Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sağlık 16 Eylül 2014 - 14:04 Yorum: 0

Sigara yasağı genişleyecek

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, sigara içilmesinin açık alanlarda da sınırlanmasına ilişkin, "Açık alanlarda sigara içilen alan, sigara içilmeyen alan olacak. Üçte bir gibi bir alanı sigara içilebilen olarak ayıracağız" dedi.

Sigara yasağı genişleyecek

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bakan Müezzinoğlu, AA Editör Masası'nda, 'Türkiye'nin sigarayla mücadelede dünyada misal bir muvaffakiyet sergilediğini ve Dünya Sağlık Örgütünce bu başarının ödüllendirildiğini söyledi. 

Türkiye'de sigara kullanım oranının 'Yüzde 31'lerden yüzde 27'lerin altına indiğini ve 2 milyondan çok vatandaşın sigarayı bıraktığını anlatan Müezzinoğlu, son 5 yılda 15-25 yaş grubunda sigaraya başlama oranının da düştüğünü, bunu kendilerinin aşırı mesut ettiğini belirtti. 

Sigara içenleri bıraktırmanın kocaman bir muvaffakiyet olduğunu ancak tiryakiliği önlemeyi daha da mühim gördüğünü söyleyen Müezzinoğlu, gençlerin sigara içmeyi artık negatif bir öge olarak algıladığını dile getirdi.

Müezzinoğlu, 2017 sonu itibarıyla sigara kullanım oranını, yüzde 25'lerin altına indirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Esas maksadımız de 2023'lerde yüzde 20'ler ve altına inebilmek. Toplumda yüzde 31'lerden aldığımız sigara içme oranını, 15 ıslak üstü, yüzde 20'lerin altına indirebilmek. İlk maksadımız yüzde 25'in altına inmek.'

Tütün ve tütün ürünleriyle mücadeleye yeni alanlar eklendiğine, nargilenin de kapsam içine alındığına işaret eden Müezzinoğlu, Yeşilay Cemiyetinin 'Ucunda Ölüm Var' kampanyasının bu konuda ciddi bir farkındalık sağladığını anlatım etti. 

'Üçte bir bu şeklinde bir nispet tartışıyoruz'

Bakan Müezzinoğlu, açık bölgelerde sigara kullanımına sınırlama getirilmesinin planlandığını belirterek, 'Açık piyasa restoranlarda, 'Zaten komple açık, masalar da açıkta, her masada herkes sigara içebilir' dersek, masadaki veya yan masadaki içmeyene haksızlık ediliyor. Dolayısıyla açık alanlardaki restoran, kafelerde sigara içilen alan, sigara içilmeyen alan' diye konuştu.  

Sigara içilen alan oranını henüz netleştirmediklerini belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

'Üçte bir bu şeklinde bir piyasa sigara içilebilen şekilde ayıracağız. Sigara içenler o tarafta, gene açık alanda, sigara içmeyenler için de çoluğu, çocuğu, ailesiyle gelmiş sigara içilmeyen alanda. Bunu yüzde 25'e kadar indirmek bu şeklinde bir bakışımız da var. Ama gene de aile geldi, parçalamayalım, baba içiyorsa, onlar da katlanıyorsa gibi üçte bir bu şeklinde bir nispet tartışıyoruz. 

Bununla ilgili yılbaşı, sebebi ise Başbakanlığa sunacağız, yılbaşı gibi, maksadımız o. evvel bir ekim ayını düşünüyorduk ama diğer gündemler üst üste geldi. Ama en geç yılbaşı ya da 2014 sonu itibarıyla diyelim.'

Çocuk parklarında içilemeyecek 

Parklar ve başka açık bölgelerde yapılacak kısıtlamalarla ilgili de bilgi veren Müezzinoğlu, şu ifadeleri kullandı:

'Adı çocuk parkıysa çocuk parklarında içilmeyecek. Yetişkin parklarında da parkın bir köşesinde sigara içme sektörü olacak. Cami avlularında da... Cami avlusunda, menfaat çıkmaz yakıyor, yok.

Hastane bahçelerinde, hummalı bakımda hastası var, hastasını kaybetmiş bulunan var, ilk kere ağır tanı konulmuş hastası var, o psikolojisinin üstüne yeni bir yük yüklemek doğru değil lakin onu en azından başka vatandaşların hak ve hukukunu gözetecek biçimde belirli bir mesafede.

