Seyran Park
Refah Partisi
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Sami Er
Ramazan Durmuş

Uyan ey ehlivatan!

12 Ağustos 2015 - 08:53 Yorum: 1

Şartlar ağırlaşıyor, sorumluluklar artıyor.

Gelişmeler oldukça vahim ve “Tek Türkiye” diyenler için uykunun hiç zamanı değil...

Çünkü aziz Türk milleti ve vatanı her yönden ateş altında...

7 Haziran seçimlerinin ardından iki ay geride kaldı ve sorumluluk sahipleri benlik mücadelesi yaşanıyor.

Tüm bu gelişmeler içinde 7 Haziran’ın şımarıkları Türkiye’nin geleceği düşünülmeden medyada allanıp pullanıyor umut olarak... Yaptıkları her açıklama topluma şırıngalanıyor... Sahte gülücükler, sahte demokratlıklar görmezlikten geliniyor.

Ateş tüm vatanı sararken geçen hafta yaşanan bir gelişmeye ise şanlı medya adeta görmezden geldi. Anlı şanlı medya mensupları ile buluşacakken Brüksel’e uçan zatın temasları değil temasları gizleyen açıklamaları kamuoyuna sunuldu.

Oysa gerçekten temaslar önemliydi… Bir kere bebek katillerinin Avrupa uzantıları ile görüşmenin akabinde yapılan açıklama ve gelinen nokta çok önemli.

Örgüte silah bırakılması çağrısı yapan bu barış oğlanının eşbaşkanının bebek katili terör örgütüne övgüler dizdiği de dikkatlerden kaçırıldı adeta… Hatta Başbakan bile “Silahı bırak” çağrısını geç de olsa olumlu fikrini öne sürdü…

Tüm bunlar olurken başımıza barış neferi kestirilen zatı muhterem yanına gittiği ağababalarından aldığı direktifle çok tehlikeli girişimlere imza attı Türkiye adına...

Birleşmiş Milletler’e çağrılarda bulundu. Bununla kalmadı, NATO’yu harekete geçirmeye çağırdı.

Bu gelişmeler yaşanırken kimseden çıt çıkmıyordu. Sosyal medyadan tepkimi ortaya koydum.

Selo, NATO’da hain arıyor diye tepki verdim. Ülkesini uluslararası platformlara şikayet eden esas oğlanı hala şirinleştiren bedhahlar, sizin kökünüze limon sıkmalı diye haykırdım! Birleşmiş Milletler’e başvuru girişimini, iyi oğlan ile iyi kızın sinsi planı olarak gördüm.

Benim gördüğümü başkaları görmedi ki; elbette gördü. Ama dedik ya onlar pofpoflamakla meşguller.

Oysa Türkiye üzerindeki şer ittifakının merkezinin Brüksel olduğunu sağı sultan bile biliyor.

Uyuyanlara bir kere daha hatırlatalım ki; Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Bey de bu konuya dikkat çekerken şunları söylüyordu:
“-Brüksel, Türkiye’nin etnik temelli bölünmesinin, PKK-Türkiye hükümeti arasındaki ilişkilerin düzenlendiği yer ve müzakere sürecinin kontrol merkezidir. Zannediyorum eğer bir kopuş olmuşsa, onu tekrar düzenlemek açısından Brüksel’de yeni direktifler alma ihtiyacı hissedilmiştir. Bu Brüksel ziyaretinin içerisinde hükümet de vardır. Brüksel’e gidiyorlar, Erbil’e gitmiyorlar."

İşte geldiğimiz nokta...

PKK terör örgütünün kanlı saldırıları, artan şehadetler tahammül eşiklerini aştı, milli infiale yol açtı. Düşmanca, alçakça saldırılar karşısında aziz Türk milletinin dayanma ve katlanma gücü kalmadı.

Devlet otoritesi sarsılıp birlikte yaşama iradesi kırılırken PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatlarla vatanımın her yanında cirit atmaya başladı.

Ne acıdır ki barış elçileri olarak görülenler Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef almaya başladılar. PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapıyorlar. Hatta ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırıyorlar. Yine burada Devlet Bahçeli Beyin şu uyarısı çok önemlidir:

“-HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ne yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir.”

Elbette anlayana...

Bir kere daha tekrarlıyorum!

Terörü azdıran...

Terörü destekleyen...

Tezgah senaryolar uyduran...

Mazlum kılığında zalimlik yapan...

Maşaları öttüren...

Herkesten ama herkesten davacıyım! Evet hiçbirinizin yatacak yeri yok. İnanıyorum ki, vade gelip 2 metre kefenle indirilecekleri toprak da ihanet sürecinin kahramanlarından davacı olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI