Her zaman iğneyi kendime çuvaldızı başkasına batırma yönünde bir hayat felsefem vardır. Bu yüzden her zamanki gibi iğneyi kendime batırarak yazıma başlamak istiyorum. Son günlerde gerek görsel gerekse yazılı basın yayın organlarının gündemini meşgul eden Belediye Tanzim Satış Ofislerinin durumlarına değinmek istiyorum naçizane.
Zaman içerisinde bahçeli evi olan ve bahçesinde köpek besleyen vatandaşın biri verandasında oturduğu esnada beslediği köpeğinin ağzında bir tavşanla birlikte komşu bahçesinin çitlerinden atlayarak bahçeye girdiğini görünce hemen oturduğu yerden kalkarak köpeğinin yanına gittiğinde komşusunun çocuğu ait olan tavşanı köpeğinin ağzında görünce telaşa kapılır ve köpeğin ağzından tavşanı alıp düşünmeye başladığı sırada bu durumu o küçük çocuğa açıklayamayacağına karar vermesi üzerine tavşanı bir güzel yıkayıp kuruttuktan sonra kimselere görünmeden bahçe duvarından geçerek tavşanı kendiliğinden ölmüş olarak göstermek için tekrar kafesin içerisine kayorak oradan ayrılır. Bir müddet sonra komşunun bahçesinde çocuk ağlama sesi duyaması üzerine hiç bir olaydan haberi yokmuşcasına bahçe duvarına yaklaşır ağlamakta olan kızını teselli etmeye çalışan bir babanın çekmiş olduğu ızdırabı görür ardından neler olduğunu sorduğunda komşusunun kendisine kızının dün ölen tavşanını gömdükleri yerden çıkartarak temizleyip tekrar kafesin içerisine koyupta kızına aynı acıyı yaşatan bu nasıl bir zihniyet cevabını alınca hiç bir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını anlayan adan mahçup tavırlar sergilerek evine döner.
İşte tam da burada anlatmak istekdiklerimin cuk diye oturduğu kıssadan hisse ile başladım yazıma yani hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir. İstanbul ve Ankara illerinde faaliyetlerine başlayan Belediye Tanzim Satış Ofislerinin neden sadece bu iller ile sınırlı kaldığı neden aynı zamanda Türkiye'nin diğer illerinde faaliyet göstermeye başlamadıkları yoksa Türkiye' nin bu iki Vilayet'ten mi ibaret olduğu ister istemez aklıma soru olarak geliyor. İstanbul'a kar yağmaz ise Türkiye'ye kış gelmezmiş mantığı ile İstanbul'da kurulan tanzim satışların tüm ülkede ucuzluğa sebep mi olacağı düşünülüyor. Aklımda deli sorular. Vatandaşın ucuza sebze ve meyva almalarını sağlamak için daha doğrusu ucuza kelimesi biraz abes oldu yani normal değerlerinde almaları için tanzim satışların diğer illerde bu kadar hızlı kurulmamasının ve faaliyet göstermemesinin bir tek cevabı oluyor bende o da bu uygulamanın İstanbul ve Ankara illerinde başlatılarak seçim yatırımı ve reklamı olmasıdır. Bir çok yazıda bu tanzim satışların tamamen zararına ürün sattıkları ve Belediyeye maliyet olarak bayağı bir külfet olduğu yönünde açıklamalar bulunmaktadır. İşte tam burada yine aklıma deli sorular geliyor eğer denilen gibi bu iki Büyükşehir Belediyeleri zararına bu işi yapıyor ise bu zararı kimin karşıladığı veya kimlerin sırtına vurulacağını sormadan geçemeyeceğim. Zarardan ötürümü diğer illerde Belediye tanzim satışların hala kurulmayarak vatandaşın kazıklanmasına göz yumuluyor.
Umut ediyorum aklımda ki sorulara cevap bulduğumda siz değerli okurlarımız ile paylaşabilirim.
Saygı ve Sevgilerimle Kıymetli Okurlarımız.