Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Güncel 30 Ağustos 2014 - 13:14 Yorum: 0

Ulusal güvenliğimizi tehdit eden çeteleri temizleyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapıyla ilgili, "Ulusal güvenliğimizin tehdidini bu tür çetelere asla yaptırtmayız. Onlara karşı mücadeleyi veririz ve onları da temizlemek durumundayız, bunu temizleyeceğiz" dedi.

Ulusal güvenliğimizi tehdit eden çeteleri temizleyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Al Jazeera Türk kanalında yayınlanan ve internet sitesinde de yer alan röportajında, Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'de Anayasa'nın kendilerine verdiği görevler neyse bu görevleri bu çerçevede yürüteceğini belirtti.

'Tabii bizim şu andaki sistemimiz bir başkanlık sistemi değil' ifadesini kullanan Erdoğan, şunları dile getirdi:

'Ama yarı başkanlık sistemine benzer bir yapı bizde mevcut ve bu yapı içerisinde bizler seçilmiş bir başbakan ve ilk defa halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak, birlikte el ele vermek suretiyle gerek ülkemizin gerekse bölgenin aynı zamanda uluslararası ilişkilerde farklı bir Türkiye'yi ki biz bunu seçimlerde 'Yeni Türkiye' adıyla sürekli işledik, inşa etmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Tabii çok yoğun bir çalışmaydı bu. Gerek demokraside gerek ekonomide çok yoğun bir çalışmayla geleceğe yürüyoruz. Öncelikle Türkiye'de tabii halkımızın bize olan teveccühü burada çok farklıydı. Biz partimizin şahsımı aday göstermesiyle bu seçime girdik. Ama ana muhalefet partisi ve diğer bir muhalefet partisi Türkiye'deki diğer muhalefet partilerini de yanına almak suretiyle 13-14 parti destekleyerek bir aday çıkardılar ve bunun yanında bir diğer aday daha vardı. Dolayısıyla üç aday yarıştık sonunda halkımızın yüzde 52'sinin oylarıyla cumhurbaşkanlığına seçilmiş olduk.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Tabii bu gelecek süreci çok farklı bir şekilde biz inşa edeceğiz ve bunun adı bir defa Yeni Türkiye... Yeni Türkiye tabii farklı olacak ve bu seçim bildiğiniz gibi ilk turda biten bir seçim oldu, ikinci tura kalmadı. İlk kez böyle bir şey gerçekleşmiş oldu. Bu noktada da çok anlamlı' değerlendirmesinde bulundu.

Göreve başladıklarından bu yana dokuzuncu seçimi geride bıraktıklarını anımsatan Erdoğan, 'Dokuz seçimde de sürekli olarak oylarını arttıran bir hareket ve sürekli olarak da halkımızın teveccühünü kazanan hamdolsun bir cumhurbaşkanı olduk' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

'Şimdi tabii biz burada inşallah atayacağımız değerli başbakanımızla beraber ve aynı zamanda ülkemizde şu andaki iktidarla el ele vererek, 12 yıllık tecrübemizi çok daha farklı bir şekilde işleyeceğiz. Bu deneyimi gerek cumhurbaşkanlığı makamı gerek iktidar makamı olarak dayanışma içerisinde Türkiyemizin ve ülkemizin tüm halkının imkanlarını daha da arttırma üzerine inşa edeceğiz ki aydınlık yarınların Türkiye'si çok farklı olsun. 2023 hedeflerine çok daha farklı ulaşalım istiyoruz. Bunu da başaracağız.'

