Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Siyaset 22 Ekim 2014 - 23:33 Yorum: 0

Terör örgütüyle Peşmerge bir tutulamaz

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, terör örgütüyle Peşmerge'nin bir tutulamayacağını belirterek "Peşmerge, Kuzey Irak yönetiminin, meşru, tanınmış bir yönetimin ve Irak ordusunun bir parçası" dedi.

Terör örgütüyle Peşmerge bir tutulamaz

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, NTV diri yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Kobani'ye (Ayn el-Arap) Peşmergelerin geçişiyle ilgili bir soru üstüne Akdoğan, Kobani'de gerçekten bir insanlık dramı yaşandığını, Türkiye'nin meseleye siyasal perspektifle bakmadığını belirtti. Akdoğan, PYD'nin süreçte çok aşırı ciddi yanlışlıklar yaptığını, PYD'den, yaptığı yanlışlıklardan ve Türkiye'ye karşı hasmane tutumundan bağımsız, olaya insani perspektifle baktıklarını söyledi. 

Kobani'de yaşayan 200 bine yakın bireyin hepsine Türkiye'nin kucağını açtığını anlatım eden Akdoğan, 'Türkiye Kobani konusu için duyarsız, sessiz, izleyici kaldı' benzeri uluslararası toplumda yapılan dezenformasyonun doğru olmadığını vurguladı. 

Kobani ile alakalı bazıları bir şey yapıyorsa bunu oluşturan devletlerin başında Türkiye'nin geldiğini kaydeden Akdoğan, şöyle devam etti: 

' Kobani şu anda Suruç'ta.Kobani diye bir şey varsa orada yaşayan 200 bin insan Kobani'yi temsil ediyorsa bu kullanıcılarını biz aldık. Bu nedenden dolayı Türkiye hiç bir şey yapmıyormuş benzeri bir yorumda bulunmak haksızlık olur. İnsani şekilde kullanıcılarını kabul ettik hem orada hem burada insani katkısı Türkiye yaptı. Türkiye üstünden gitti. 700'e yakın tır, gıda, ilaç, vesaire. Hem Kobani'ye hem Suriye'nin kuzeyindeki başka taraflara insani katkısı gönderen biziz. Farklı vakıfların, derneklerin, belediyelerin yardımlarına da sınırlarımızı açtık. Daha öncelikle de yaptık. Ama bunun karşılığını HDP'liler çok aşırı çok dile getirmediler. Sanki hükümet hiç bir şey yapmıyormuş benzeri bir naz içine girdiler. Bir sürü vakalar yaşandı, kişiler öldü. Ondan sonra yaptıkları açıklamalarda, 'hükümetin müspet çabalarının devamını istiyoruz.' Demek ki bir müspet çabası var. Sen bunu ne için daha önceden söylemedin. Bu kadar olayın mı olması gerekiyordu. Türkiye burada müspet bakan ve katkıda bulunan taraf. Bir: İnsanları biz kabul ettik. İki: İnsani katkısı biz yaptık ve yapıyoruz. Üçüncüsü: Orada hür Suriye Ordusu'yla (ÖSO) yakınlaşmalar, işbirlikleri, bir kısım rahatlamalar oldu. Neticede ÖSO ile PYD birbirini seven gruplar değil, birbiriyle savaş eden gruplar. Bunlar içerisinde bir işbirliği oluşmasında Türkiye'nin teşvikinin mühim bir payı vardır.'

'Kobani'ye gitsinler dedik. 285 insandan 64'ü kabul etti' 

PYD militanları meselesi gündeme geldiğinde, PYD Eş Başkanı Salih Müslim'in, '100 PYD militanının sınırdan geçmesi' benzeri konuları gündeme getirdiğini söz eden Akdoğan, şunları söyledi: 

'Oysa biz, 'Türkiye'ye geçmiş PYD militanları mevcut ya da kaçmış ne derseniz deyin. Madem öyle açalım sınırları gitsinler, Kobani'ye gitsinler, savaş ediyorlarsa etsinler' dedik. 285 insandan 64'ü bunu kabul etti. Bir taraftan tüm dünyayı nerdeyse üzerimize saldılar, 'Türkiye sınırlarını açmıyor, kişilerin topraklarına gidip savunmalarına izin vermiyor, sebep sınırlarını açmıyor' diye bazıları devamlı İzah yapıyordu. Bu da bir tenakuzdur. Bir taraftan diyeceksiniz ki: 'Türkiye yabanca savaşçılar konusu için daha sert bir idare içine girmeli, tam olarak bunları geçirmemeli, sınırlarını denetim etmeli.' Bu anlayışla Türkiye gerçekten yabancı savaşçılar konusu için ciddi duyarlılık sergiledi. Birçok geçmeye çalışan insan deport edildi, müdahale edildi. Bir taraftan 'Savaşçıları sınırdan geçirmeyin', başka taraftan da 'Niye açmıyorsunuz sınırları' deniyor. Bunları geçtik. 'Burada bu kadar adam mevcut madem öyle gitsinler Kobani'ye' dedik. Gitmediler. Şimdi Türkiye zorla oraya gönderse bu sefer 'Bunları ölüme gönderiyorlar' diyecekler. 'Oraya gitmiyorsanız öteki taraftan Kamışlı'dan Haseki yönünden gönderelim' dedik. 'Oraya da gitmeyiz' dediler. 'Ne yapacaksınız', 'Türkiye'de kalacağız'. Niye, 'Türkiye'de huzur, sulh var. Bu konu ile alakalı yapılan şeylerin çoğunu Türkiye yaptı.'

'Terör örgütüyle Peşmerge bir tutulabilir mi?'

Yalçın Akdoğan, koalisyon güçlerinin bölgedeki bombardımanları konusu için da Türkiye'nin ciddi temasları ve çabası olduğunu belirterek şunları bildirdi: 

'Koridor tartışması geçti daha önce. Ben daha öncelikle PKK sorulduğu için 'Bizim PKK'ya bir koridor açmamız, buradan geçirmemiz ya da silah geçişini sağlamamız, bu söz konusu değildir. Bunun yasal ve siyasal meşruiyeti yoktur' demiştim. Şimdi bazıları, 'Hukuki meşruiyeti yoktur demiştiniz şimdi niye açıyorsunuz' diyorlar. O süre derhal ardından şunu demiştim: 'Bu PKK konusu için öyle ama Peşmerge'nin durumu, statüsü farklı.' Terör örgütüyle Peşmerge bir tutulabilir mi? Peşmerge orada Kuzey Irak yönetiminin, meşru, tanınmış bir yönetimin ve Irak ordusunun bir parçası. Peşmerge denilen şeyler, Irak ordusunun yalnızca Kuzey'de bulunan, aylığını da merkezi yönetimden sektör bir parçası.'

'Bunlar uzaydan mı geldiler?'

Akdoğan, '(Bunlar yabancı memleket silahlı kuvvetleri değil, geçişe izin verilerek Anayasa çiğneniyor) biçiminde iddialar dile getirildi. Bunu değerlendirir misiniz' sorusuna şu cevabı verdi:

'Bir ülkenin silahlı kuvvetleri değilse ne bunlar, uzaydan mı geldiler? Bunlar Irak ordusunun bir parçasıdır. Anayasal şekilde Irak ordusunun bir parçasıdır ve meşru bir güçtür. Neçirvan Barzani, Mesut Barzani, burada meşru bir İdare mevcut ve Türkiye ile de çok aşırı ciddi işbirliği var. En son şey, Cumhurbaşkanımızın bunu önermesi gene Türkiye'nin iyi niyetinin bir sonucudur. Bu ne olacak süre içerisinde göreceğiz. Bu görüşmeler devam ediyor. Şu temel kadar böyle bir geçiş de söz konusu değil. Ama sonuçta bu Türkiye'nin iyi niyetinin ve Kobani konusundaki duyarlılığının bir neticesidir. Türkiye burada yapılacak ne varsa, yasal yasal şekilde bunların hepsini oluşturan bir iki ülkeden bir tanesidir. Yapmadı, yapılmadı benzeri bir yaklaşım haksızlık olur.'

