Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

Ülkücü vicdanlara sesleniş

25 Ocak 2011 - 00:51 Yorum: 7

 

Ülkücü Hareket, halledilmesi gereken birçok sorunu olsa da gün bunları sorgulama günü değil; gün birlik - beraberlik ve bütünleşme günüdür dedi ve uyanış yolunda noktayı koydu. Ülkücü Hareket, bir bildiri ile de vicdanlara seslendi.

Ani harabelerinde kılınan Cuma namazını nasıl önemsemiş, bu hareketten sonra bir bayram namazı da Diyarbakır’da kılınmasını temenni etmiştim. Özellikle son dönemlerdeki yazımda “Uyanış” dilemiştim aziz Türk milletinden... Şimdi “Uyan Türk” konulu yazımın ardından bunun meyveleri görüyor olmaktan bahtiyarım. Ve, Allah’ıma şükrediyorum. 

Sözü uzatmıyor; Türk-İslam Ülkücülerinin “Güçbirliği Çağrısı”nı aynen uyanışı için dua ettiğim aziz Türk milletinin dikkatlerine sunuyorum:

“Ülkemizde uzun yıllardır malum çevrelerin siyasi iktidarları vesayet altına alma baskısı ve Türk milletinin inanç değerlerine yönelik düşmanca tavırları, bu günkü gayri milli

AKP iktidarını doğurmuş ve güçlendirmiştir.

Hızla değişen dünyada küresel güçler uluslararası dengeleri kendi menfaatleri doğrultusunda yeniden şekillendirirken, Türkiye'de iktidarı elinde bulunduran AKP, küresel güçlerin ayrıştırma ve yıkım projelerinde taşeronluk üslenerek hayat alanı aramaktadır.

ABD ve AB dayatması gayri milli politikalar sonucu, siyasi iktidar tarafından “Kürt açılımı” diye başlatılan proje ile ülkemizde uzun zamandır süren bölücü terör, siyasallaşma sürecine sokulmuştur.

İktidar partisinin açılım politikaları terör örgütü başı ile pazarlıklar başlatmış, Kandil’den inen terör örgütü üyelerine Habur Sınır Kapısında “özel hukuk” uygulatarak gövde gösterisi yaptırılmıştır. Bunu fırsat bilen örgütün siyasi temsilcileri özerklik, ikinci dil, ikinci bayrak, öz savunma birlikleri, Türklük kavramını anayasadan çıkarma, genel af, terör örgütü başını rnuhatap alma ve anadilde eğitim gibi ihanet taleplerini dayatma cüretini göstermişlerdir.

Ülkenin bir bölümü ateşe verilmiş ayaklanma provaları yapılırken iktidar elindeki medya gücüyle bazı çevrelerin darbe senaryolarını ve inanç düşmanlıklarını sahneye sürüp kamuoyunun dikkatlerini başka yöne çekerek milletin kafasını karıştırmaktadır...

Yine iktidar partisi anayasa referandumu sürecinde, yıllardır düşmanlık yaptığı Ülkücülerin 12 Eylül’deki acılarını istismar ederek kampanya yürütmüş ne yazık ki birçok Ülkücü bu tuzağa düşerek iktidarın figüranı olmuştur.

Referandum sonucundan cesaret alan iktidar partisi, 2011 seçimlerinden daha güçlü çıkarak yeni bir anayasa ile yıkım projelerini hayata geçirme gayretine girmiştir. Bu nedenle 2011 seçimleri Ülkücü camia için büyük önem kazanmaktadır.

Siyasi alanda Milliyetçi - Ülkücü seçmene hitap eden siyasi kuruluşlar iç bünyelerindeki anlaşmazlıklardan dolayı sıkıntı yaşamakta, iktidar partisi ise Ülkücülerin iç anlaşmazlıklarını çeşitli entrikalarla daha da derinleştirerek referandum sürecindeki gibi bundan siyasi rant sağlamanın hesaplarını yapmaktadır.

Ülkücü vicdanlara sesleniyoruz...

Ülkemiz bir karışıklığa doğru sürüklenirken, Türkiye sevdalısı Ülkücülerin dağınık olmasına kayıtsız kalamayız. Bu dağınıklığa son vermek için elimizi taşın altına koymalıyız.

Elbette Ülkücü hareketin halledilmesi gereken birçok sorunu vardır. Haksızlığa, vefasızlığa maruz kalanlar olabilir. Fakat gün bunları sorgulama günü değil; gün birlik - beraberlik ve bütünleşme günüdür.

Gün, gayri milli güçlerin karşısında Ülkücü güç oluşturma günüdür.

Vicdan sahibi, sorumluluk sahibi her Ülkücü görevi ne olursa olsun, özellikle yetki ve sorumluluk üslenmiş yönetici konumunda olanlar vebal altındadır.

Ülkücü hareketin yarım asra yaklaşan mücadelesinde Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük

Birlik Partisi ve diğer Ülkücü kuruluşların değişik kademelerinde sorumluluk üslenerek hizmet vermiş, davası uğruna işkence görmüş, istikbalini heba etmiş, ağır bedeller ödemiş bir kısım Milliyetçi Ülkücü Alperenler bir araya gelerek;

-Milletin ve Devletin bekası için dağınık haldeki Milli güçleri birleşmeye, bütünleşmeye davet ediyoruz. Türkiye sathındaki bütün Ülkücülerin ve şu an sorumluluk üslenmiş parti yöneticilerinin bu samimi çağrıya kulak vermelerini bekliyoruz.         .

Ülkücü iradenin ortaya koyduğu bu bütünleşme talebi Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi'nin yetkili kurullarında değerlendirilmeli, en kısa sürede formüle edilerek Haziran 2011 Genel seçimlerinde Ülkücü hareketin tek başına iktidara gelmesi sağlanmalıdır.

Bu samimi çağrıya kulak tıkayarak nefsine esir olan, şahıslara küsüp şehitlerimizin kemiklerini sızlatan, Türk-İslam davasını terk edip şahsi ikbal ve makama yönelerek gayrı milli iktidar partisinin saflarına geçen eski yol arkadaşlarımızı da büyük Türk milletinin vicdanına havale ediyoruz. Tarih bir şekilde onları yargılayacaktır.

Ülkücülerin birliği Türkiye'nin birliğidir. Türkiye'nin birliği, İslam Dünyası’nın birliğidir.

Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır...

Allah yardımcımız olsun.”

***

Uyanışın dalga dalga Anadolu sarması, oradan da Tür ellerine ulaşması umuduyla...

YAZARIN DİĞER YAZILARI