'Değerler noktasında, fikri planda en ufak bir ayrılığımız söz konusu değil'

'Başbakan olarak neden Ahmet Davutoğlu'nun seçildiği'ne ilişkin soru üzerine Erdoğan, 'Şimdi tabii şunu özellikle ortaya koymak lazım; Görevlendirme noktasında yaptığım tüm istişarelerde, çok geniş kapsamlı bir istişare yaptım ve bugüne kadar yani bir başbakan olarak, bir genel başkan olarak hayatımı hep istişareler üzerine bina etmişim' ifadesini kullandı. Erdoğan, şunları söyledi:

'Çünkü bizim biliyorsunuz medeniyet perspektifimiz içerisinde istişarenin yeri çok farklıdır. İnancımızda da istişarenin yeri çok farklıdır. Ve Türkiye'de hiçbir siyasi parti bu denli geniş kapsamlı bir istişareye dayalı olarak adayını tespit etmez. Biz adaylarımızı da böyle tespit ederiz. Başbakan adayımızı da tespit ederken Türkiye genelinde partimizin özellikle tabanında bu işte söyleyecek sözü olan bütün arkadaşlarımızı en üst kuruldan en alt kurula kadar dinledik.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişareler sonucunda ve partinin tüm kurullarından alınan kanaatler neticesinde Davutoğlu'nun aday olduğunu hatırlatarak, 'Burada bir hassasiyet var. Tabii ben göreve geldiğimde, danışman olarak Ahmet Bey yanımda göreve başladı ama ben Ahmet Bey'i o gün tanımadım. Ahmet Bey'i daha geçmişten tanıyorum' dedi.

Davutoğlu'nun o dönemde üniversiteye dönme arzusunun olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Biz dedik ki 'Artık bak buraya kadar danışman olarak geldin, Abdullah Bey'in yanında çalıştın, şimdi bizim yanımızda çalıştın, bundan sonra sizi çok daha farklı görevler bekleyecek. Siz bugüne kadar teorisyendiniz. Şimdi bundan sonra bu işin pratiğini de yapmak suretiyle teoriyle pratiği bir araya getirecek ve ülkemize, milletimize bu şekilde çok daha faydalı olacaksınız'. Ve zaten değerler noktasında, fikri planda en ufak bir ayrılığımız söz konusu değil. Ve çalışkan bir kardeşimiz, arkadaşım. Buna inanıyorum, buna güveniyorum. Burada çalışmak çok önemli. Yani bu biraz böyle keyfilik kabul etmez, çok koşturmayı ister. Dışişleri Bakanlığında, bu noktada başarılı bir performansı Sayın Davutoğlu ortaya koydu. Şimdi de inşallah gerek ülke içi gerek ülke dışı beraberce koşturacağız. Bakanlarımızla beraber inşallah ülkemizi çok daha farklı bir yere taşıyacağız.'

'Devlet içerisinde devlet asla olmaz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Görev süresi dolan Sayın Abdullah Gül ile ilişkiniz nasıl?' sorusuna şu yanıtı verdi:

'Abdullah Gül'le aynen Dışişleri Bakanı olduğu zaman, kendisini cumhurbaşkanlığına aday gösterdiğimizde aramızdaki hukuk ne kadar sıcaksa şu anda da bu hukuk aynı şekilde sıcaktır. Tabii partimizin içerisine fitne sokmak isteyenler, tefrika sokmak isteyenler bu tür şeyleri 7 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde zaman zaman Abdullah Bey'le benim aramda, zaman zaman hanımlarımız arasında bu tür ayrılıkların olduğunu net işlemişlerdir, bundan sonra da işleyebilirler. Ama onların hiçbir zaman bu attıkları adımlar tutmamıştır, bundan sonra da tutmayacaktır. Çünkü biz sıradan bir parti değiliz. Bu bir davadır ve bu davaya gönül verenler artık inanıyorum ki kıyamete dek bu anlayış içerisinde o kardeşlik duygusu içerisinde bu hizmeti sürdüreceklerdir.'

