Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Tut Bizi Ey Oruç!

22 Temmuz 2012 - 17:05 Yorum: 0

TUT BİZİ EY ORUÇ!

Ramazan ayı, oruç ayı…

Bizler genelde oruç vecibemizi yerine getirirken “0ruçumu tuttum, tutuyorum” deriz.

Öyle mi acaba?

Biz mi orucu tutuyoruz; yoksa oruç mu bizi tutuyor?

“Tutma”,  “tutmak” fiilidir.

“Tutmak” ise; ele almak, ele geçirmek, yakalamak, sahip olmak, yer kaplamak, yerleşmek, desteklemek, korumak, engellemek, dikkate almak, belli bir seviyede kalmak, hizmetine almak vb. çok çeşitli anlamlara gelir.

Tutmak filinde bir niyet ve amaç doğrultusunda bir aksiyon, bir eylem, bir hareket söz konusudur.

Şimdi yeniden düşünelim…

Biz mi orucu tutuyoruz, koruyoruz, oruca sahip çıkıyoruz; yoksa oruç mu öfkeyle, hırsla, düşünüp taşınmadan,  geleceği hesap kitap etmeden, sadece bu dünya eksenli hareket ederek, zevkin ve hazzın bendesi, bedenin kölesi olma yolunda hareket eden bizlerin hayvanlık aleminde emekleyip durmaktan engelliyor, koruyor bizleri…

Ahsen-i takvim sırrına mazhar olmak için yaratılan insanı esfel-i safilin çukuruna düşmekten kim koruyor; düşenleri ise kim tutup çıkarıyor?

Bin aydan hayırlı bir geceyi bağrında taşıyarak, Cibril-i Emin’den yeniden bize nazil olmuşçasına gelen vahyi, kulu miraca çıkartacak namaz buketini, Efendiler efendisine bizleri hatırlattıran salatu selamları, kardeşliğin tesisini sağlamak için sadaka, zekat, fitre vb. bir çok güzellikleri heybesine koyarak gelen kutlu misafir, bize sahip olmak, bizi korumak, bizi sıratı mustağim yolunda kaim ve daim tutmak için mi geliyor; yoksa bizi ten, ruh, gönül, kalp evimizden etmek için mi geliyor acaba?

Oruç mu bizi günahlardan alıkoyuyor, yoksa biz mi orucu tutarak onu kötülüklerden alıkoyuyoruz.

Öfkeyle, gazapla, intikam ve bencillik duygularıyla köpürüp duran bendeleri oruç tutup sakinleştirmiyor mu?

Sadece insanları mı tutuyor?

Elbette değil?

Ramazan gelince şeytanların zincire vurulduğu, kolunda tutup sahip olduğu, koruyup sarmaladığı kişileri cennete buyur eden kim acaba?

Oruç değil mi?

O oruç ki, şeytanı, nefsi, enaniyeti, kibri, gururu, tutup sarmalıyor, frenliyor…

Oruç’un bir kalkan olduğunu yine Efendiler Efendisi ifade etmiyor mu?

Kim kime karşı kalkan görevini yapıyor?

Kime karşı, neye karşı kalkan oluyor?

O oruç ki, kişiyi hayvani duygulardan, firavunlara it hasretlerden uzak tutmuyor mu?

O oruç değil mi kendisine kulak verenleri sıratı mustağim üzerinde tutuyor.

Öyleyse neden “oruç tutum” diyoruz.

Oruç bizden kaçmıyor ki biz onu tutalım…

Tarafımızca da korunmasına da ihtiyacı yok ki…

Bilakis o kendinden kaçanları tutmak için her yıl kapımızı çalıyor.

Biz gitmiyoruz ona?

O bize geliyor.

Hem de her yıl bir önceki yıla göre daha erkenden gelerek.

Öyleyse Ey Oruç!

Tut beni, Tut bizi...

Sahip çık bize.

Tut ki bizi, yoksa korunamayız sensiz.

Tut bizi Ey oruç!

Şeytanları bağladığın gibi, bizleri de insi ve cinni şeytanlara karşı tut, koru…

Her biri manevi bir kanser olan benlik, kibir, enaniyet, şöhret, kibirlik… vb. amansız hastalıklara karşı tut bizi, koru bizi ey oruç!

Tut bizi Ey Oruç!

Yoksa korunamayız sensiz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI