BM Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos, Türkiye, Ürdün ve Lübnan'ın kendi ülkelerinin kaynaklarını son limitine kadar kullanarak Suriyeli sığınmacıları ağırlamaya çalıştıklarını lakin bu devletlerin de ev sahipliğini sürdürebilmek için acil yardıma gereksinimleri olduğunu söyledi. 

Amos, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği brifingde Suriye'deki iç harp ve giderek artan terör tehdidinin insani boyutlarına ait bilgi verdi.

Tüm Suriye'de çatışmaların ve şiddetin azalmadan sürdüğüne dikkat çeken Amos, çatışmalar sebebi ile daha çok insanın yerlerinden olduğunu, halen yerlerinden edilmiş durumdaki şahısların da umutsuzluğa kapıldığını söyledi.

Savaşın bütün taraflarının başkalık gözetmeden sivillerin yer aldığı bölgelere ateş açtığını kaydeden Amos, katliamlar, insan kaçırma, azap ve aynı uluslararası yasa ihlallerinin sorumsuzca işlendiğini belirtti.

Esed güçlerinin hava saldırıları ve varil bombası atmayı sürdürdüğünü söyleyen Amos, BM raporlarına göre, son çağda varil bombası saldırıları sebebi ile bayan ve çocukların arasında yer aldığı onlarca sivilin Halep'te öldüğünü anlatım etti.

''Gerçek rakam çok aşırı daha fazla''

Amos, 3 milyondan çok insanın komşu devletlere sığındığının kayıt altında olduğunu lakin gerçek rakamın bunun çok aşırı üstünde olduğunu vurgulayarak, 'Türkiye, Ürdün ve Lübnan milyonlarca mülteciyi kendi ülke ekonomileri ve kendi halklarının kaynaklarını son limitine kadar kullanarak ağırlamaya çalışıyor' dedi.

Kış mevsiminin yaklaşmakta olduğunu hatırlatan Amos, 'Komşu devletlerin sığınmacılara kucak açmayı sürdürebilmeleri için acil desteğe ihtiyacı var. Daha da mühim 190 binden çok insanın hayatını kaybetmesine sebep bulunan şiddet sonlandırılmalı' ifadelerini kullandı.

63 katkı görevlisi öldürüldü

Suriye'de bütün nüfusun savaşın etkisini derin şekilde hissettiğini söyleyen Amos şöyle konuştu:

'Suriye'de 11 milyon insanın acil insani yardıma ihtiyacı var. 6.4 milyon şahıs ülke arasında yerlerinden edildi. 3 milyon çocuk okula gidemiyor. 4.7 milyon şahıs ulaşılması kuvvet alanlarda yer alıyor. Büyük çoğunluğu hükümetin kontrolünde 241 bin şahıs kasıtlı şekilde abluka altında tutuluyor ve katkı girişine izin verilmiyor.' 

Amos, konuşmasında katkı görevlilerin yaşadığı sıkıntılara da yer vererek savaşın başından bu güne kadar 63 katkı görevlisinin öldürüldüğünü söyledi. 

BMGK'nın 2139 ve 2165 sayılı kararlarının gereğince uygulanmadığını da vurgulayan Amos, 'Küçük iyileşmelere rağmen çatışmaların taraflarına BMGK kararlarını uygulamaları anlamında baskı yapılması hayati önemde' dedi.

Muhabir: Mustafa Keleş