'Paralel yapı ile çekişmeyi nasıl bir sonuca bağlayacaksınız?' sorusu üzerine Erdoğan, iktidarları döneminde, bu grubun, kendilerine önceleri bir cemaat anlayışı içerisinde yaklaştığını belirterek, 'Biz tabii elimizden gelen her türlü desteği ülkemizdeki yasalar çerçevesinde verdik. Fakat zaman içerisinde bu maalesef bir çeteleşmeye, bir mafyalaşmaya, bir paralel devlet yapılanması süreci içerisine girdi. Ve paralel devlet yapılanması olarak da bizim artık resmi kayıtlarımıza girmiştir' değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları vurguladı:

'Milli Güvenlik Kurulu olarak bu isimle artık tescil edilmiştir, böyle bir durumu vardır. Şu anda tabii kurumlarımız içerisinde bunların temizliğine yönelik çalışmalar başlamıştır. Cumhurbaşkanı olarak görev süreci içerisinde ben bunun mücadelesini devam ettirmeyi ulusal güvenliğimize bir tehdit olması sebebiyle yapmak zorundayım. Aynı şekilde başbakanım, aynı şekilde kabinemiz bu mücadeleyi tüm kurumlarımızla beraber sürdürmek durumundayız. Çünkü burada bir ulusal güvenliğimizin tehdidi söz konusudur. Biz ulusal güvenliğimizin tehdidini bu tür çetelere asla bir defa yaptırtmayız. Onlara karşı da bu mücadeleyi de güçlü olarak veririz ve onları da temizlemek durumundayız ve bunu temizleyeceğiz. Gerek ulusal gerekse uluslararası bazda bu mücadelemiz kararlı bir şekilde sürecek.'

Erdoğan, 'Tabii bunlar hep geçmişte cemaat diye anılmışlardır ama şunu söyleyeyim ki bizim Türkiye'de cemaatlerle bir problemimiz yoktur. Ama bunlar cemaat olmaktan çıkmış, artık bir çete haline dönüşmüştür ve daha da ileriye giderek devletin birimlerinde yapılanma içerisine girmiştir. Devlet içerisinde devlet asla olmaz' ifadesini kullandı.

'Bu mücadelenin nasıl olacağı' sorusuna da Erdoğan, 'Bunların hepsi başladı yapılmaya, bunlar yapılıyor şu anda, tabii. Bakın şu anda emniyet teşkilatı içerisindeki yapılanmada birçok isim şu anda hukukun genel çerçevesi içerisinde tutuklanmaya başladılar ve serbest kalacak olanlar serbest kalıyor ama tutuklanması gerekenler tutuklanıyor, daha işin başındayız' karşılığını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:

'Ama bundan sonraki süreç de bu aynı kararlılıkta devam edecek. Bu sadece emniyetteki yapılanmadır. Diğer kurumlarımızın içerisindeki yapılanmalar var. Bulundukları görev yerlerinden farklı yerlere bunların tayinleri çıkmıştır, bazıları açığa alınmıştır, bunlar devam ediyor. Birçok yasal düzenlemelerle, çünkü süreç itibariyle Meclis'in kapandığı bir zamana da tabii bu rastgeldi. Ama yeni yasama yılıyla birlikte bu çok daha kararlı bir şekilde sürdürülecektir.'

'Ülkemizde bir defa en ufak bir operasyona müsaade etmeyiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, röportajda dış politikaya ilişkin soruları da yanıtladı. 'Irak'ta bağımsız Kürdistan için çalışmalar yapıldığının' ifade edilmesi ve 'Türkiye Kürtleri açısından durum nedir?' sorusunun yöneltilmesi üzerine Erdoğan, 'Şimdi şunu çok açık net söylemek durumundayım. Bir defa Türkiye'de benim Kürt vatandaşlarımın sorunu noktasında, benim ne kadar sorunum varsa Kürt vatandaşlarımın da o kadar sorunu vardır. Yani böyle bir ayrımcılık falan söz konusu değildir' dedi.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

'Ama Türkiye'de maalesef bunu farklı bir perspektif içerisine oturtup 'Kürt sorunu' veya 'Kürt meselesi' diye ifade etmişlerdir. Yani buna Kürt meselesi dediğiniz zaman bunun karşısına Türk meselesi de çıkar, Laz meselesi de çıkar, Arnavut meselesi de çıkar, Arap meselesi de çıkar, Boşnak meselesi de çıkar bunların hepsi çıkar. Ama tüm ülkemizdeki etnik unsurların kendilerine has sorunları vardır ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu sorunları minimize eden AK Parti iktidarından başka bir iktidar olmamıştır, bunu biz başardık. Ve şu anda bu bölgelerin hepsinde madden ve manen altyapıdan üstyapıya varıncaya kadar birçok hizmetleri eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda bütün bunlarda bu hizmetleri vermiş bir iktidar olarak biz yolumuza devam ediyoruz. Şunu özellikle söylüyorum; Biz 780 bin kilometrekare üzerinde bir ülkeyiz. Ülkemizde bir defa en ufak bir operasyona müsaade etmeyiz. 36 etnik unsur vardır bizim ülkemizde. Hepsi de bizim açımızdan birdir, aynıdır ve benim için Türk neyse Kürt de odur, Arap da odur, Boşnak da odur, Arnavut da odur. Hepsini, 'Yaradılanı severiz yaradandan ötürü' anlayışıyla seviyorum, seviyoruz.'

'İnşallah Irak, birlik beraberlik içerisinde yeniden ayağa kalkar diye dua ediyorum'

Kuzey Irak'taki gelişmelere de değinen Erdoğan, 'Biz bir defa Irak'ın genelinde toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Bölünmesini asla arzu etmeyiz. Son gelişmeler bizi ciddi manada üzmüştür. Yani biz orada ne mezhepsel bir ayrışmayı ne etnik bir ayrışmayı arzu etmiyoruz' değerlendirmesini yaptı.

Irak halkının bir ve beraber olmasını istediklerini dile getiren Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:

'Fakat tabii ki bu son gelişmeler, Suriye'deki gelişmelerde bağlantılı olarak bu şekilde gelişmesi hepimizi yaralamış, bölgeyi yaralamış, tabii ister istemez burada birçok tavırları almak zorunda kaldık, kalıyoruz. Bunun bir an önce aşılması, tabii bizim de en önemli sorunumuz. Geçmişte Maliki ile olan süreç maalesef hiç iyi gitmedi. Bizim onlarla ilişkilerimiz çok çok ileriydi ve kendilerine her alanda her türlü desteği verebileceğimizi söylememize rağmen bu tür uyarıları yapmamıza rağmen dinlemediler ve şu anda onun bedeli ödeniyor. Fakat Meclis'te başkanın seçilmiş olması, ardından cumhurbaşkanının seçilmiş olması, ardından da başbakanın seçilmiş olması, şimdi artık kabinenin bir milli mutabakat hükümeti olarak gerçekleşecek olması umutlarımızı yeşertiyor. Şimdi onun beklentisi içerisindeyiz. İnşallah Irak, birlik beraberlik içerisinde yeniden ayağa kalkar diye dua ediyorum.'

'ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in, Irak'ta çözümün Kürt, Sünni ve Şii federasyonlardan geçtiği' şeklindeki sözlerinin hatırlatılmasına ve 'Komşuların evinde federasyon sizin için ne ifade ediyor?' diye sorulması üzerine ise Erdoğan, 'Tabii onların başından itibaren arzuları buydu. Yani Irak'ı bölmek ve bunların tabii haritalarını falan gördük. Ama bir bölünmüş Irak ne yapar, bütün o gücü kaybettirir ve içerideki bu çatışmalar hiçbir zaman bitmez. Bu tabii çok çok tehlikeli bir süreç. Yine ben bütün bunlara rağmen Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasını savunuyorum. Böyle bir bölünme meydana geldiği zaman da burada tabii yapılacak artık herhangi bir şey de kalmayacaktır. Ama arzumuz toprak bütünlüğünü savunmaktır, Irak'ın birliğini, beraberliğini savunmaktır. Çünkü ne kadar birlik beraberlik güçlü olursa o ülke o kadar güçlü olur' cevabını verdi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber