İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV), İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak uluslararası toplumu hemen harekete geçmeye çağırdı. 

MÜSİAD Genel Merkezi'nde düzenlenen 'İsrail'i telin, Gazze'ye acil yardım' konulu basın toplantısında konuşan İDSB Genel Sekreteri Ali Kurt, Filistin topraklarının işgal edildiğini belirterek, vatan nüfusunun iki sert kadar Filistinli'nin vatan dışında mülteci konumunda olduğunu söyledi.

Gazze'yi açık hava hapishanesi şekilde niteleyen Kurt, 'Yıllardır devam eden ambargo ve abluka altında, yaşam damarları kesilerek özgür dünyanın gözü önünde çoluk çocuk, bayan sivil demeden günbegün acımasızca katil kurşunlara hedef olmaya terk edilen bir Gazze var. Batı Şeria sahasında binden çok Filistinli'nin delilsiz suçlamalarla tutuklanmasının ardından 7 Temmuz'da başlayan çok çok yönlü saldırılar temposunu artırarak ikinci haftasını doldurdu' diye konuştu.

Kurt, İsrail'in saldırılarının Hamas ve El-Fetih arasındaki uzlaşmadan sonra başladığına dikkati çekerek, Gazze'de yaşananların yargısız infaz olduğunu kaydetti.

Saldırıların çoğunun sivillere yönelik olduğuna belli eden Kurt, şöyle devam etti:

'Ellerinde oyuncaklarıyla yiyemedikleri çikolatalarıyla katledilen masum minikler vicdanları nasıl harekete geçirmez? Bugün 21. yüzyılda göz göre göre yapılan bombardımanla plajlarda çocukları katletmeyi alışkanlık biçimine getiren bir terör devletiyle insaflı Yahudilerin dahi karşı çıktığı sivil bir katliamla karşı karşıyayız. İsrail, ramazan günlerinde Gazze'nin şahsında gerçekte hepimizin, bütün İslam dünyasının kutsallarına saldırıyor.'

İDSB, bütün dünyaya çağrı yaptı

Kurt, İDSB öncülüğünde toplanan sivil cemiyet kuruluşlarının mahalli ve uluslararası bazda yapması gereken çağrılar meselesi için ise şu değerlendirmelerde bulundu:

'İsrail'in bütün insanlık değerlerine hücum niteliğindeki bu orantısız kuvvet kullanması hemen engellenmeli, BM bir defa olsun uluslararası vicdanın sesi olmalı, yüklendiği sorumluluğunun hakkını yerine getirmelidir. 2006'da beri sürdürülen ve bir açık hava hapishanesine çevrilmiş olan Gazze üstündeki abluka kayıtsız şartsız ve gecikmeden kaldırılmalıdır. Saldırılarda yaralanmış ve mağdur edilmiş binlerce kişiye yönelik insani yardım ve sıhhat hizmeti noktasında gereken her çeşit kolaylık ve itimat ortamı sağlanmalıdır. İsrail'in keyfi yürüttüğü tutuklama kampanyasıyla özgürlükleri ellerinden alınan Filistinliler hemen serbest bırakılmalıdır.'

Olayların yasal boyutunu ihmal etmeden İsrail'in saldırgan tutumuyla insan haklarını ihlal ettiği, bu saldırılar ve başvurduğu yöntemlerle harp suçu işlediği gerçeğinin üzerine gideceklerini ve suçlular yargı önünde hesap verene kadar bu haksızlığın takipçisi olacaklarını ifade eden Kurt, BM, AGİT ve ilgili uluslararası yasa ve karar mekanizmalarının üstlerine düşüş gösteren görevleri yerine getirmesi, bu doğrultuda İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nin aktif şekilde devreye girmesi gerektiğini vurguladı.

Kurt, İslam dünyasındaki vatan yönetimlerinin bu zulüm karşısındaki sessizliğini kınadıklarını belirterek, 'Kendilerini bu haksızlığa karşı çıkmaya ve katliama 'dur' demeye çağrı ediyoruz. İsrail'in saldırganlığına ekonomik destek sağlanmasının bir nevi suça müşterek olmak anlamına geldiğini vurgulayarak, bu katliamlara karşı tepkiyi bir sivil cemiyet dayanışması biçimine dönüştürmek istiyoruz' ifadelerini kullandı.

'Anadolu Ajansı, Gazze'nin sesi oldu'

TGTV Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Hamza Akbulut da yapay bir devlet olduğunu söylediği İsrail'in İslam dünyasına sokulan bir 'Truva atı' olduğunu dile getirdi. 

Batının olanca gücüyle İsrail'in arkasında olduğunu dile getiren Akbulut, yaşananların dünya kamuoyuna yansımadığını kaydetti.

Akbulut, Yahudi lobisinin dünyadaki gücüne değinerek, 'Medya endüstrisi Yahudinin elindedir. Dünyanın ekonomik gücüne de onlar hakim. Anadolu Ajansı benzeri değerli ajansımız yardımı ile Türkiye'de Filistin'de yapılanlar bilinmektedir. Filistin ve Kudüs meselesi, bütün İslam dünyasının meselesidir' diye konuştu.

Deniz Feneri, Türkiye genelinde kampanya düzenleyecek

Deniz Feneri Derneği Başkanı Mehmet Cengiz ise Gazze'den alınan haberlerin iç açıcı olmadığını anlatım ederek, saldırılar sebebiyle Gazze'nin harabeye döndüğünü belirtti.

Dünyanın sessizliğini koruduğuna dikkati çeken Cengiz, yardım kuruluşlarının ellerinden geleni yaptığını aktardı.

Cengiz, yardım faaliyetlerinde maddi kaynak problemi yaşandığını dile getirerek, 'Gazze'nin tekrardan imarı noktasında çok çok büyük kaynaklara ihtiyaç olacak. Türkiye kadar kuvvetli çaba gösterecek bir vatan de yok. O nedenle Ramazan Bayramı'ndan öncelikle bütün medya kuruluşlarının müşterek yayın yapacağı, bütün yardım kuruluşlarının yer alacağı çok çok mühim bir yardı kampanyası yapmayı planlıyoruz' ifadelerini kullandı.

İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) Başkanı Hüseyin Korkut, imam hatip neslinin Filistin davasını sahiplendiğini aktararak, davanın seslendirilmesinde itici kuvvet olduğunu söyledi.

Mezunlarının oldukça çok sivil cemiyet kuruluşunda aktif şekilde çalıştığını kaydeden Korkut, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin davasını en yüksek sesle savunan önder olduğunu, imam hatip camiası şekilde bunu önemsediklerini kaydetti.

Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici'nin de katıldığı toplantıda, Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Necati Ceylan, İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç, Yeryüzü Doktorları Başkanı Kerem Kınık da Gazze'de yürütülen çalışmalar ile ilgili bilgi verdi.