AVM, hastane girişlerinde, giriş kapısından belirli bir mesafe, çizgiler çizilecek, o ara dışında sigara içme alanları yapılacak. Açık piyasa gibi. Oralarda sigara içilecek.'

'Sağlıkta şiddet bizim için önemli'

İstanbul'da bir inşaatta meydana gelen asansör kazası anımsatılarak iş sağlığı ve güvenliği meselesinde sıhhat kurumlarında alınacak önlemler sorulan Müezzinoğlu, Bakanlığının iş sağlığı ve güvenliği açısından misal olabilecek bir bakanlık olduğunu söyledi.

Yer yer kimi sıkıntılar olduğunu, bunun da sağlığın riskli bir piyasa olmasından kaynaklandığını anlatım eden Müezzinoğlu, 'Yoğun bakımlar, laboratuvarlar, sürekli enfeksiyon riski, bulaşıcılık riski bulunan hastalarla çalışıyoruz. Ama bu bölgede titiz, duyarlı bir İdare anlayışımız var' dedi.

Bakan Müezzinoğlu, Bakanlar Kurulu'nun, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yeni sürece son yöntemini ati hafta vereceğini belirterek, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş'ün kendi alanlarındaki iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tüm illere birer genelge gönderdiğini bildirdi.

24 saat boyunca sorunu bulunan kişilerle ve hastalarla ilgilendiklerini dikkati çeken Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

'Sağlıkta şiddet bizim için mühim lakin sağlıkta şiddeti sıfırlayabilmek için alınabilecek tedbirler de aşırı sınırlı. Bir de hastayla doktor arasına güvenliği, emniyeti, kuralları koymak, sıhhat hizmeti sunumunda yeni yeni zafiyet noktaları oluşturuyor. Zor alanlarımız var. Duyarlı ve titiz bir biçimde alınabilecek önlemlerin azamisini alıyoruz lakin Türkiye geneline ve iş sahalarına baktığımızda kendi iş sahasında bu bölgede misal olabilecek dinamikleri de herhalde Sağlık Bakanlığı şekilde yaptığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.'

'Meslek hastalıkları hastaneleri gündemimizden çıkacak'

İş sağlığı ve güvenliği fiil planı çerçevesinde iş rahatsızlığı hastanelerinin sayısının artırılması meselesinde bir emek yürütülüp yürütülmediği de sorulan Müezzinoğlu, şu teferruatları aktardı:

'Meslek rahatsızlığı hastanelerinin 20-30 sene evvela bir önemi vardı lakin bundan böyle eğitim ve tetkik hastaneleri, belde hastanelerinde her çeşitli deneyimli bulunuyor. Dolayısıyla tüm eğitim ve tetkik hastanelerinde, belde hastanelerinde iş hastalıklarıyla ilgili alanlar hastane bünyesi arasında olacak. Yani bununla beraber iş hastalıkları hastanesi diye bir konsepti bundan sonra uzun vakit devam ettirmeyi düşünmüyoruz. Çünkü sıhhat sorunları yalnız eskiden bulunduğu bu şeklinde madenlerde ya da kot taşlama işçilerinde ortaya çıkmıyor. Neticede bu kapalı mekanlarda, bu koltuklarda uzun vakit oturuyor olmanın da getirdiği bir iş derdi var. Mesleğin getirdiği problemler var. Meslek piyasasının sorunları ve bu anlamdaki bizim uzmanlık sahalarında gene o eğitim merkezi, eğitim tetkik hastanesi... Bunların kapasitelerinde hem eğitim uzmanı mevcut hem de başka tüm konsülte edilebilecek dallar var. Dolayısıyla iş hastalıkları hastaneleri gündemimizden yavaş yavaş çıkacak.'

Türkiye'de ilaç üretimi

Müezzinoğlu, 'Türkiye'de ilaç üretiminin ne vakit başlayacağı?' sorusu üzerine, Türkiye'nin sıhhat hizmeti sunumunda geldiği noktanın, bugün dünyanın, hatta çağdaş devletlerin dahi anlamakta zorlandığı bir muvaffakiyet hikayesi olduğunu söyledi.

Türkiye'de sıhhat hizmetlerinin en ileri kurda verildiğini, oldukça çok Avrupa ülkesinde dahi bu kurda hizmet verilmediğini anlatım eden Müezzinoğlu, problemler olduğunu lakin dünyada bu kadar dinamik yapıyı bu kadar iyi ve muvaffakiyetli yöneten misal bulunmadığını vurguladı.

Bu hizmet verilirken ilaç ve teknoloji tüketildiğini, belde hastanelerine en aşırı altyapı kurulduğunu fakat bunların memleket dışından getirildiğini söz eden Müezzinoğlu, 'Burada ciddi bir tüketiciyiz. Bu tüketici halimiz devam ederse hizmet kalitemizi daha büyütebilmemiz ya da bu standardı koruyabilmemiz aşırı olası olmayacak. Bir ayakla zıplaya zıplaya gidebilmemiz olası değil' ifadesini kullandı.

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, sağlıkta müstahsil konumunda da söz sahibi olunmasının önemine işaret ederek, Türkiye'nin 2-3 marka ederi bulunan ilacı ya da tıbbi cihazı imal ederek dünyaya pazarlaması gerektiğini söyledi.

Müezzinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bunun altyapısı kocaman oranda var. Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK), Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığında da... Stratejik alanlardaki ürünlerin üretimine 3, 5 ve 7 yıla kadar... Yani biz neyi tüketiyoruz şimdi? Şu kanser ilacını. Bu kanser ilacını biz senden 5 sene süresince, 7 sene süresince sürekli alacağız. Rakam ne? İşte bu sene 500 milyon dolar ödemişiz. Biz sana her sene 500 milyon dolar ödemeye devam edeceğiz. Ama birlikte şunu istiyoruz. O 7 sene süresince o ilacı ben zaten tüketiyorum. O satma garantisini alacağım ve o garanti ati rakama oranla kazanç yapma projelendirecek. Diyoruz ki şu bölgede 200 milyon dolarılık kazanç projeni getir.'

Bu uygulamaya misal verici ve plazma meselesinde YPK onayı beklendiğini söz eden Müezzinoğlu, Türk Kızılayının her sene 2 milyon birim kan topladığını lakin plazması ayrıldıktan sonra kimi bileşenlerinin çöpe atıldığını, oysaki plazma ürünlerinden, tedavide uygulanan kimi ilaçların memleket dışından alındığını ve buna 400 milyon lira harcandığını söyledi.

Bu konu için bir planlamaya gidilerek alım garantisiyle firmalara çağrıda bulunduklarını bildiren Müezzinoğlu, bir yandan ülkenin gereksinimi satın alınırken yapılan üretimin ihraç edilebileceğini bildirdi.

Sağlıkta üç ayak

Bakan Müezzinoğlu, sıhhat piyasasının hizmet, sıhhat ürünleri ve sıhhat turizmi olmak üzere üç ayağı bulunduğunu, tüketen değil tükettiğini de üretebilen bir stratejiyi uygulayacaklarını belirtti.

32 bin yatak kapasiteli hastane inşaatının devam ettiğini, 2016 yılı sonuna kadar bu kapasiteyi hizmete sunacaklarını, belde hastaneleriyle de 2017 sonu itibarıyla 20 bin yeni yatağın hizmete gireceğini belirten Müezzinoğlu, böylece toplamda 50 bin yatak kapasitesinin 2017 sonunda hizmette olacağını söyledi.

Bu sene ihalesi yapılacaklarla 2018 sonu itibarıyla de 90 bin yatağın sıhhat hizmetine sunulacağını bildiren Müezzinoğlu, dünyada hiç bir ülkenin son 10 yılda tüm sıhhat tesislerini sıfırdan yenileyemediğine dikkati çekti.

2017-2018'de Türkiye'yi bölgesinde sıhhat turizmi merkezi biçimine getirmek istediklerini dile getiren Müezzinoğlu, bunun için 3-4 yıla gereksinim olduğunu bildirdi.

Bakan Müezzinoğlu, halen sıhhat turizminden 2,5 milyar lira gelir elde edildiğini, bunun 2018'de de 9-10 milyara, 2023'te de 20-25 milyar liraya çıkarılmasının planlandığını anlatım etti.

Müezzinoğlu, bir soru üstüne ilaca yılda 16 milyar lira harcandığını bildirdi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber