Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Hakkı Yiğit

Tunceli İzlenimlerim

04 Mart 2010 - 07:41 Yorum: 4

Kadir Bulut dede…

Genç ve cevval bir dedemiz…

Kendileri 2 Mart Salı günü Tunceli"de “Tunceli Üniversitesi, Tunceli Alevilik Uygulama ve Araştırma Merkezi” ile Tunceli Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği” olarak “Tarihten Günümüze Alevilik Paneli”nin düzenlenmesine ön yak oldular…

Tunceli"de böylesine yapılan bir ilk program…

Bunun için yoğun bir gayret gösterdiler.

Sağ olsunlar bizi de bu programa davet etmişlerdi.

Davete icabet etmek sünnettir demiyor muyuz biz ilahiyatçılar, hocalar?

Seve seve daveti kabul ettim.

Tunceli"ye daha önce hiç gitmemiştim…

Bizim Pütürge gibi dağlık…

Ve yolları çetin…

Bu şartların zorluğu haliyle insanlara yansımız…

Tipik bir Anadolu şehri…

İl merkezine girince, şehri ikiye bölen gölet…

Munzur çayı üzerine kurulmuş olsa gerek…

Ve insanlar suyun altında birçok türbenin kalmış olmasından muzdaripler…

Kalmasaydı iyi olurdu…

Ama kalmış işte…

“Yahu Allah aşkına şehir merkezinde gölet i olur” diyenler de yok değil…

Şehrin dokusunu, iklimini, coğrafyasını bozduğu kanaatindeler…

Hani haksız da değiller…

Panel"in moderatörlük görevini yapan Tunceli Üniversitesinin çok değerli Rektörü Sayın Prof. Dr. Durmuş Boztuğ"a, “sular altında kalmış bu türbeler için ne yapmayı düşünüyorsunuz?” diye soru soran bir hanımefendiye Sayın Rektör,

 “Kıyıda köşede kalmış türbeleri onarma, yolunu yapma, suyunu götürme ve oralarda kurban kesim yerlerini yapmakla insanların gelip kurbanlarını kesecek piknik yapabilecek yerler haline getirmeye yönelik çalışmalarının olacağını, böylece yerel kültür ve dokuya sahip çıkacaklarını” ifade ettiler…

Sular altında kalmış yerler için şimdilik yapacak bir şey yok…

 

Üniversiteye gelince…

Tunceli Üniversitesi yeni kurulan bir üniversitemiz…

Bina ve fiziki mekân olarak çok iç açıcı değil…

Ancak başta Sayın Rektör olmak üzere gayretli, heyecanlı bir ekip var…

Kampus alanını TOKİ yapacak…

Geçtiğimiz Cumartesi günü bu işin protokolü dahi imzalanmış…

Normalde beş altı yıl süren kampus alanının yapılması 18 ayda bitirilecekmiş öğrendiğim kadarıyla…

Biter de…

Çünkü o heyecan, o gayret Sayın Boztuğ"da var…

Sayın Boztuğ"un personeliyle olan candan diyalogu, halkla olan bütünleşmesi, yüzünden eksik olmayan tebessümü ve alternatif düşünce ve bakışa açık olması, farklılıklara saygı duyması gibi hasretler çok güzel işler yapacağının müjdesi olarak okudum…

Panel sırasında “Üniversite kampusunda cem evi yapacak mısınız? Sorusuna verdiği cevap ise takdire şayandı.

“Evet, üniversitemizde cem evi yapılacak, hemen yanına da cami yapılacak. Şayet tek bir Hıristiyan öğrencim olsa Onun için de kilise yapacağım”

Bu sözler üzerine alınan yoğun alkış, insanımızın nasıl bir yaşam, idare, hayat felsefesi istediğinin ve halkımızın da klasik devlet ve bürokrasi anlayışından daha önde olduğunun göstergesi olarak gördüm…

Sayın Boztuğ"un “Üniversitenin kelime anlamı evrensel kent demektir. Bu gün değil yaşayan dinlerin, dillerin, kültürlerin, değerlerin bu mekânda yaşanması, farz-ı muhal bugün olmayan fakat yarın olabilecek başka bir gezegende var olan bir kültüre, dine, dile bu mekânda yaşama, araştırma, temsil etme olanağı tanınmalıdır…” sözleri ise gerçek bir ilim adamından, aydından var olması gereken erdeme, bakışa işaretti.

Tunceli halkını; valisinden, rektöründen, müdürlerinden, mülki ve idari amirlerinden memnun olduklarını gördüm…

Kendim adıma, devletim adıma, geleceğimiz adına, Tunceli vatandaşımız adına sevindim, ümitlendim ve memnun kaldım…

“Zaman ahir zaman gün günden beter” tellallığı yapanlar  “gelecek günler daha güzel olacak” düşüncesinde olanlara yenik düşeceğe ümidine kapıldım…

Bu da genç, dinamik, akl-i selim, kalb-i selim, tatlı dil, yumuşak bir üslup, 72 milyona bir nazarla bakan, yaratılanı yaratandan dolayı seven, Hak- Muhammed- Ali ve Hûnkâr Pir Hac-ı Bektaşi Velinin yolunda olan dedelerimizle, Kuranı- Efendimizi kendilerine rehber eden dinine, değerlerine bağlı mütedeyyin insanlarımızın eliyle olacağına inanıyorum…

Bu işi kavgayla, Aleviliği İslam dışı görmekle, siyasetle yapacaklarına inananlar fena halde yanılıyorlar…

Bunun için de dedeler ve hocalar el birliği, gönül birliği yapmalıdırlar…

Çünkü dinin, bütün hak inançların, hak mezheplerin, insan-ı kâmillerin, pirlerin, evliyaların özündeki yegâne cevher aynı şeydir…

Kâinatı mayalan sevgi, nasıl gönülleri mayalamaz ki…

Panelin değerlendirmesine gelince müsaadenizle onu da bir sonraki yazımıza bırakalım…

YAZARIN DİĞER YAZILARI