Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
00:48 Sel suları mahallede paniğe neden oldu00:34 Trafikte tartıştığı kişi tarafından bıçaklanarak öldürüldü23:56 UEFA Şampiyonlar Ligi: Borussia Dortmund: 1 - Paris Saint-Germain: 023:55 Kamyona arkadan çarpan kamyonet sürücüsü yaralandı23:50 MAST İzmir Boat Show kapılarını açtı23:41 Köpeğe çarpmamak için manevra yaptı, araziye devrildi: 2 yaralı23:39 Hamas’ın son ateşkes teklifine yarın yanıt vermesi bekleniyor23:38 Seyir halindeki araç park halindeki tıra ok gibi saplandı: 1 ağır yaralı23:06 Gürcistan’da "Yabancı Etkinin Şeffaflığı" yasa tasarısına karşı protestolar...23:05 Kazada ölen kızlarının cenazesinin getirildiği evleri 6 yıl sonra kendileri...23:03 Kocaeli’de 2 motosiklet ve kamyonetin karıştığı kazada 4 kişi yaralandı23:03 THY Euroleague: Fenerbahçe: 89 - Monaco: 7823:01 Turhal Belediyesi, su baskınlarına karşı gece gündüz çalışıyor23:00 Edirne’de bariyerlere çarpan otomobilin sürücüsü yaralandı22:58 ABD’nin Gazze kıyısına inşa ettiği iskelenin yüzde 50’den fazlası tamamland...22:56 İletişim Başkanı Altun: "TRT, Batılı medya organlarının görmezden geldiği h...22:43 Şiddetli yağışlar ekili arazileri sular altında bıraktı22:41 Teknik Direktör Gülay’dan Turgutluspor taraftarına çağrı22:06 Yoldaki çukurlar kazaya neden oldu, otomobil şarampole uçtu: 1 yaralı22:03 Kudüs’te öldürülen Şanlıurfalı imam için gıyabi cenaze namazı kılındı
Siyaset 24 Eylül 2014 - 00:35 Yorum: 0

Türkiye'ye ödev veremezler

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Türkiye 'bunlar yapılmalı yoksa Suriye bir bataklığa dönüşüyor' dediğinde hiç adım atmayanlar, bugün utanmadan Türkiye'ye ödev veremezler" dedi.

Türkiye'ye ödev veremezler

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Türkiye 'bunlar yapılmalı yok ise Suriye bir bataklığa dönüşüyor' dediğinde hiç adım atmayanlar, bugün utanmadan Türkiye'ye ödev veremezler' dedi.

Akdoğan, AK Parti Etimesgut İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'nda, Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu alanda aşırı çalkantılı bir süreç yaşandığını belirtti. 

Her tarafta kimi mezhep, kimi etnik temelli ciddi çatışmaların yaşandığına, kocaman bir kargaşa ve karmaşa ortamı bulunduğuna belli eden Akdoğan, Türkiye'nin, bu süreç bünyesinde tüm alanda bir istikrar anıtı şekilde yükselen tek memleket olduğunu dile getirdi.

Akdoğan, Musul'da rehin tahsil edilen Türkiye konsolosluk görevlilerinin Türkiye'ye getirilmesine değinerek, 'Bu süreçte güzel bir hadise yaşadık. Nedir o? Rehine kurtarma operasyonu. Belki de yüzyılın rehine kurtarma operasyonunu Türkiye Cumhuriyeti büyük bir başarıyla gerçekleştirdi' diye konuştu.

'Tarihi bir başarı'

Konsolosluk görevlilerinin, 101 gün süren çok boyutlu, mühim ve titiz bir emek neticesinde sağ salim Türkiye'ye getirildiğine dikkati çeken Akdoğan, şöyle devam etti:

'Bu tarihsel bir başarıdır. Birçok kocaman ülke, 'süper güç' denilen ülkeler, birkaç rehinesini kurtaramazken, Türkiye Cumhuriyeti'nin, 49 personelini, 49 vatandaşını sağ salim o yangının içerisinden kurtarıp getirebilmesi gerçekten çok büyük bir başarıdır. Bu Türkiye'nin kocaman bir ülke, Türk milletinin de kocaman bir ulus olduğunu gösteriyor. Bütün kuruluşlarımızla ne kadar iftihar etsek azdır. Hepsini kutlama ediyorum. Milli İstihbarat Teşkilatımız, Genelkurmay Başkanlığımız, emniyet teşkilatımız süreci adım adım takip ettiler. Rehinelerimiz neredeler, nereye transfer ediliyorlar, halleri nedir anbean takip ettiler. Sabırlı, serinkanlı bir çalışmayla, en ufak bir zayiata yol açmadan kardeşlerimizi ülkemize getirmeyi başardık.'

Türk milletinin aşırı gururlu olduğunu anlatım eden Akdoğan, 'Bunu bir gurur meselesi de yaparak, bununla yatıp kalkarak, gece olunca gözümüze uyku girmeyecek biçimde bu meseleyi dertlenerek, aylardır bu meselenin üzerindeydik' dedi.

'İçten içe ağladım'

Akdoğan, 3,5 maaş bir bebeği bulunduğunu ve her sabah ona baktığında, rehineler içerisinde yer saha iki bebeği düşündüğünü ve samimi içe ağladığını anlattı.

'Evimizde bebeğimiz rahatsızlandığında, o kadar geniş olanaklar bünyesinde bazan zavallı kalabilirken, düşünün, rehin alınılan bir ortamda, bir bodrum katında en ana ihtiyaçlarınız karşılanamazken bir bebek nasıl büyür?' diye soran Akdoğan, tüm bunları dert edinerek, aşırı sabırlı bir çalışmayla hamdolsun neticeye ulaştıklarını kaydetti.

'Kimse Türkiye'yi test edemez'

Akdoğan, konsolosluk görevlilerinin Türkiye'ye getirilmesinin arkasından derhal bir yaygaraya başlanıldığını vurgulayarak, şunları söyledi:

'Rehineleri de kurtardınız hadi bakalım görelim şimdi ne yapacaksınız? Herkes Türkiye'ye ödev verme peşinde. Kimse Türkiye'yi test edemez. Türkiye ne yapacağını kendi bilir. Milli menfaatleri, milli güvenlik çıkarları ne gerektiriyorsa Türkiye kendi yol haritasını kendi belirler. Kimse Türkiye'yi test edemez, Türkiye'ye ev ödevi veremez. Bugüne kadar atılması gereken bir aşırı adım vardı. Türkiye 'bunlar yapılmalı yok ise Suriye bir bataklığa dönüşüyor' dediğinde hiç adım atmayanlar, bugün utanmadan Türkiye'ye ödev veremezler. Türkiye defalarca bu uyarıları yaptı. 'Bu gidişat iyi bir gidişat değildir' dedi. Esed giderse ne olacağını bilmiyoruz, kimin geleceğini bilmiyoruz mazeretiyle hiç bir adım atmayanlar, şimdi Türkiye'nin önüne şunu da yapın, bunu yapın diyemez. Suriye'nin geleceğini görmeden, tünelin ucunu bakmadan kimse Türkiye'yi bir maceraya sürükleyemez.'

'Türkiye'nin bütün terör örgütlerine karşı tavrı belli'

Türkiye kendi çıkarlarını korumak için her adımı atabileceğini ama buna kendisinin karar vereceğini bildiren Akdoğan, burada memleket çıkarlarının temel olduğunu aktardı.

Türkiye'nin bütün terör örgütlerine karşı tavrının da belirgin olduğuna dikkati çeken Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bunları devamlı açıklamıştır, Bakanlar Kurulu kararlarıyla da bunları ortaya koymuştur. AK Parti'nin varlık sebebi bu yönteme karşıdır, bu örgütlere karşıdır. Temel felsefesi, ana yaklaşımı farklıdır. Demokratik yöntemi seçen bir anlayıştayız. AK Parti, silahı, terörü, şiddeti kategorik olarak ret eden bir anlayıştır. Bu örgütlerle ilişkiliymiş gibi gösterilmesi kocaman bir bühtandır. Türkiye bu çeşit anlayışların, bu çeşit zihniyetlerin panzehiridir. AK Parti felsefesi, bu hastalıkların reçetesidir. Bu sebepten dolayı kimse AK Parti'yi böyle bir yaklaşım içerisindeymiş benzeri gösteremez. Medya manipülasyonlarıyla, kimse Türkiye'yi harekete geçireceğini düşünmesin. Türkiye, sağda solda çıkan yazılarla, haberlerle harekete geçirilebilecek, üstünde ameliyat yapılabilecek, psikolojik harekata tabi tutulacak bir memleket değildir. Bunlar hesaplı yöntemlerdir. Türkiye'nin abdestinde de şüphesi yoktur, namazında da şüphesi yoktur. Burada Türkiye'nin duruşu bellidir, istikameti bellidir, ne yapacaksa kendi iradesiyle yapar.'

Türkiye'ye sığınan Suriyeliler

Akdoğan, 1 milyon 528 bin Suriyelinin Türkiye'ye geldiğini anımsatarak, bu kullanıcılarını azami şekilde ağırlamaya çalıştıklarını kaydetti.

En son Kobani'den 140 bin göçmenin geldiğini hatırlatan Akdoğan, bunun da speküle edildiğini söyledi.

Akdoğan, 'Burada ilk andan itibaren Türkiye'nin yaklaşımı şu olmuştur. Mümkünse bu kişiler kendi sınırları içerisinde, kendi topraklarında kalsın, biz orada katkı edelim. Kendi topraklarında biz onlara katkı götürelim. Bu olmazsa, güvenlik riski varsa, birtakım örgütler nedeni ile zorlanıyorsa, o süre kapımız açıktır' diye konuştu.

 Türkiye'nin açık kapı politikası izlediğini dile getiren Akdoğan, kimlik, etnik köken ve mezhep sormadan muhtaç olana zaten kapılarının ve gönüllerinin açıldığını anlattı.

'Öncelikle menfaatlerini sorgulamaları lazım'

'Gönlü bu kadar varlıklı olan, katkı eden diğer bir memleket mevcut mı?' diye soran Akdoğan, 'Hangi Avrupa Birliği ülkesi hangi batılı memleket bu kadar göçmeni ağırlıyor. Elini cebine atıp da 'bu kişilerin mağduriyetini gidermek için ben şu adımı atıyorum' diyen bir memleket mevcut mı? Hiçbir maddi adisyona girmeden, onlara insanca hayat sunmaya çalışacağız bazıları de Türkiye'yi eleştirecek. Peki sen ne yapıyorsun? Hangi yaraya merhem oldun, bir ilaç ortaya koydun, katkı elini uzattın? Öncelikle bunların menfaatlerini sorgulaması lazım' değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, bütün mağdurlara, mazlumlara, muhtaçlara kapılarını açtıklarını, bundan sonra da açmaya devam edeceklerini belirtti.

Hiçbir siyasal hesap gütmeden bu politikayı devam ettireceklerini vurgulayan Akdoğan, ancak burada uluslararası toplumun dayanışmasının önemli olduğunu bildirdi.

'Türkiye kapsamlı bir Suriye politikası görmek istiyor'

Türk milletinin bunu tek başına göğüsleyeceğini, bu müşfikliğe sahip olduğunu dile getiren Akdoğan, şu ifadeleri kullandı:

'Uluslararası toplumun böyle bir derdi varsa, böyle bir erdem sergileyecekse doğru bulunan burada dayanışma içine girilmesidir. Sadece birtakım örgütlerle mücadelede ortak devinim edelim değil. Bu insani problemi gidermekte ne kadar ortak devinim edebiliyoruz. Siz hangi katkı elini uzatıyorsunuz. Bugüne kadar o bölgede, o katı diktatöre karşı savaş eden grupların hangisine destek verdiniz. Türkiye bu konuyu defalarca gündeme getirdi. Hangi adımı attınız. Şimdi yeni yeni birtakım adımlar atılıyor. Türkiye bu konu hakkında kapsamlı bir Suriye politikası görmek istiyor. Sonuç sebebi ile ne öneriyorsunuz, ne öngörüyorsunuz, Suriye ile ilgili, Irak ile ilgili tatminkar bir senaryonuz var mı? Bunları görmek gerekiyor. Mesele sırf bir örgütle savaş meselesi değil. Sonrasında ne öngörüyorsunuz? Nasıl bir bölge öngörüyorsunuz? Bu konularda zihinlerin netleşmesi gerekiyor.'

Akdoğan, Türkiye'nin kocaman bir memleket ve ulus olarak kendisine yakışanı yaptığını belirten Akdoğan, bugüne kadar doğru olanı yaptığını, bundan sonra da inşallah doğru olanı yapmaya devam edeceğini söyledi.

'AK Parti mühim bir sınavdan geçti'

Parti şekilde da mühim bir sınavdan geçtiklerini kaydeden Akdoğan, cumhurbaşkanın, başbakanın, umumi başkanın, kabinenin değiştiğini ve bunların sağ salim ve kocaman bir başarıyla gerçekleştiğini aktardı.

Akdoğan, bu başarının AK Parti'nin kurumsallaştığının işareti olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

'AK Parti camiası, ailesi burada kocaman bir ahlaki duruş sergilemiştir. Yeni Başbakanımızın, Genel Başkanımızın arkasında bütün o delegeler dimdik ayakta durmuştur. Daha öncesinde değişik düşünceler, teklifler, tartışmalar olabilir. Ama madem ki o gün kongrede tüm delegeler yeni umumi başkanımızın ardında durmuştur, geçmiş devir kapanmıştır. Birlik, bütünlük ve dayanışma içerisinde artık daima birlikte geleceğe yürüyoruz demektir. Önümüzde 2015 seçimleri var. Bunu tamamlarsak asıl muvaffakiyet tamamlanacak. Maçın ilk yarısını aldık, 30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri. İkinci yarısını da alırsak maçı almış olacağız. Bu sebepten dolayı rehavete kapılmadan, hiç tempoyu düşürmeden, soluk alıp vermeden arazide siyasal çalışmalara devam etmemiz gerekiyor.'

ETİKETLER: Türkiyeye , ödev , veremezler
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber