Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Suriye'nin Kobani şehrinden Türkiye'ye sığınanlara da en başta kucak açan, onları dostça, kardeşçe kucaklayan gene Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmuştur. Bazı densizler çıkıp Mehmetçiğe taş atıyor olabilirler. Bazı alçaklar çıkıp Mehmetçiğe kurşun sıkıyor olabilirler. Barış için vazife yaptığımız yerlerde, birileri çıkıp düşmanca tavırlar sergiliyor olabilirler. Dünyanın en iri ve en kadim ordularından bir tanesi bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu insanlık dışı saldırıların hiçbirine boyun eğmez, hiçbirinden etkilenmez ve görevini kararlılıkla yerine getirme idealinden asla vazgeçmez' dedi.

Erdoğan, ISAF içerisinde Türk askerinin vazife yaptığı Doğan Kışlası'nı ziyaret etti. Erdoğan, kışlaya gelişinde, Kabil Eğitim Yardım ve Danışma Komutanı Tuğgeneral tan Gök sebebi ile karşılandı.

Komutanlık makamında brifing piyasa Erdoğan daha sonra kışla içerisindeki, Afganlılar'ın bedava muayene ve ilaç aldığı Atatürk Hastanesini de ziyaret ederek araştırmalarda bulundu.

Erdoğan daha sonra kışla yemekhanesinde 93 benlik Azeri bölüğü de dahil Türk askerlerine hitaben bir konuşma yaptı. 

Konuşmasına, askerleri en kalbi duygularıyla, hasretle ve muhabbetle selamladığını belirterek, 'Sizlere aziz milletimizin yürekten selamlarını iletiyorum' diyerek başlayan Erdoğan, Türk askerlerinin vatanından uzakta fazla fazla şerefli bir görevi başarıyla yapmanın gururunu taşıdıklarını söyledi. 

'Afganistan'la tarihsel bağlarımızı hiç bir vakit unutmadık'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailelerinin ve 77 milyon halkın da askerlerle gurur duyduğunu, iftihar ettiğini vurgulayarak, 'Bu ziyaret ve buluşma vesilesiyle bütün şehitlerimizi, özellikle de Afganistan'da vazife yaparken şehit bulunan askerlerimizi rahmetle, gönül borcuyla yad ediyor, Allah onlardan razı olsun, mekanları inşallah cennet olsun diyorum' ifadesini kullandı. 

Afganistan'a gerçekleştirdiği günübirlik ziyarete yer veren Erdoğan, şunları söyledi:

'Yeni seçilen Cumhurbaşkanı Sayın Eşref Gani ile görüştük, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Sayın Raşid Dostum ve İcra Heyeti Başkanı Sayın Abdullah Abdullah'ı da kabul ederek değerlendirmelerde bulunduk. Bugünkü bu ziyaretimiz bir fazla fazla yönden ilk olma özelliğini taşıyor. 2005 yılında Afganistan'a Başbakan şekilde gelmiştim fakat Cumhurbaşkanı düzeyinde Türkiye'den Afganistan'a 46 sene sonra ilk kere bir resmi ziyareti bugün gerçekleştirdik. Ayrıca Afganistan'ın yeni Cumhurbaşkanı'na dönem teslimden sonra, ilk resmi teması gerçekleştiren yurt de bu ziyaretle ortak Türkiye oldu. İlkleri gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret Afganistan'a verdiğimiz önemin somut bir tezahürü oldu. Afganistan'ın Türkiye nezdinde gerçekten çok müstesna bir noktayı var.

Osmanlı ordusu subaylarından Cemal ve Enver paşalar, Afganistan'ın istiklaline kavuşabilmesi için gerçekten hummalı bir savaş vermişlerdir. Hem Cemal hem de Enver Paşa bu alanda yürüttükleri mücadele esnasında şehit edilmişlerdir. Afganistanlı kardeşlerimiz Türkiye topraklarının işgali karşısında iri teessür yaşamış, aynı Pakistan, Hindistan ve Bangladeş Müslümanları benzeri Kurtuluş Savaşımız için büyük fedakarlıkta bulunmuş, mühim destek vermişlerdi. Afganistan'la tarihsel bağlarımızı hiç bir vakit unutmadık. Afganistan'la bulunan kadim kardeşliğimizi hiç bir vakit ihmal etmedik. Bu ülkenin geçirdiği zor süreçlerde barışın sağlanması, istikrarın ve güvenliğin tesis edilmesi için fazla fazla mühim destekler verdik. Çeşitli kurumlarımızın Afganistan'da tamamladıkları ve yürüttükleri projenin sayısı 800'e ulaştı.'

Türkiye'nin, Afganistan'ın her şehrinde din, mezhep, etnik köken gözetimi yapmadan herkese ulaşmanın, herkese katkı ulaştırmanın savaşı içinde olduğunu bildiren Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin buradaki varlığının, Afganistan'a verilen önemin ve karşılıklı dayanışmanın en somut işareti olduğunun altını çizdi. 

Erdoğan, 'Burada şunu da büyük bir iftiharla ifade etmek istiyorum; Başbakanlık yaptığım vakit arasında dünyanın bir fazla fazla devlet başkanı ve başbakanı, Afganistan'daki askerlerimizden, yani sizlerden övgüyle bahsettiler. Sizin birikiminizin, disiplininiz, bilhassa de kahramanlığınız sırf Afganistan, sırf Türkiye sınırları arasında kalmıyor. Bütün dünyada takdirle ve gıptayla karşılanıyor. Afganistan'da öteki hiç bir yabancı askerin mazhar olamadığı biçimde mahalli halkın da alaka ve teveccühüne mazhar olduğunuzu biliyorum' diye konuştu.

'İşte nerede bir olay varsa Türk de orada hazır'

Erdoğan, ay yıldızlı Türk bayrağının Afganistan'da barış, dayanışma ve kardeşlik anlamına geldiğini söyledi.

Tıpkı Kosova'da, Bosna Hersek'te, Lübnan'da ve Somali'de bulunduğu benzeri Afganistan'da da bu güveni tesis edenin Türk askeri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Sizlere bir kere daha teşekkür ediyorum. Aziz milletimizin şükranlarını burada bir kere daha sizlere iletiyorum. Sizlerle gurur duyduğumuzu ve her vakit da gurur duyacağımızı bilmenizi istiyorum' ifadelerini kullandı.

Erdoğan, vakit vakit Türkiye'de askerlerin yabancı devletlerde vazife yapmalarının acımasızca eleştirildiğine maalesef tanık olduklarını belirtti. 

Yakın tarihten bir subayı Afganistan'la da ilgili olması sebebi ile bir kere daha hatırlamak ve hatırlatmak arzusunda olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

'2012 yılında İstanbul'da Harp Akademileri Komutanlığında kurmay subaylarımıza yaptığım konuşmada da o subayımızı ve Afganistan'daki bir hatırasını nakletmiştim. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yenilmiş ve Mondros Anlaşması gereğince askerlerini bölgeden çekmeye başlamıştı. Fahrettin Paşa o esnada Medine'yi savunan Osmanlı birliğinin başındaydı. Kendisine İstanbul'dan defalarca 'silahları bırakmasına, Medine'yi teslim etmesine ve kendisinin de teslim olmasına' dair buyruk geldiği durumda o Medine'yi ve Medine'de Hz. Peygamber'in kutsal kabrini bırakmak istemiyordu. Aylarca Medine'yi kahramanca müdafaa etti. Öyle ki ismi da 'çöl kaplanı' şekilde bütün alana yayıldı. 1921 yılında Gazi Mustafa Kemal'in talimatıyla Fahrettin Paşa, Afganistan'a atadığımız ilk büyükelçimiz oldu. Geldi burada şerefle büyükelçilik görevi yaptı.'

 Erdoğan, Fahrettin Paşa'nın Afganistan'da yaşadığı bir olayın da fazla fazla ilginç olduğunu kaydederek, 'Kabil'de bir yangın çıkıyor, Fahrettin Paşa derhal mahiyetini topluyor ve yangına koşuyor. Medine müdafaasının o kahramanı, o muhteşem zabit ve büyükelçi iri bir tevazuyla elinde su kovası, Kabil'deki yangını söndürmeye çalışıyor. O esnada yanındakilere de şunu söylüyor; 'İşte nerede bir olay varsa Türk de orada hazır' diye konuştu.

