Tanrı, Türk’ü korusun…

Yıllar yılı, saygıdeğer Prof. Dr. Turan Yazgan Hocamızın her yazısının sonunda TANRI TÜRK"Ü KORUSUN diye ciddi ve önemli bir dilekte bulunmasını her zaman önemsedim.
Yıllar yılı hoşuma gitti bu dilek... Gel zaman git zaman, ben de yazılarımda aynı dilekleri son cümle olarak kullanmaya başladım. Kıymetli Hocamızdan izin alamadım ama umuyorum ki, haklarını helal edeceklerdir.
www.malatya.guncel.com"da bir okurum TANRI, TÜRK"Ü KORUSUN ifademize bayağı bozulmuştu da bir sonraki yazımda istemeden de olsa cevap vermek mecburiyetinde kalmıştım.
Şimdi, Türklüğe hakareti serbest bırakma pervasızlığı alabildiğince sürüp giderken bu dilek ve dualarımızda ne kadar da haklı olduğumu gördüm. TANRI, TÜRK"Ü KORUSUN temennisini çok görenlere A-Ka-Pe"nin iktidar sarhoşlarının Avrupa"ya mavi boncuk gönderme uğruna yaptıklarını iyi tetkik etmelerini öneriyorum.
Evet, Türklüğe hakaret etmek, A-Ka-Pe"nin iktidar sarhoşları tarafından yüzde 47 oy aldım deyu serbest bırakılıyor.
Bir zamanlar bu millet, bu devlet, bu vatan diyenlerin hata yaptıklarını ısrarla vurgulamıştım…
Evet, bu millet değil Türk milleti...
Evet, bu devlet değil, Türk Devleti…
Evet, bu vatan değil Türk vatanı…
Ne olur aziz Türk ecdadının geleceği olan gençliğim; bu arzumu asla ve asla unutmayınız…
Dertler bir bir dillenirken bu konuda bir de camilerimizde sohbet ve vaazlarında KAHRAMAN MİLLETİM, KAHRAMAN ECDADIM demekten usanmayan çok kıymetli Hocalarımızın da artık TÜRK ifadesinden geri kalmamalarını bekliyorum. Hani size açık açık ifade ediyorum; bir öğle vakti Kocatepe Camii"nde vaaz sonrası Hocamıza giderek yazıya döktüğüm eleştirimi yüzüne de tekrarlamak istediğimi ifade edeyim!
Sahi Kahraman Türk milleti denilse kıyamet mi kopar?
Şimdi söz konusu 301. Madde değişikliği, yani Türklüğe hakareti serbest bırakan yasa ile ilgili olarak Koordinatörlüğünü yaptığım ANAYURT Gazetesi"nde Orhan ERDİL Kardeşimizin “TÜRKLÜK TASFİYE EDİLEBİLECEK Mİ?” başlıklı yazısını dikkatlerine sunmak istiyorum:
AKP Hükümeti, AB"nin dayatmaları sonucu Türk Ceza Kanunu"nun 301. maddesinde gerçekleştirdiği değişiklikle “Türk milleti” olgu ve kavramını, kendi ideolojik yaklaşımlarına göre yeniden tanımlıyor.
“Türk milleti” olgusunu, “Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olmak” gibi, basit ve hukuki bir boyuta indirgeyerek, “Türklük” olgusunu reddediyor.
Bu, hiçbir Türk tarafından kabul edilebilir bir tutum değildir. Aksine Türkleri tarihsel ve kültürel bağlamlarından uzaklaştırmaya yönelik iyi niyetli sayılamayacak bir girişimdir. Hiçbir hükümet, bir milletin tanımını ve sınırlarını çıkardığı bir kanuna göre belirleyemez. Kaldı ki, “Türklük” yerine, “Türk milleti” ifadesini ikame etmek Anayasamızın başlangıç ilkelerine de aykırıdır. Anayasamızın başlangıç ilkelerinin 5. bendinde bulunan “Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği…” şeklindeki hüküm, çıkarılacak kanunları da bağlamaktadır.
Buna rağmen, Türk milletinin tanım ve sınırını Türkiye Cumhuriyeti"nin kuruluşuna indirgemek, bu milletin tarihsel ve kültürel köklerini yok saymaktır. Siz “Türk milleti” realitesini Anadolu coğrafyasına hapsettiğiniz anda, Kıbrıs Türklerini, Batı Trakya Türklerini, Karabağ Türklerini ne yapacaksınız? Kerkük sorunu gündeme geldiğinde hala “Irak"taki soydaşlarımızdan” dem vuracak mısınız? Kosova"daki Türk azınlığın hakları gündeme geldiğinde ne gibi bir tutum takınacaksınız? Bulundukları ülkelerin yurttaşlığına geçmeleri için çaba sarfettiğiniz Avrupa"daki Türklerin statüsü ne olacak? Kısacası, siz Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışındaki Türk varlığını çıkardığınız bir kanunla “yok sayınca” tarihe yön veren kahraman milletin evlatları yok mu olacaklar, Türklükten çıkmış mı sayılacaklar? Böyle bir mantıksızlık olur mu? Coğrafi ismi Türklükten mülhem olan Doğu Türkistan Türklerini nereye oturtacaksınız? Çeşitli ağız ve lehçeleriyle 250 milyonu aşkın bir kitle tarafından kullanılan Türkçe"yi de, Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kullanılmasını yasaklayacak mısınız, yoksa sınırlarımız dışındaki konuşulan dili Türkçe olarak kabul etmeyecek misiniz?
Daha pek çok soru ve analizle 301. maddede yapılan bu değişikliğin bilimsel ve tarihsel mantıksızlıkları ortaya konulabilir. Ama zaten bu değişikliği öngörenlerin mantıksal ve tarihsel bir tutarlılık arayışında olduklarını sanmıyoruz. Ortada bir hesaplaşma var ve “Türklük” de bundan nasibini alıyor. Bakalım AB"nin gücü Türklüğü tasfiyeye yetecek mi? Türklük bu kuşatmayı aşabilecek mi?
* * *
Kavmini, soyunu inkar edenleri Yüce Allahım ıslah etsin.
TANRI TÜRK"Ü KORUSUN…