Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti Malatya İl Başkanlığının Danışma Meclisi Toplantısı'na katılmak üzere Belediye Konferans Salonu'na geldi.

Burada gazetecilerin sorularını cevap veren Yılmaz, bir matbuat mensubunun Türkiye'nin Suriye'ye mühtemel bir müdahalesi zorunda ülkenin nasıl etkileneceğini sorması üzerine, 'Türkiye hesabını, kitabını herzaman iyi yapar. Hiçbir zaman maceralara girmez. Uluslararası yasa çerçevesinde ve dünya ile müşterek devinim eder, merak etmeyin' dedi.

Bir gazetecinin terör örgütü IŞİD bahanesiyle yapılan izinsiz gösterilerin üniversitelere de taşındığını anlatım ederek görüşlerini sorması üstüne Yılmaz, 'Türkiye hiçbir zaman halk düzeninin bozulmasına müsaade etmez. Bu konularla ilgili geniş tartışmalar, geniş istişareler yapıldı. Bakanlar Kurulumuzda bütün hadiseler değerlendirildi ve birtakım yeni çalışmalarımız var. Bir taraftan demokratik standartlarımızı koruyacağız. AB standartlarımızı koruyacağız, geliştireceğiz ama bir taraftan da halk düzenimizi geliştirmek için güçlendirmek için de gereken ne ise onu yapacağız' diye konuştu.

Açıklamalarının arkasından toplantıya geçen Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, dün Bingöl'deki saldırıda yaralanan Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker'i hastanede ziyaret ettiğini belirterek, Ürker'in yoğun bakımdan çıktığını ve beklenenden de daha süratli bir biçimde iyileştiğini söyledi. Yılmaz, 'Bir de polis arkadaşımız vardı. Bacağından yaralanmış. O da tıpkı biçimde lüzumlu tedavileri görüyor. Kendilerine Allah'tan şifalar diliyorum' ifadesini kullandı. 

Yılmaz, Türkiye'nin IMF'ye borcunun 2013 yılının Mayıs ayında yüzde yüz bittiğini ve o tarihten itibaren 3. havalimanı ve 3. köprü bu şeklinde fazla fazla mühim birtakım planlara imza atılmaya başlandığını belirtti. Bu dönemlerde dünyada küresel kriz yaşanırken Türkiye'nin büyümeye, istihdam üretmeye devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, çözüm süreci ve demokraside daha ileri adımlar devam ederken bir anda Gezi Parkı odaklı hadiselerin başladığını anlattı.

Yılmaz, şöyle konuştu:

'Hepimizin fazla fazla ciddiyet verdiği etraf bu şeklinde hususlar kullanılarak Türkiye'de sokaklar hareketlendirildi. 17 Aralık süreciyle müşterek gene hepimizin fazla fazla alıngan bulunduğu bir konu, işte bu yolsuzluk bu şeklinde hadiseler kullanılarak, bahane edilerek gene Türkiye istikrarsızlaştırılmaya çalışıldı. Türkiye'nin bu gidişatı engellenmeye çalışıldı. Bunlar gerçekte yeni Türkiye'nin doğum sancıları. Vesayetçi bir demokrasinin olduğu, ekonomik değerlerin belirgin grupların elinde olduğu, bürokratik mekanizmaların halktan ırak olduğu o eski Türkiye'den yeni Türkiye'ye geçerken bazıları bunu engellemeye çalışıyordu. Yine o eski Türkiye devam etsin istiyorlar. Kendi arasında çatışmalar yaşayan, enerjisini boşu boşuna harcayan, devletle milletin buluşamadığı, kucaklaşamadığı, vesayetçi yapıların ülkeyi yönettiği bir Türkiye devam etsin istiyorlar.'

'Suriye'de, Türkiye kadar fedakarlık oluşturan memleket yok'

Türkiye'nin büyümesinden, güçlenmesinden, demokratikleşmesinden çekinen çevrelerin sandıkta, normal politik kanallarla bunu engelleyemeyeceklerini gördüklerini dile getiren Yılmaz, 'Bu sefer de Kobani'yi bahane ederek, Suriye'deki mazlum kişilerin vaziyetini kullanarak sokakları tekrar harekete geçirmeye çalıştılar. Aslında bütün bunlar fazla fazla ayrıcalıklı kaynaklardan bu şeklinde görünse de tamamı bir bütünün parçaları. Hepsinde de baktığınız zaman erek Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak, Türkiye'nin gücünü kırmak, Türkiye'nin dünyadaki etkinliğine set çekmek' diye konuştu. Bu çevrelerin yıllardır Suriye'de katliamlar yaşanırken, yüzbinlerce kişinin kanına giren zalim bir düzen karşısında sesinin çıkmadığını vurgulayan Yılmaz, 'Şimdi ani bire bire kalktılar sanki Türkiye orada yaşananların sorumlusuymuş gibi, sanki Türkiye orada yaşananlara ilgisiz kalmış bu şeklinde halkı sokağa çağırdılar. Suriye'de Türkiye kadar fedakarlık oluşturan Türkiye kadar çaba sarf eden, ilgilenen diğer hiçbir memleket yok. Uluslararası hukuka baktığımız zaman bir coğrafyada böyle hadiseler yaşanıyorsa Birleşmiş Milletlerin ve bütün devletlerin buraya katkıda bulunması gerekir. Fakat göstermelik birtakım çalışmalar, şovlar dışında doğru düz şekilde bir şey yapmadıklarını da hep müşterek görüyoruz' ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Suriye'den gelen bir milyon 600 bin kişiye kucağını açtığını belirten Yılmaz, sığınmacılara 4,5 milyar dolar dolaylarında bir masraf yapıldığını dile getirerek, 'Bütün diplomatik gücümüzü, uluslararası gücümüzü kullanarak o problem çözülsün diye çaba ediyoruz ve net bir naz ortaya koyuyoruz. İnsani bir naz ortaya koyuyoruz. Kobani'de de aynısını yaptık. Oradaki 200 bine yakın kardeşimizi aldık ve emniyetlerini sağladık, destek olduk, olmaya da devam edeceğiz. İyi ki bu alanda zinde bir Türkiye var' dedi.

Yılmaz, 'Türkiye'ye teşekkür etmek yerine, bu tavrından ötürü takdir etmek yerine kullanıcılarını sokağa çağıranlar tam bir sorumsuzluk örneği göstermişlerdir. Ayrıca çıkarlarını de inkar etmişlerdir. İnsanları sokağa çağıran bir politik parti gerçekte kendisini inkar ediyordur' diye konuştu.

Demokrasilerde hükümeti her kişinin eleştirebileceğini vurgulayan Yılmaz, 'Barışçı bir şekilde, kimseye ziyan vermeden gösteri de yapar, yürüyüş de yapar. Bunlar demokratik haklardır ancak hiçkimse özgürlük deyip, demokrasi deyip bir başkasının özgürlüğüne müdahale edemez. Eski bir politika bilimcinin söylediği gibi, senin yumruk sallama hürriyetin benim burnumun başladığı yerde biter' dedi.

Yılmaz, vandallık ve şiddetle özgürlüğü birbirinden net bir biçimde ayırmak gerektiğini söyledi.

Demokratik siyasetin şiddeti reddettiğini belirten Yılmaz, buna karşı da savaş etmek gerektiğini bildirdi.

Bakan Yılmaz, 'Kamu düzenini tesis etme hesabına hepimizin ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Maalesef bir fazla fazla insan canını kaybetti, bir fazla fazla insan yaralandı, bir fazla fazla kişinin malına ziyan geldi. Belediye binalarımız yakıldı. İtfaiye araçlarından, ambulans araçlarına kadar, savaş şartlarında dahi olmayan şeyler, sağlık araçlarına kadar yaktılar. Sokağa bu kullanıcılarını çağırma edenler bu vebali hep yaşayacaklardır ve bunun hesabını eda etmek zorundadır, siyaseten eda etmek zorundadır' diye konuştu.

'Çözüm sürecinde huzurun tadını herkes aldı'

Çözüm sürecine dikkati çeken Yılmaz, sürecin kararlılıkla devam ettirileceğini belirterek, 'Çözüm sürecini bu hadiselere kurban etmeyeceğiz. Bu hadiselerin bir misyonu da Türkiye'yi yine arbede ortamına çekmek. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bir tarafta çözüm sürecini kararlılıkla devam ettireceğiz, bir taraftan da halk düzeni için ne gerekiyorsa yapacağız' ifadesini kullandı.

'Bu çözüm sürecinde huzurun tadını herkes aldı' diyen Yılmaz, bu süreçte Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bir kalkınma hamlesi başladığını söyledi. Yılmaz, bu hadiselerin maddi zararın birlikte alana yatırımın gelmesini de engellediğini söyledi.

Yılmaz, 'Ne oldu? Yakıp yıktılar sokakları. Bu kadar insan öldü, yaralandı. Kobani'ye bir faydası mı oldu? IŞİD'in yaptığı hadiseler bundan ötürü durmuş mu oldu? Sadece Türkiye'ye ziyan vermeye çalıştılar. Oradaki hadiselere destek eda etmek istiyorsak Türkiye'yi daha zinde duruma getirmeliyiz, daha istikrarlı duruma getirmeliyiz' dedi.

-'Bölgeye istikrar getirecek memleket Türkiye'

Yılmaz, şunları kaydetti:

'Gelecekte de inşallah Ortadoğu'da istikrarı kurarken Türkiye en mühim rolü oynayacaktır. Türkiye, bu bölgenin en zinde ülkesi. Ekonomik olarak, politik şekilde bu alana istikrar getirecek memleket de Türkiye'dir. Türkiye'de demokrasiyi geliştirdikçe daha iyi noktalara getirdikçe bütün bu bölgelere yarar sağlayacağız.'

Bölgede Müslüman'ın Müslüman'ı etnik ve mezhepsel meselelerden ötürü öldürdüğünü ifade eden Bakan Yılmaz, 'Türkiye bu etnik meseleleri aşan, bunları bir arada rahatlık arasında yaşatan bir memleket şekilde bütün Ortadoğu için gerçekte gerçek açıdan bir modeldir. İşte bu çözüm süreci, demokratikleşme, yeni Türkiye yalnızca bizi ilgilendiren bir olay değil. Aslında fazla fazla daha geniş bir coğrafyayı ilgilendiren bir mesele. Aslında Türkiye'nin başarısı bütün bu coğrafyanın, bütün bu uygarlık havzasının başarısıdır' ifadesini kullandı.

Yılmaz, ati yıl yapılacak umumi seçime dikkati çekerek, AK Parti'nin bu seçimde halktan zinde bir destek alması gerektiğini dile getirdi. Yılmaz, 'Meclis'te gene tek başımıza ve inşallah anayasayı en azından halkın karşısına getirebileceğimiz zinde bir destek alırsak, yeni Türkiye'yi fazla fazla daha kısa bir vakitte inşa edebiliriz' dedi. Yılmaz, AK Parti İl Teşkilatından fazla fazla iyi çalışmalarını istedi.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bakanlık olarak bin 200'ün üstünde projeyi içeren bir fiil planı hazırladıklarını belirterek, 'Son rötuşlarını yapıyoruz. İnşallah yakın bir vakitte tamamlandığında Sayın Başbakanımız, bunu bütün Türkiye ile kamuoyu ile paylaşmış olacak' dedi.