşası içinde dikkatimi çekti! Gerçekten yollar darken geniş mi geniş kaldırımların sebebi ihtiyacının nereden kaynaklandığını merak ediyorum!
Cengiz Topel ve Hasan Bey Caddelerinde araç kullananların vay haline... Kışla Caddesi, Sivas Caddesi, Akpınar, Milli Egemenlik Caddelerinden hiç söz etmek istiyorum. Tam bir kilitlenme!
Hakikaten güzel kaldırımların yanı sıra cadde ışıklandırmaları müthiş ama dar bir cadde her şeyi silip atıyor.
Murat Çelik Kardeşimle çıkıloruz parktan başka her şeye benzetilen alandan Kışla Caddesi’ne doğru... Hafif yağmur altında Kongre ve Kültür Merkezi’ne ulaşmaya çalışıyoruz! Ama ne mümkün! Kaplumbağa hızıyla dura kalka soluk soluğa yetişiyoruz Uluslar arası Malatya Türkü Sempozyumunun açılışına…
Soruyorum arkadaşlara trafikteki büyük işkenceyi... Anlatıyorlar, hayıflana hayıflana... Aracınızla seyir halindeki trafiğe takıldıysanız, ve önünüzde giden bir de belediye otobüsü var ise vay halinize...
Malatya’nın, yol açısından üç ana artere sahip olduğunu öğreniyorum. Cengiz Topel ve İnönü Caddesi ise Çevre Yolu. Bu damarlar da maalesef tıkalı...
İlk fırsatta Malatya aşığı bir arkadaşımla enine boyuna trafik çilesini konuştum bu yazıyı yazmadan önce...
Beylerderesi’nden Malatya’ya geliş mesafesini kısaltan büyük köprünün trafik çilesi karşısında lüks olduğu iddiasında kendisi... Asıl çözümlenmesi gereken sorunlar varken Çevre yolu’ndaki alt geçidin de derde derman olmadığını iddia ediyor bu arkadaşım... Turan Emeksiz kavşağındaki alt geçidin bile...
Evet, anlatılanların yanı sıra gördüklerim bunlar... Sütun arkadayım Zühal Dişer’in “Şehr-i Karmaşa”sından sonra işte Şehr-i Malatya’daki trafik işkencesine bir Ankaralı olarak gözlemim!
Malatya seyahatimden geride kalanları anlatmaya devam edeyim...
Malatya, son iki yılda gerçekleştirdiği atılımlarla da dikkat çekiyor.
Festivaller, kongreler, fuarlar, sempozyumlar şehrine dönüştü adeta... Kültür ve sanat alanında çok önemli çalışmalar yapılıyor Malatya’da... Elbette bir şehir, bu tür etkinliklerle zenginleşebilir.
Büyükşehir hayallerinin bir başka bahara bırakıldığı günlerde Malatya’da idim... Beydağı’nı örten beyaz örtü ve erken gelen karın soğuğu ile bir haftalık gezim bir çırpıda geçti...
Ayağımın tozuyla indiğim Malatya’da dostlarla kucaklaşmanın ardından ilk nefes alışımda kendimi Kültür Merkezi’nde buldum...
Kongre ve Kültür Merkezinde Uluslararası Malatya Türk Halk Müziği Sempozyumu’nun açılışı vardı ve ev sahipliğini de Malatya Valiliği yapıyordu.
Sempozyumun Malatya'da düzenlenmesi büyük bir şanstı... Öyle ya Malatya denildiğinde akıllara türküleri ilk planda geliyor. Sanatçı yetiştiren bir kent Malatya…
Malatyalı Fahri’nin, Hakkı Coşkun’ların, Belkıs Akkale’lerin kenti, Kongre ve Kültür Merkezinde Uluslararası Malatya Türk Halk Müziği Sempozyumu’na ev sahipliği yapıyordu...
Açılış, Kemal Sunal Salonu'ndaydı. Vali Ulvi Saran, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Malatya Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu açılış törenindeydi...
Açılış donuktu, açıkça söyleyeyim salona girişte hiç olmazsa bir Malatyalı Fahri ziyafeti olmalıydı diye düşündüm… Ama türlü şölenleri sonraya saklanmıştı.
Sözleri Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu'na ait olan 'Selam Türkiye' klibi ile sempozyuma ilgi gösteren Malatyalılar kıpırdadı. adlı klip gösterildi.
Sempozyuma, yurt içinden ve dışından toplam 80 bilim adamı katılıyordu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Eski Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel, koordinatörlüğünü yaptığı bir uluslararası sempozyumun heyecanı içindeydi.
Bilim Kurulunda, başta Vali Ulvi Saral olmak üzere 9 Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Necati Gedikli, Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. İsmet Çetin, Ege Üniversitesinden Prof. Dr. Hakan Cevher, Ege Üniversitesinden Prof Dr. Zeki Kaymaz, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şehvar Beşiroğlu ve Dr. Süleyman Şenel yer alıyordu.
3 gün süren sempozyumu İngiltere’den, İran’dan, Irak’tan, Azerbaycan’dan, Türkmenistan’dan katılacak akademisyenler ve tüm türkü dostları renklendirmişti.
Açılışın ardından öğleden sonra sıra bildirilere gelmişti. Sonra Kemal Sunal Salonu’ndaki konser...
İlk günün sanatçıları Fatma Şahin, Dede Celal Özkan, Dr. Abdurrahman Deveci, Nida Ateş ve Bayram Bilge Tokel’di...
İkinci gün nihayet keşfedilen Polat türküleriyle ilgili olarak Gazeteci Yazar Kemal Deniz’in hazırladığı bildirileri vardı... Polat türkülerinden söz ettikçe salonda her türküyü Arguvan’laştıranların tepkisi dikkat çekiyordu. Ama herkes şunu iyi bilmeyidi ki Polat ağzı türküler bir gerçekti... Tıpkı Arguvan ağzı türkülerin gerçek olduğu gibi...
Burada hemen bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Türkülerimiz topluma mal olmuştur ve hepimizindir. Her türkü başka başka yörelerde benimsenip söylenebilir. Ama kendi yöresinde bir başka söylenir...
Bir konu daha... Sosyal paylaşım sitesinde paylaşılan bir Polat türküsü olan “Pınara gel ki görem” türküsünün türkü üstadı Neşet Ertaş’ın ağzından çok farklı olduğunu izleyenler biliyor. Oysa bu türküyü Malatya yöresi sanatçılarından dinlemek başka bir keyif veriyor...
Sempozyum Türk Halk müziği açısından ve özellikle Malatya’nın türkü potansiyeli açısından faydalı olmuştur. Bu nedenle aksaklıklarını değil getirdiği faydaları hatırlamakta fayda bulunmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI