Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
06:52 Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğ...05:41 ABD üniversitelerindeki Filistin’e destek gösterileri ülke geneline yayılıy...05:36 Trump’a yönelik “sus payı” davasında tanıklar ifade verdi05:15 Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik...02:43 Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de01:41 AFAD:"Erzincan’ın Tercan ilçesinde saat 01.30’da 4.1 büyüklüğünde deprem me...01:38 Pastanede oturan 2 kişiye silahlı saldırı: 1 ölü, 1 yaralı01:29 Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi01:13 Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV, yüzde...01:02 Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortay...00:59 THY Euroleague: Monaco: 93 - Fenerbahçe: 8800:56 Konya’da bir apartmanın 9’uncu katı alevlere teslim oldu00:54 Küçükçekmece’de bir kadın evinde ölü bulundu00:21 "14. Uluslararası Tarım, Orman ve İnsan Fotoğraf Yarışması"na başvurular ba...00:10 Çoruh Kültür Merkezinde Şiir Gecesi00:10 Bayburt’ta 2. İl Koordinasyon Toplantısı için toplanıldı00:09 Kemaliye’de 1 ev yandı00:09 Şoförlere trafik eğitimi verildi00:09 Erzincan’da helikopter ambulans donanımlarının tanıtıldığı bilgilendirme to...00:09 Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler...
Siyaset 26 Temmuz 2014 - 00:10 Yorum: 0

Türkiye'nin geri gitmesine müsaade etmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin hasretini çektiği kardeşliği, dayanışmayı, hukuk ve demokrasiyi tesis ettik. Çetelerle, vesayetle mücadele ettik" dedi.

Türkiye'nin geri gitmesine müsaade etmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye'nin hasretini çektiği kardeşliği, dayanışmayı, yasa ve demokrasiyi tesis ettik. Çetelerle, vesayetle mücadele ettik, bu başarıları elde ettik. Kazanımlardan Ödün vermeyecek, Türkiye’nin geriye gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Benim partim bu konu için kararlılığını kuvvetli bir biçimde muhafaza ediyor ve edecek' dedi. 

Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜMSİAD) Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği iftarda konuşan Erdoğan, TÜMSİAD üyelerine yaptıkları çalışmalardan ötürü teşekkür etti. 

Erdoğan, 12 yıllık başbakanlık zamanının müstesna günlerinden birtanesini yaşadığını belirterek, '12 sene içerisinde sayısız yatırıma, yapıt ve hizmete imza attık lakin bunlardan bazılarının benim nezdimde anlamı büyüktür. 2009’da açılışını yaptığımız ilk hızlı katar hattı da hem başbakanlık dönemimde hem de hayatımda tanık olduğum eşsiz tablolardan biriydi. İşte bugün de bunun bir benzerini gerçekleştirdik. Yüksek hızlı katar hattını, Eskişehir-İstanbul hattını tamamladık. 3 şehirde yaptığımız törenlerle hizmete açtık. Eskişehir, Bilecik ve İstanbul, bugün gerçekten değişik bir coşkuya tanıklık etti' diye konuştu. 

Kendilerinden önce, her an ekonomik kriz beklentisi yaşandığını, siyasete ve siyasetçiye güvenin tarihin en düşük seviyelerine indiği dönemler olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Türkiye üstünde adeta karabasanlar dolaşıyor, yoksulluğun ve yolsuzluğun yanında, kaos ve kriz beklentileri umutları söndürüyordu. 12 sene evvela böyle bir görünüm vardı. On yıllar boyunca Türkiye böyle manzaralar yaşadı. Bugün ise son derece farklı bir Türkiye'de yaşıyor, değişik gündemleri konuşuyoruz. Önceden 'olmaz' denilenlerin nasıl olduğunu görüyoruz. Hayal benzeri görünenlerin nasıl gerçeğe dönüştüğünü görüyoruz. Uçurumun kenarındaki bir ülkenin, nasıl bir kuvvetli ekonomiye sahip olduğunu, geleceğe nasıl umutla baktığını görüyoruz. İstikrar ve itimat sağlam bir zeminde ilerliyor. Birliğimiz, kardeşliğimiz sağlam bir zeminde ilerliyor. Türkiye yarın ne olacağını bilemez durumda iken şu anda 2013, 2053, 2071 diyor. Birçoğumuz yurt dışına gittik. Gelişmiş ülkelerde toplumun sahip olduğu imkanları gördük. Eğitimde, sağlıkta ne büyük bir konfor içerisinde olduklarını gördük. Yolların, enerjinin, çevrenin standartlarını gördük. Hızlı trenleri gördük. On yıllar boyunca milletimiz buruk bir durumda o gelişmişliği izledi. İşte bugün hayranlıkla izlediklerimize biz de sahip olduk, oluyoruz.'

Yeni Türkiye

Başbakan Erdoğan, 'Yeni Türkiye' dediklerini ve bunun mücadelesini verdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

'Allah'ın izniyle bundan sonra yeni, kuvvetli Türkiye'de yaşamanın gururunu hep beraberinde taşıyoruz. Her ne yaptıysak beraberinde yaptık. Türkiye'yi bu günlere beraberinde taşıdık. Türkiye'nin hasretini çektiği kardeşliği, dayanışmayı, yasa ve demokrasiyi tesis ettik. Çetelerle, vesayetle mücadele ettik, bu başarıları elde ettik. Kazanımlardan Ödün vermeyecek, Türkiye'nin geriye gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Benim partim bu konu için kararlılığını kuvvetli bir biçimde muhafaza ediyor ve edecek. Sivil cemiyet örgütlerimiz, TÜMSİAD benzeri derneklerimiz, vakıflarımız bu kazanımlara sahip çıkacaklar. Her şeyden evvela milletimiz ve gençliğimiz bu değişime sahip çıkacak, kesintiye uğramasına izin vermeyecek. Gelecek, Türkiye için fazla aşırı daha aydınlık olacaktır.'

Salı günü AK Parti'nin küme toplantısını yaptıklarını ve orada belki de son defa gruba seslendiğini belirten Erdoğan, orada anlatım ettiği hususu burada tekrarlamakta yarar gördüğünü vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:

'1948 yılında Ortadoğu'nun kalbinde İsrail devleti kuruldu. İsrail devleti daha kurulmadan bazı terör örgütleri eliyle Filistinlilere karşı acımasızca katliamlar gerçekleştirdi. Bu katliamlar İsrail'in devlet olmasından sonra da devam etti. Bir yandan adım adım Filistin yurtlarını işgal ettiler, bir yandan da kitlesel durumda Filistinlileri sürgüne yolladılar yahut katlettiler. Açıkçası dikensiz bir gül bahçesinde ilerlediler. Egemen güçler her süre arkalarında oldu. İslam dünyası suskun kaldı. Ortadoğu'daki bölünmüşlük, dağılmışlık, iç çatışmalar İsrail'e katliamları için eşsiz bir zemin hazırladı.'

Erdoğan, İsrail'in her yaptığı katliamda ödüllendirildiğini anlatım ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Her katliamla bilhassa İsrail daha da şımardı, daha da hukuksuz devinim etmeye başladı. Geldiğimiz noktada artık hiç bir uluslararası kuralı tanımayan, yasa tanımayan, hiç bir tepkiye kulak asmayan, şımarıklığı doruk yapmış bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bizim bunu dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. İstiyorlar ki Türkiye de sussun, Türkiye de konuşmasın. İstiyorlar ki Türkiye de bu şımarıklığa, kuralsızlığa boyun eğsin. Bakın Mısır, Sayın Muhammed Mursi yönetiminde Türkiye ile beraberinde bu şımarıklığa karşı çıkıyordu.'

'Darbe yaptılar sayın Mursi'yi oradan kanlı biçimde uzaklaştırdılar' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'Sayın Mursi'nin ilk icraatlarından bir tanesi Refah Sınır Kapısı'nı açmaktı. Darbecilerin ilk yaptığı ise kapatmak oldu. Türkiye'yi de susturamayınca Mısır'ı susturdular. Hani Sisi Müslümandı. Sen nasıl Müslümansın ya? Müslümansan oradaki Müslüman kardeşlerine insanı yardım için Refah Kapısı'nı nasıl kaparsın? Şu anda ilaç alamıyorlar ilaç. Hastanelerde ameliyatlar için lüzumlu olan malzeme yok. Bu materyal olmaması sebebiyle o yavruların kolları, elleri kesiliyor. Ey Sisi bunun hesabını nasıl vereceksin.'

Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarının gayelerinden birisinin de aynen Türkiye'yi susturabilmek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

'17 Aralık-25 Aralık operasyonu, efendisinden aldığı talimatla Pensilvanya'nın Türkiye'yi susturma girişimiydi. Bakın şu anda operasyonlar başladı, senaryolar var. Televizyonlarda, yandaş televizyonlarında dramatik sahneler çiziyorlar. Geçen akşam bir tanesini izledim. 'Ramazan-ı Şerif'te diyor Kur'an hatmediyordum. 5 cüzüm kalmıştı'. 'Şimdi' diyor, 'bunu bitiremeden cezaevine gidiyorum. Bütün dostlarıma sesleniyorum, benim o kalan 5 cüzümü de siz tamamlayın' Şimdi buna verilecek yanıt kolay. En sorunsuzca yer cezaevi. Giderken yanına bir Kur'an-ı Kerim al. O kalan 5 cüzü de orada tamamlarsın. Bunlar milleti ne zannediyorlar anlamak olası değil. En sorunsuzca yer orası. Hatta Kur'an-ı Kerim değil meal al. Hem Kur'an'ı oku hem mealini oku. Burası bu noktada fazla aşırı çok ferasetin de açıldığı bir yerdir. Medresei Yusufiyedir anlayanlar için.'

'Bizi antisemitist gösterme gayretleri var'

 Başbakan Erdoğan, 'Bakın şu anda dışarıda bizi antisemitist gösterme gayretleri var. Bunu niye yapıyorlar? Bunu biz antisemitist olduğumuz için değil, bu iftira ile bizi sindirmek için yapıyorlar. Antisemitizmin insanlık suçu olduğunu söyleyen belki de dünyada ilk Müslüman başbakanım' diye konuştu.

Batılılara İslamofobia'nın bir insanlık suçu olduğunu Varşova'daki bir uluslararası toplantıda netice bildirgesine koydurduklarını lakin Batılı'nın hala İslamofobia'yı ne yaşadığını ne de konuştuğunu söz eden Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:

'Bizim ne olduğumuzu bilen fazla aşırı iyi biliyor. Biz, İspanya'dan kovulduklarında Musevilere kucak açmış, asırlarca da onlara sahip çıkmış bir ecdadın izindeyiz. Bizde ırkçılık olmaz, bizde soykırım olmaz, bizde değişik dinlere, inançlara tahammülsüzlük olmaz. Milletimizin ve ülkemizin tarihinde antisemitizm hiç olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacak. Ama bizi susturmak, sindirmek için bir yandan katliam yapıp, bir yandan da bu iftirayı atmayı sürdürecekler.'

Başbakan Erdoğan, Şaron'un İsrail'in başında olduğu çağda bir İsrail ziyareti yaptığını belirterek, şunları kaydetti:

'Bu İsrail ziyaretinde konuşuyoruz, hiç unutamıyorum o zaman Ariel Şaron'un şu ifadesi fazla aşırı manidardı. 'Hayatımda en mesut olduğum an, Filistin topraklarında tankların üstünde Filistinlileri öldürmekti' dedi. Şok oldum, dedim 'Ne diyorsun sen ya?' Bununla mesut olunur mu? Bununla onur duyulur mu? Ama bak 6-7-8 sene biliyorsunuz nasıl yaşadı. Çünkü o mazlumların ahı yerde kalmayacaktı.' 

Aynı şeyi gene bir başka İsrailli'den dinlediğini vurgulayan Erdoğan, 'İsmini onun da bununla beraberinde veremeyeceğim. O da 'tanklarla gireceğiz' dedi. Bunlar tıpkı kafada nedeni ise genler aynı, bunların genlerinde ne yazık ki mühim açıdan Müslüman düşmanlığı var. Onlar ahlaklarının meşreplerinin gereğini yapıyorlar' diye konuştu.

'Diyorlar ki niye Hitler'e benzetiyorsun' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'Ben onları Hitler'e benzetmiyorum, Hitler'in yaptıklarını da yadırgıyorum, onun da karşısındayım lakin bunların Hitler'i aştığını söylüyorum. Hitler'in zulmünden daha fazlasını yaptığını söylüyorum. Bunların partilerine bakın, malum medyaya bilhassa bakın, o malum köşe yazarlarına, yorumcularına bakın. Türkiye'yi kastediyorum. İsrail'in şımarıklığını perdelemek için ne yapmaları gerekiyorsa, dalkavukluğun gereği ne ise onu hakkıyla yapıyorlar. İsrail her gün Gazze'de çocukları öldürüyor. Burada CHP, MHP, Pensilvanya medyası, öteki medya elbette ki bunların adayları, katliamı perdelemek için her çeşit çirkinliğe başvuruyorlar. Şimdi CHP'nin umumi müdürü çıkmış, 'Türkiye eskiden sözü dinlenen bir ülkeydi' diyor. Gazze'nin yerini sorduğunuzda haritada yerini gösteremez. Zaten tarih derseniz sıfır. Genel müdürlük derseniz sıfır. İşte Okmeydanı'ndaki SSK'nın, Samatya'daki SSK'nın salı günü küme toplantısında biliyorsunuz oraların hallerini gösterdim. 1992-1998 içerisinde umumi müdürdü bu.'

Başbakan Erdoğan, söz konusu alanların hastaneden başka her şeye benzediğini anlatım ederek, 'Hijyen diye bir şey kalmamıştı. O kuyruklarda olan vatandaşlarımızın halini, nasıl başkaldırı ettiklerini, ilacını alamadıklarını gösteriyorlardı. O tuvaletlerin halini gösteriyordu. Ey Kılıçdaroğlu, şimdi böyle bir hastane mevcut mı? Sen batırdın, bitirdin ve şu anda size yakın yollarda olan o dönemin Çalışma Bakanı Okuyan ne dedi '5 milyar dolar batırarak gitti, ondan sonra Rahşan affıyla kurtardı'. Bunlar bu. Ben söylemiyorum, Yaşar Okuyan söylüyor.'

Muhabir: Halil İbrahim Başer

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber