Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyaset Kulübünce üniversitenin Halkalı Yerleşkesi'nde düzenlenen siyaset akademisinde 'Medeniyet Yolunda Yeni Türkiye' başlıklı konferans verdi.

Eski Türkiye'de Meşrutiyet'ten, Tanzimat'tan Osmanlı Devleti'nin son, Cumhuriyet'in ilk dönemlerine kadar etkin bulunan politik paradigmanın inşa etmeye çalıştığı modernleşmeye yer veren Kurtulmuş, bu çağda ahlaki ve dini değerlerin toplumun dışına atıldığını, dünyevi değerlere rağbet gösterildiğini söyledi.

Bu dönemdeki zoraki modernleşmenin batılılaşma şekilde algılandığını dile getiren Kurtulmuş, bu çağda Türk ve Müslüman ahlakına müsait olmayan alışkanlıkların topluma angaje edilmeye çalışıldığını, ezanın Türkçe okunduğunu, kılık-kıyafetin kanunla düzenlendiğini, Türk ailelerin çocuklarını yetiştirmesi için Fransız mürebbiyeleri getirdiğini aktardı.

Kurtulmuş, eski Türkiye'de milletin kültürünün zorla değiştirildiğini, değiştirilmeye çalışıldığını kaydederek, Cemil Meriç'in 'Türkiye ruhunu kaybetti. Toprak mı? En değersiz şeyimizdir belki de. Belki de en değersiz şeyimizi kaybedince her şeyimizi kaybettiğimizi anladık ruhumuzu bile' sözlerini hatırlattı.

Türkiye 150 yıllık derin uykusunda uyanmıştır

Osmanlı'nın ülkelerini kaybettiği veya ekonomik şekilde gerilediği için değil ruhunu kaybettiği için çözüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, 'Türkiye bu anlamda, bu uygarlık mücadelesinde 150 yıllık derin uykusundan uyanmıştır, uyanmaya başlamıştır ve inşallah bilhassa sizin döneminizde kendi ruh kökü üstünde aşırı daha ileriye gidecek ve zinde bir biçimde ayağa kalkacaktır' diye konuştu.

Kurtulmuş, eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'dan Muhsin Yazıcıoğlu'na kadar zanlı ölümlerin ve Gazi Mahallesi, Gezi vakaları sağ-sol çatışması gibi toplumsal şiddet olaylarının yaşandığını kaydederek, 30 yıl devam eden son derece karanlık bir terör ortamına Türkiye'nin sokulduğunu anlattı.

Türkiye'nin terör olaylarında 1,2 trilyon dolar kaybettiğini aktaran Kurtulmuş, ülkenin ayaklarına terör ismi altında pranga vurulduğunu bildirdi.

Kurtulmuş, 'Yeni Türkiye inşallah çözüm süreci marifetiyle terörü ilanihaye sona erdirecek ve bu memlekette kişiler sulh içinde kıyamete kadar daima ortak yaşayacaklardır' dedi.

Başarının nedeni politik ve ekonomik reformların tıpkı anda yapılması

Son 10-12 yıldır yaşanan ekonomik büyüme ve başarıların esas sebepleri olduğunu belirten Kurtulmuş, 'Yeni Türkiye'nin başarısının esas unsurlarından birtanesi Türkiye'de politik ve ekonomik reformların eş zamanlı yapılmasıdır' ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, Türkiye'de aşırı partili sitemin kendilerine 'siyasi ve iktisadi reformları eş zamanlı yapabilirse muvaffakiyetli olduğunu' gösterdiğini kaydederek, Turgut Özal ve Adnan Menderes zamanlarındaki başarıların bu sayede yaşandığını aktardı.

Yolların, havalimanlarının, köprülerin, Marmaray'ın yapıldığını, üniversitelerin açıldığını lakin bunlardan ziyade Türkiye bu şeklinde bir ülkede en zor işin 'zihniyet değişimi' olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bir ülke yönetiminin zihniyetinin değişmesinin 'Deveye hendek atlatmaktan' zor olduğunu bildirdi.

'Türkiye zihniyet değiştirmek meselesi için kocaman bir fasıla kaydetmiştir. Ceberrut devletten kerim ülke anlayışına doğru gitmiştir' diyen Kurtulmuş, bu konu için yaşanan başörtüsü özgürlüğü, ana dilde savunma hakkı, bireyin kimliğini istediği bu şeklinde söylemesi, yer isimlerinin aslına dönmesi, el konulan gayrimüslim mallarının teslim edilmesi gibi gelişmeleri anlattı.

Elitlerin egemenliğinden milletin egemenliğine

'Türkiye, elitlerin egemenliğinden milletin egemenliğine doğru aşırı önemli bir fasıla almıştır' diyen Kurtulmuş, Ali Fuat Başgil'in 1961 yılında Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması sonrası yaşanan sürece değindi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:

'Şimdi o Türkiye'den halkın helal oylarıyla direk doğruya, halkın içerisinden birisinin, Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiği bir Türkiye'ye geldik. Bu Türkiye için kocaman bir devrim, aşamadır. Bundan sonra bu ülkede ulus birtakım istiyorsa onu cumhurbaşkanı seçecek. Kapalı kapılar peşinde 'Biz Ahmet'i, Mehmet'i seçtik. Cumhurbaşkanı adayımız budur' çağı kapanmıştır. Milletin istemediği hiç bir kimse bundan sonra bu ülkede cumhurbaşkanı olamayacaktır. Bu memlekette bundan sonra halkın içinden, çarşısından, pazarından, mescidinden, camisinden geçmeyen, kahvesinde oturmayan, halkın türküsünü, şarkısını söylemeyen ve beğenmeyen hiç kimse bu ülkede bir daha cumhurbaşkanı olamayacaktır.'

Kurtulmuş, Türkiye'nin zoraki modernleşmeden milletin paha ve inançlarına saygı duyan bir anlayışa doğru gittiğini belirterek, halka güvenmeyen yönetimlerden halkın tercihlerinin esas alındığı yönetimlere geçildiğini söyledi.

Millet-devlet kaynaşmasını sağlayarak, kocaman bir uygarlık tasavvuru içinde kocaman medeniyetlerini tekrar ihya ve inşa etme perspektifi içinde yollarına devam edeceklerini anlatım eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'Türkiye önümüzdeki 10 yıl içerisinde, 10 yıla da kalmadan tüm politik ve ekonomik reformlarını tamamlayacak. Ekonomide, siyasette, her bölgede kuvvet ve söz sahibi yalnızca ve yalnızca kamu olacak. Bu açıdan Türkiye bu reformları yapıcak iradeyi ortaya koyuyor. Türkiye yasal ve siyasi açıdan da örneğin başkanlık sistemi esaslı yeni bir Anayasa ile inşallah 2015 seçimlerinden sonra Yeni Türkiye istikametinden kocaman bir fasıla alacak. Siyasi Partiler Yasası, seçim yasası, meclis iç tüzüğü velhasıl 12 Eylül artığı ne varsa hepsinin çöpe atılacağı yeni bir politik reform sürecini inşallah seçimlerden sonra zinde bir biçimde sürdüreceğiz.'

Konferans sonrası Kurtulmuş'a teşekkür eden üniversitenin rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, günün anısına armağan takdim etti.

Muhabir: Uğur Aslanhan