'İşte Türk askerinin vizyonu budur'

'İşte Türk askerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bizim subay, astsubay, deneyimli ve erlerimizin vizyonu budur' diyen Erdoğan, şunları söyledi: 

'Bu vizyon yeni değil asırlardır, iki bin yıllık bir tarih yolculuğundan süzülerek buralara gelmiştir. Nerede bir olay varsa, nerede bir gereksinim sahibi varsa, nerede bir mazlum varsa Türkiye, yardımlarıyla katkı kuruluşlarıyla devletiyle milletiyle gerektiğinde askeriyle oradadır. 9 yüzyıl öncelikle Haçlı seferleri olduğunda kahraman Türk askeri bütün alanı tek başına savunmuştur.

Endülüs'e el uzatan, Açe'ye uzanan, Avrupa'nın mazlumlarına kucak açan, Galiçya'da, Kore'de, Azerbaycan'da bütün bu coğrafyada arkadaş ve kardeşlerinin imdadına koşan Türk askeri olmuştur. Esasen bu vizyon, iri devlet vizyonudur. Osmanlı iri bir devlet bulunduğu için iri devlet vizyonu ile devinim ettiği için toprakları kadar, toprakları dışında da asker bulundurmuş, muhtaçlara katkı elini uzatmıştır.'

Erdoğan, şu anda ekonomisi ile iri ülkelere bakıldığında, dünyanın her yerinde kriz bölgelerinde, askerleriyle mevcut olduklarına dikkati çekerek, 'Binlerce kilometrede öteden kalkıp, kriz bölgelerinde operasyonlar yaptıklarını görürsünüz. Şimdi siz bunu bu alanda en güzel şekliyle yaşıyorsunuz. Niye? İşte bu soruya yanıt vermemiz lazım. Türkiye'de tam olarak iri devlet vizyonuyla sırf ve sırf barışı tesis etmek için ulaşabildiği her yere birtakım vakit TİKA'sıyla, birtakım vakit Kızılay'ı, birtakım vakit AFAD'ıyla, birtakım vakit da TSK ile ulaşıyor' değerlendirmesinde bulundu.

'Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en iri ve en kadim ordularından biri'

 'Suriye'nin Kobani şehrinden Türkiye'ye sığınanlara da en başta kucak açan onları dostça, kardeşçe kucaklayan gene Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmuştur' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

'Bazı densizler çıkıp Mehmetçiğe taş atıyor olabilirler. Bazı alçaklar çıkıp Mehmetçiğe kurşun sıkıyor olabilirler. Barış için vazife yaptığımız yerlerde, birileri çıkıp düşmanca tavırlar sergiliyor olabilirler. Dünyanın en iri ve en kadim ordularından bir tanesi bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu insanlık dışı saldırıların hiçbirine boyun eğmez, hiçbirinden etkilenmez ve görevini kararlılıkla yerine getirme idealinden asla vazgeçmez.'  

Erdoğan, Türk askerlerine 'Kardeşlerim, sizin arkanızda 77 milyon var, 77 milyonun hayır duası var, sizin arkanızda sahasında ve dünyada bundan böyle fazla fazla daha güçlü, çok daha itibarlı bir devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. İşte bu özgüvenle vazifelerinizi ifa etmenizi sizlerden rica ediyorum' dedi.

'Tarih boyunca silinmeyecek vefa örnekleri emanet edeceğiz'

Afganistan'daki askerlerin Medine kahramanı ilk Kabil Büyükelçisi Fahrettin Paşa'nın, Gazi Mustafa Kemal'in, 2012'de bir helikopter kazasında şehit olan Binbaşı Serkan Doğan'ın ve öteki şehitlerin aziz hatıralarını üstünde taşıdıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

'Hem onlara hem de aziz milletimize mahçup olmayacağınızı fazla fazla iyi biliyoruz. Sizin buradaki sarp ve vakur duruşunuz bizim, Türkiye'de emniyet ve mutluluk arasında olmamızı sağlıyor. Türkiye'deki emniyet ve mutluluk ortamı, sizin burada özgüvenle vazife yapmanızı temin ediyor. Bu biçimde devam edecek hem ülkemizin itibarını hem de arkadaş ve kardeşlerimize tarih boyunca silinmeyecek vefa örnekleri emanet edeceğiz. Her birinizin tek tek o pak alınlarınızdan öpüyorum. Ay yıldızlı bayrağımızı ülkemizden fazla fazla uzaklarda onurla, şerefle ve gururla dalgalandırdığınız için sizlere şahsım ve milletim hesabına teşekkür ediyorum. Allah her daim uçurum ve yardımcınız olsun.' 

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından, kışladaki askerlere birer armağan verdi.