'Hiçbir olay bu kadar bireyin ölmesini meşrulaştıramaz'

Yalçın Akdoğan, 'Madem Türkiye Peşmerge için bir koridora müspet yaklaşıyordu da 6-7 Ekim vakaları öncesinde bu İzah gelseydi hiç bu vakalar yaşanmasaydı' yönünde yorumlar yapıldığının hatırlatılmasına karşılık da şöyle konuştu:

'Bu herhangi bir şeyin mazereti olabilmekte mi? Yani 6-7 Ekim olaylarına, herhangi bir şey gerekçe gösterilir, bu kadar bireyin ölmesi, bu kadar yerin yağmalanmasının gerekçesi olabilmekte mi? Bir tarafta taşın altına elini koyan, saydığım tüm iyi niyetli çabaları işaret eden bir hükümet var. Onun ötesinde hiç bir hadise bunu meşrulaştıramaz, yapılan bu şiddeti, vandalizmi, bu kadar bireyin ölmesini meşrulaştıramaz. Bu görüşülen bir husus. Burada biz söylüyoruz, 'Hadi Kuzey Irak'taki Peşmerge git şuraya' dememizle mi gidiyor? Neticede orada ayrı bir İdare var, iradesi var. Onların da bu işe bir biçimde arzulu olması lazım. Yani bu Türkiye'nin demesiyle olacak şey değil. Devam eden görüşmeler sonucunda gelinen bir noktadır bu. Yoksa yaşanan 6-7 Ekim olaylarıyla vesaireyle alakası yoktur. Hükümet, başından buyana tutarlı bir naz içerisindedir. Pozisyonunu da değiştirmemiştir. Bu koridor meselesi de PKK konusu için yapılan açıklama, PKK ile alakalı yapılan açıklamalardır ve hükümet bu görüşünün ardında durmaktadır.' 

'Türkiye tavrını değiştirmedi'

'(ABD Başkanı Obama telefon etti. Bunun üstüne Türkiye tavrını değiştirdi) biçiminde değerlendirmeler de yapılıyor. Bu konu ile alakalı ne dersiniz?' sorusu üstüne Akdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Türkiye tavrını değiştirmedi. Bu öneriyi biz getirdik. ABD bize getirmedi bu Peşmerge meselesini. Diğer konu da Türkiye'nin tavrında bir değişiklik söz konusu değil. İşte PYD'ye silah attılar. Bu noktada Türkiye kendi kaygılarını, endişelerini ve pozisyonunu ABD'ye net biçimde anlatım etmiştir. Biz bu biçimde PYD'ye silah aktarımını doğru bulmuyoruz. Bugün de bulmuyoruz, Obama aramadan öncelikle de bulmuyorduk. Obama görüşmesinde de bunu anlatım ettik. Şimdi de bulmuyoruz. Burada Amerika, Türkiye'yi üzmeyecek şekilde, hassasiyetlerini, kaygılarını giderecek biçimde bir lisan kullanıyor aslında. Yaptıkları açıklamada da Kuzey Irak yönetiminin silahlarını orada IŞİD'e karşı savaşan güçlere aktardıklarını söylediler. PYD'yi bir biçimde meşrulaştıracak bir müttefik konumuna sokmadan bir İzah yapmaya çaba gösterdiler. Bu da göz gerisi edilmemesi gereken bir durum.' 

Yalçın Akdoğan, 'Havadan yapılan ikmalin, Türkiye'de koalisyonla ilgili yürütülen müzakerelerin bir takdirini görüyor musunuz, yoksa birbirinden değişik şeyler şekilde mı değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine, Türkiye'nin koalisyon güçleriyle yaptığı müzakerelerin daha geniş bir bağlamı olduğunu, yalnızca Kobani üstünde görüşmeler yapılmadığını söyledi.

'Asıl gam yaşayan Türkiye'

Türkiye'nin IŞİD ile savaş konusunda, Suriye'nin geleceğini görmesi gerektiğini belirten Akdoğan, orada bir örgütü etkisizleştirmenin problemi çözmeyeceğini vurguladı. Bölgede birbiriyle savaşan oldukça çok bina bulunduğunu söyleyen Akdoğan, 'Bir örgütü etkisizleştirdiğinde problem çözülmüyor. Daha kapsamlı, tatminkar bir Suriye planı oluşturulması lazım' diye konuştu. 

Asıl gam yaşayanın Türkiye olduğunu anlatım eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

'İşbirliğine zorlayan biziz. Birileri bizi ikna etmeye çalışmıyor. Biz birilerini ikna etmeye çalışıyoruz. Çünkü işin mağduru biziz. 1,6 milyon insan bize geldi. Batılı devletler 10 göçmeni alayım mı diye günlerce adisyon yapıyorlar. Kimsenin de aldığı yok. Yapılan yardımları da biz yapıyoruz, bu kadar insanı da biz aldık. 4,6 milyar dolar bugüne kadar harcandı. Bu nedenden dolayı Batılı devletleri ya da koalisyon güçlerini işbirliğine zorlayan biziz. Ama burada Suriye'nin geleceğini görmemiz lazım. Türkiye güvenli bölge, uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunda, bu hala masada bulunan bir konudur. Bizim tezimiz budur. Bununla ilgili de temaslarımız sürmektedir. Ama yalnızca Kobani'ye endekslenerek bakmamak lazım. Devam eden müzakerelerin parçası da değil bu Peşmerge meselesi. Sayın Cumhurbaşkanımız da söyledi, kendi önerisidir. Burada 'Türkiye bir şey yaptı, yapmadı' tezviratların arasında bu mühim bir hamledir diye görüyorum. Siyasi us konusu için çok aşırı yeterli olmayan birtakım siyasal yorumlar bugün de çok aşırı yapıldı. Bunu başka partilerin de çok aşırı iyi analiz etmeleri lazım. Peşmergenin bir biçimde girmesinin ne manası var, siyaseten ne manası var? PYD bundan ne kadar hoşnut? PYD'nin, bunu alkışlayarak, 'Çok iri bir iş derhal gelsinler' falan dediğini sanmıyorum. Denkleme Peşmerge'nin girmesini kendileri açısından müspet bir şey şekilde da görmüyorlardır diye düşünüyorum. Ama bunu reddedemezler. Bu nedenden dolayı belki kısmi bir geçiş söz konusu olabilir.'

'PYD'nin silah talebi oldu Türkiye'den. Türkiye bunu ücretsiz bıraktı, çözüm sürecinin ruhuna marjinal devinim etti' yönündeki değerlendirmelerin de hatırlatılmasına karşılık Akdoğan, bunun çözüm sürecinin doğrudan bir parçası olmadığını aktardı. Akdoğan, şunları kaydetti:

'İlişkilendirilebilir, dolaylı etkisi olabilmekte ama Çözüm Süreci tüm dünyadaki Kürtlerin sorununu çözme projesi değil. Suriye'deki, Irak'taki, İran'daki nerede Kürt varsa bunların hepsinin sorununu biz çözeceğiz', böyle bir süreç değil Çözüm Süreci. Türkiye bağlamında bir meseleyi çözmeye çalışıyoruz. Bunun ürettiği bazı duygusallıklar olabilir, komplikasyonlar olabilir. Elbette her konu birbirini etkileyebilir. Ama onun parçası gibi, temel unsuru benzeri görmek yanlıştır. Suriye Kürtleri, tüm bu bölgenin Kürtleri bünyesinde Türkiye'ye en yakın bulunan Kürtlerdir. Akrabalık birlikteliği vardır. Sınır çizilmiş, ortadan bölünmüş köyler. En yakın bulunan Kürtler. Biz bundan ötürü zaten kucağımızı açtık. Orada ne kadar sivil varsa Türkiye'ye geldi. Saydığım şeylerin hepsini biz yaptık katkıda bulunmak için. Bundan sonra da yapmaya devam ederiz. Kobani'ye sırtını Türkiye'nin döndüğü benzeri bir şey söz konusu değil. Çok ajite edildi bu konu. 'Hiçbir şey yapılmıyor. Çocuklar kaçırıldı, kadınlara tecavüz edildi' çok aşırı ciddi bir ajitasyon yapıldı. Gerilim üretildi. Gaz birike birike, en son yapılan çağırma sonucunda istenmeyen vakalar meydana geldi. Bu konuları birbirinden ayırmak lazım. Bu Çözüm Süreci'ne bunu ilişkilendirmeye çalışanlar birkaç adım sonra kendi aleyhlerine bir hal yaptıklarını göremiyorlar. Bu da ayrı hazin bir şeydir açıkçası.'

Muhabir: Aylin Sırıklı 

ETİKETLER: Terör , örgütüyle , Peşmerge , bir , tutulamaz
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber