Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 30 Ağustos 2014 - 14:14 Yorum: 0

Sırtımızda şehitlerimizin veraseti var

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Sırtımızda şehitlerimizin veraseti vardır. Üzerimizde yaşanmış Türk asırlarının zafer sancağı dalgalanmaktadır" dedi.

Sırtımızda şehitlerimizin veraseti var

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kütahya'nın Dumlupınar ilçesinde Belediye Başkanı Niyazi Tezcan'ı makamında ziyaretinin peşinden halka hitabında, her karışı şehit kanıyla sulanmış, her tarafı fedakarlıklarla süslenmiş bu aziz ülke köşesinde bulunmaktan bahtiyar olduğunu belirterek, Büyük Zafer'in yıl dönümünü anmak ve kutlamak amacıyla düzenlenen bugünkü törenlerde emeği ve çabası geçen herkese teşekkür etti.

'Dumlupınar'ın iri bir yüreği, aşılmaz, geçilmez, yenilmez diri bir iradesi vardır' diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

'Burada Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmış, esas düşüncesi şekillenmiştir. Burada bağımsızlığımızın manifestosu kanla yazılmıştır. Burada Türk milleti destansı bir savaş azmiyle vatanına sahip çıkmıştır. Bağımsızlık, Dumlupınar semalarından Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar dalga dalga yayılmış ve müjdelenmiştir. 26 Ağustos 1922 sabahı Afyonkarahisar'ın Kocatepe'sinden başlayan topçu ateşi, onurun, izzetin, iffetin, istikbalin ve istiklalin taarruzu şekilde tarihe mühür vurmuştur. Büyük Taarruz milletin topyekun inancı  ve imanıyla hedefine kilitlenmiştir. '6 ayda aşılamaz' denilen hasım tahkimatı kısa zaman içerisinde ulusal ruhun ateşiyle, milletin muazzam kararlılığıyla yarılmıştır. Varlığımıza göz diken işgalciler 4 gün içerisinde çembere tahsil edilmiş ve nüzul edilmiştir. 30 Ağustos'ta Zafertepeçalköy-Dumlupınar hattında müthiş bir fedakarlık ve kahramanlıkla Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanılmıştır. Ve hasım unsurları İzmir'e kadar kovalanarak vatan toprakları baştan ayağa temizlenmiştir.'

'Dumlupınar'da tecelli etmiş iri zaferdir'

Bahçeli, 30 Ağustos'ta, imanın, küfrü, milliyetçiliğin istilayı, cesaretin korkaklığı, sadakatin sahtekarlığı, bağımsızlığın esareti yerle bir ettiğini dile getirerek, 30 Ağustos'ta vatan ve bayrak sevgisinin, yabancı emelleri, yabancı muhipliğini, iş birlikçiliği bozguna uğrattığını bildirdi.

30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Limanı'nda imzalanan 'teslimiyet belgesi'yle 10 Ağustos 1920'de kaleme alınan Sevr ihanetinin Dumlupınar'da yakıldığına değinen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Türk milleti kendi kaderine bizzat hakim olacağını, istikbaline bizzat kendisinin cihet vereceğini canının kefaretiyle göstermiştir. Buradan yeni Türkiye Cumhuriyeti, cemre bu şeklinde yüreklere düşmüş, parlayan güneş bu şeklinde ulusal ruhları ısıtmıştır. Gerçek yeninin, gerçek yenilenmenin kaynağı Dumlupınar'da kazanılmış, Dumlupınar'da tecelli etmiş iri zaferdir. Bu zafer ki, Türkiye'nin çatısını örmüş, katiyen eskimeyecek Türkiye Cumhuriyeti'nin itibar ve namusla perçinlenmiş kapılarını aralamıştır. 1919'un 19 Mayıs'ından itibaren senelerce çekilen çileler, katlanılan zorluklar, adım adım genişleyerek bütün vatan sathına yaygınlaşan ulusal diriliş 30 Ağustos'ta hürriyet meyvesini vermiş, tutsaklık volkanını söndürmüştür. Böylesi bir başarının gerisinde elbette şehitlerimizin insanüstü gayretleri vardır. Türk milletinin kardeşliği, ulusal birliği ve asırlara alan okuyan tarihsel varlığı sömürge engellerini, sömürge şiddet ve barbarlığını birer birer kırmıştır.

Şurası kesindir ki, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı dünya üstünde derin yankılar uyandırmış, tarihin aktığı yatağı değiştirmiştir. Türksüz Anadolu arzulayanlar unutamayacakları  ağır bir ders almışlardır. Türksüz millet, milletsiz vatan, vatansız insan yığını planlayanlar hayalleriyle ve alçak niyetleriyle ortak geldikleri bu şeklinde def edilmişlerdir. 92 sene evvel, Türk milletinin köle alınamayacağı, vatanından çıkarılamayacağı aleni ispatlanmış, aleni ilan edilmiştir.'

'Her mücadelemizin haklı bir sebebi, milli, insani, İslami ve vicdani gerekçesi yer almıştır'

Bahçeli, tarihin herkese gösterdiği bu şeklinde alan savaşlarında sırf silahların, askeri imkan, strateji, plan, taktik ve kabiliyetlerin karşılaşmadığını, iki ordunun cephelerde sıcak temasıyla benzer sürede milletlerin, medeniyetlerin, kültürlerin de çatıştığını ve karşılıklı mevzilendiğini anımsattı.

İyi bir harp planı yapmanın, iyi ve eğitilmiş askeri yeterliliğe sahip olmanın, tesirli ve caydırıcı silahlarla donanmanın başarının lazım koşulları içerisinde yer alsa da kafi şartı olamayacağını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

'Eğer meydanda savaş eden askeri kuvvette de moral zayıf, feragat noksan, manevi değerler eksik, ümit azsa, teknik bakımdan ne kadar üstünlük kurulursa kurulsun, yitik ve bozgun mukadderdir. Cephede imanın alevi bütün yürekleri yakmıyorsa, şehadet şerbetinin mis kokusu buram buram tütmüyorsa, zafer fakat bir düşten ibaret kalacaktır. Hepsinden önemlisi uğruna savaşacak, uğruna ölümü göze alacak ulusal ve manevi bir hedef, paha ve emanet olmadan galibiyet biçiminde dahi yenik düşmek kaçınılmazdır. Türk milleti yüzyıllarca çok sayıda defalar alan savaşlarının tarafı olmuştur. Bize vatan kazandıran 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Zaferi, bunların en görkemlileri arasındadır. Türk milleti meydanlarda tümüyle mevcut olmuş, bütün varlığıyla natürel tutmuştur. Cephede kılıç şakırtıları, süngü, silah ve top sesleri işitilirken, cephe gerisinden dua ve niyazlar yükselmiş, analar, bacılar, dedeler el açıp gözyaşlarıyla vatan evlatlarının etrafını manen güvenceye almışlardır. Her zaferimizin gerisinde yüksek bir amaç bulunmuştur. Her mücadelemizin haklı bir sebebi, milli, insani, İslami ve vicdani gerekçesi yer almıştır. Aziz milletimiz fütuhatlarını yalnızca kılıçla değil, gönüllere girerek, gönülleri kazanarak, adaleti hem tebliğ edip hem de buna riayet ederek gerçekleştirmiştir. 

Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın, en az 3 asır arka çekilme biçiminde bulunan Türk milletinin ilk ve en tesirli taarruzu şekilde tarihe mal olduğuna da dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti: 

'Bu savaşta milletimiz, benzer Çanakkale'de bulunduğu gibi, 7'den 70'e tüm kudretiyle doğrularak mütecaviz emelleri püskürtmüştür. Askeri dehanın yanında, ulusal birlik ve beraberlik nefesi vatanımızın üstündeki sis bulutunu dağıtmıştır. Unutmayalım ki, 26 Ağustos 1071'de bu toprakları vatanlaştıran aziz ceddimiz ne kadar hürmet ve hayranlığa layıksa, bu tarihten tam 851 sene sonra, gene bir 26 Ağustos günü taarruza kalkan ve 30 Ağustos'ta da düşmana boyun eğdiren kahramanlarımız, aynısıyla gönül borcu ve şükrana layıktır. İlmik ilmik örülen iri zaferimiz Türk milletinin müstakil yaşama madalyası, Cumhuriyet'in ve ulusal egemenliğin ön habercisidir. Bunda hepimizin payı vardır. Bilelim ki, Kütahyalı Elif esas cepheye gönderdiği yavrusu Mehmet'i ile ortak benzer coşku ve şuurla vatanına sahip çıkmıştır. İşte Dumlupınar her şeyin şahididir. Dumlupınar'ın her yerinde, sere serpe, koyun koyuna yatan ve vatanın her köşesinden buraya koşup gelerek bir hilal uğruna toprağa giren elleri öpülesi şehitlerimiz her şeyin görgü tanığıdır. Üç Komutan Anıtı, Milisler Anıtı, 500 benlik sembolik şehit mezarları ve kitabeleri, Şehit Baba Oğul Anıtı, Mehmetçik Anıtı, namazgah ve Şadırvan'dan oluşan Dumlupınar Şehitliği hala 30 Ağustos 1922'nin nabız atışının duyulduğu kutsal bir mekandır. Başkomutanlık Meydan Zaferi'nin sembolleştiği ve 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri' komutunun verildiği İlk Hedef Anıtı hamdolsun dimdik durmakta ve düşmana korku, dosta itimat aşılamaktadır.'

'Sırtımızda şehitlerimizin veraseti vardır'

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 1911'de, 8 yaşındaki oğlu Mehmet'i köyde bırakarak Balkan Savaşı'na katılan, daha sonra farklı cephelerde 11 sene savaşan, sonunda da Dumlupınar'da karşılaştığı 19 yaşına basmış evladının kollarında şehit düşen Çetmeli Kara Ali Çavuş'un aziz ruhunun kendileri ile, şehit Mehmeti'nin emanetinin ise kendilerinin kalbinde olduğunu söyledi.

Berberçamı mevkisinde şehit olmasına rağmen, bir kolu kaskatı havada kalan, tuttuğu Türk bayrağını bırakmayan ve kimliği saptama edilememiş cesaret anıtının, itibar zirvesindeki isimsiz şehidin 92 yıllık hatırasının Türkiye'nin manevi harcı olduğunu aktaran Bahçeli, şunları bildirdi:

'Cenab-ı Allah bütün şehitlerimizden razı olsun. Onların mirasını kötüleyenlere, 'yeni' diyerek 30 Ağustos'un üstüne sünger çekmeye çalışanlara Türk milleti izin vermeyecektir. Bu vatan için, bu ulus için, bu şanlı bayrak için candan, yardan ve serden vazgeçmeye hazır ve kararlı olanlar yarınların teminatıdır. Sırtımızda şehitlerimizin veraseti vardır. Üzerimizde yaşanmış Türk asırlarının zafer sancağı dalgalanmaktadır. Kafkaslar'dan Hicaz çöllerine, Çanakkale'den Yemen'e, Galiçya'dan Dumlupınar'a kadar insanlığa adamlık öğreten, ilini ve dilini bayraklaştırmış Türk milleti her külfeti aşacak, her mihneti alt edecek güçtedir. Üç kıtada hala bizim anılarımız, eserlerimiz, geride kalan izlerimiz konuşulmaktadır, aşırı şükür. 30 Ağustos 1922'de Türk milleti yine dirilmiş, makus talihini yenmiştir. Mabetlerimize el uzatanlar, topraklarımızı parçalama amacı güdenler sökülüp atılmıştır. Şunu bilelim ki, taarruz ruhu, taarruz tecrübesi bu milletin sinesinde hala kor bu şeklinde durmaktadır. Tekrar eski karanlık günler yeşerirse, bu ruh önümüzü aydınlatacak, bir defa daha bağımsızlığımızın koruyucusu olacaktır.'

Daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dumlupınar ilçesinde düzenlenen Zafer Bayramı tebrik törenlerine katıldı. Ardından şehitliği ziyaret eden Bahçeli, burada dua etti.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber