Medical Park Uşak Hastanesi Anastezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr.Murat Turan, kalbi durduktan sonra yeniden hayata döndürülen hastalarda beyin hasarı oluşmaması için yoğun bakım ünitesinde uyguladıkları Terapötik Hipotermi "Hasta soğutma yöntemi" tedavisi hakkında bilgi verdi.

Turan, Dünyada ve ülkemizde kardiyovasküler nedenlerin birinci ölüm nedeni olduğunu belirtirken, herhangi bir nedenle kalbi durmuş hastalara yapılan yeniden canlandırma sonrası hastanın kalp ritmi eskiye dönse bile, oksijensiz kalmaya bağlı olarak beyinde hasar meydana geldiğini söyledi. Yoğun bakım ünitesinde gerçekleştirilen özel tedaviler ile beyinde oluşabilecek hasarlar en aza indirilebiliyor ya da tamamen ortadan kaldırıldığına değine Dr. Turan şöyle devam etti; "Hastaya canlandırma yani Kardiyopulmoner resusitasyon (CPR) uygulandıktan sonra spontan dolaşım sağlanan, uygun hastalara, nörolojik geri dönüşün başarılı olmasını sağlamak için ilk 4-6 saat içinde vücut ısısının 32-34 °C'ye indirildiği ve hedef ısıya ulaştıktan sonra 12-24 saat (ortalama 18 saat) bu düzeyde sabit tutulması işlemine terapotik hipotermi denir. Düşük vücut ısısı, Beyin ödemini, Konvülziyon aktivitesini, Metabolik ihtiyacı, Bunlarla ilgili gelişecek komplikasyonları azaltmaktadır. Modern cihazlar sayesinde hasta için uygun olan ısıya hedeflediğimiz sürede gelebiliyoruz. Bu yöntemde daha önceleri daha çok buz kalıplarıyla, soğuk serumlarla hastanın vücut ısılarını düşürmeye çalışıyorduk ve hedefteki ısıya, 32, 34 derecelik ısıya, çok uzun sürede veya istediğimiz sürede gelemiyorduk. Ancak yeni çıkan ısı hedefli cihazlar sayesinde bu ısıya hedeflenen sürede gelebiliyoruz ve 24 saat boyunca da bu ısıda kalabiliyoruz. Dolayısıyla sonuçlar da daha başarılı ve yüz güldürücü oluyor."

KALBİN DURMASI EN ÇOK BEYNİ ETKİLİYOR

Başta kalp krizi olmak üzere birçok hastalık, kazalar, travmalar ve yaralanma, kalbin durmasına neden olabildiğini belirten Dr. Turan; "Zamanında müdahale ile duran kalp yeniden çalıştırılarak, hastanın yeniden hayata tutunması sağlanabilir. Kalbin, kısa süreliğine de olsa vücuda kan pompalayamaması ve oksijeni organlara ulaştıramaması, başta beyin olmak üzere vücuttaki tüm organların fonksiyonlarında bozulmalara yol açabilir. Oksijensiz kalan diğer organ hasarları yapılan tedaviler ile giderilebilirken, beynin bu durumdan etkilendikten sonraki geri dönüşü daha güçtür. Beyinde ortaya çıkan sorunlar nedeniyle kişi, küçük sakatlıklar yaşayabileceği gibi yaşamı boyunca yatağa mahkum da kalabilir. Hipotermi yönteminde, oksijensiz kalan beyin hücrelerini korumak için ilk 12 saat içinde vücudun belirli bölgelerini saran ve içinden soğuk su akımının geçtiği pedler yardımı ile terapötik hipotermi cihazı tarafından soğutma uygulaması yapılarak, tüm vücut soğutulur. Vücut ısısı 37 dereceden 33-34 dereceye düşürülerek, yaşam destek ünitesine bağlı olan kişinin beyin hücrelerinin zarar görmesi engellenir. Bu sırada anestezik ilaçlarla uyutulan hasta, 24 saat sonra vücudu yeniden ısıtılarak uyandırılmaya başlanır. Hastanın şok yaşamaması için vücudun ısıtılması, yaklaşık 24 saatlik bir zaman dilimine yayılmalıdır. Dakikalarca kalbi duran ancak kalbi yeniden çalıştırıldıktan sonra yoğun bakımda soğutma yöntemi tedavisi uygulanan hastaların beyin hücreleri çok az bir hasar ile kurtarılabilir. Zamanında yapılan müdahale, sıkı bir yoğun bakım takibi ve deneyimli bir ekiple bir çok hastanın başta beyni olmak üzere diğer organlarının hiçbir hasar görmemesi sağlanabilmektedir." Dedi.