Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Güncel 22 Ekim 2014 - 15:33 Yorum: 0

"Zulümden kaçan insanlar"

Hacettepe Üniversitesi'nce yapılan "Türkiye'deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması"na katılanların yüzde 72,2'si Suriyelileri “zulümden kaçan insanlar, misafirlerimiz, din kardeşlerimiz” olarak tanımladı.

'Zulümden kaçan insanlar'

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi'nde bin 501 şahıs üstünde yapılan 'Türkiye'deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması'na katılanların yüzde 72,2'si Suriyelileri “zulümden kaçan insanlar, Türkiye’deki misafirlerimiz, din kardeşlerimiz” olarak tanımladı. Araştırma raporunda, bu oranın Suriyelilerle ilgili toplumsal kabulün yüksek olduğunu gösterdiği belirtildi. 

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, düzenlediği matbuat toplantısıyla 'Türkiye'deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması'nın sonuçlarını matbuat mensuplarıyla paylaştı. 

Erdoğan'ın verdiği bilgiye göre, tetkik 20 ilde 18 ıslak üstü bin 501 şahıs ile 3-12 Ekim 2014 tarihleri içinde yapılan görüşmelerle gerçekleştirildi. 

Araştırmanın yapıldığı 15 il “bölge dışı”, Adana, Gaziantep, Hatay, Mardin, Şanlıurfa illeri ise bölge illeri olarak nitelendirildi. Görüşülenlerin yüzde 57,5’u evli, yüzde 38’i bekar; yüzde 49,7’si kadın, yüzde 50,3’ü erkek. Kamuoyu araştırmasında “anadili” sorusu ile etnik ipuçları yakalanmaya çalışıldı. Ayrıca siyasi parti eğilimleri, ıslak grupları ve Suriye sınırına yakın bölge illeri ile bölge dışı vilayetler arasındaki farklılıklar da gözlenmeye ve çapraz tablolar ile analizler yapıldı.

Araştırmada derinlemesine mülakatların 72'sinin Suriyeli, 72'sinin de mahalli halktan olmak üzere 144 şahıs ile şubat ve martta yapıldığı belirtilirken, bununla beraber 21 milli ve 56 mahalli medya kuruluşunun web üstünden paylaştığı haberlerin incelendiği kaydedildi. 

'Suriyelilerin yaşadığı en iri hüzün kayıt'

Türkiye’deki Suriyeliler konusunun, son üç senenin en ciddi gündem maddelerinden bir tanesi olduğuna dikkati çekilen raporda, Ekim 2014 itibari ile sayıları 1 milyon 565 bin şekilde açıklanan Suriyelilerin yüzde 86’sından fazlasının, yani 1.4 milyonunun Türkiye’nin tüm bölgelerine yayılmış halde kamp dışında toplumla ortak yaşadığına vurgu yapıldı.

Raporda, İçişleri Bakanlığı yönünden yapılan açıklamalar hatırlatılarak, Türkiye’deki sırf 9 ilde Suriyelinin bulunmadığı, bunun dışındaki 72 ilde Suriyelilerin yaşadığı belirtildi ve 'Türkiye’deki Suriyeliler meselesinde yaşanan ikinci ciddi husus da kayıtlamadan yaşanan sıkıntılardır. Ekim 2014 itibari ile Türkiye’deki Suriyelilerin sırf yüzde 57’si kayıt altına alınabilmiştir. Geriye kalan 600 binin üstündeki Suriyelinin kayıt altına alınmasına çalışılırken, bir taraftan da yeni girişler gerçekleşmektedir' bilgilerine yer verildi. 

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler karşısında bugüne kadar ortaya konulan tavrın, Türk halkının insani bir kazanımı olduğuna dikkat çekilen raporda, şu ifadelere yer verildi:

'Ancak bu vaziyet hızla tüketilme riski taşımaktadır. 3,5 yıldan bu güne 1.5 milyonu aşkın insanı konuk eden, vatan kaynaklarından 4.5 milyar doların bu kriz için kullanılmasını nerdeyse hiç hüzün etmeyen ve tüm haksız rekabet ve güvenlik risklerine karşın tepkilerini aşırı kısıtlı anlatım eden Türk toplumunun Suriyeliler meselesinde nasıl bir algıya sahip bulunduğu konusu, ati stratejilerin belirlenmesi bakımından son derece önemlidir.' 

Türk toplumunun Suriyelileri kabul kuru yüksek

Türkiye toplumunun tamamının Suriyeliler algısının ölçülmeye çalışıldığı tetkik raporu, 3,5 yıldır Türkiye’de yaşayan ve 1.5 milyonu aşan nüfusun gündelik hayatına direk yansıyan pek aşırı tesir ve risklerine karşın Türk toplumunun Suriyeliler konusundaki toplumsal kabul seviyesinin son derece yüksek olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya katılanların yüzde 64,6'sı 'Suriyeli mültecilerin dinine, diline, etnik özelliğine bakılmaksızın kabul edilmesi insanlık görevimizdir' önermesini destekledi. 'Sığınmacılar harp sürüyor olsa dahi ülkelerine art gönderilmelidir' şeklindeki provokatif önermeye verilen destek yüzde 30,6 olsa da buna karşı çıkanların ve önermeyi reddedenlerin oranı yüzde 57,8 şekilde gerçekleşti. Araştırmada, 'Bu yaklaşımın esas insan haklarına duyarlılık bakımından da, toplumsal kabul bakımından da son derece ciddi ve kıymetli bulunduğu düşünülmektedir' denildi.

Suriyeliler nasıl tanımlanıyor?

Raporda, Suriyelileri “zulümden kaçan insanlar”, 'Türkiye’deki misafirlerimiz” ve “din kardeşlerimiz”  şekilde tanımlayanların oranının yüzde 72,2 bulunduğu kaydedildi. Raporda, bu verilere dayanılarak Türkiye genelinde Suriyelilerle ilgili toplumsal kabulün yüksek bulunduğu yorumu yapıldı. 

Raporda bu konuyla bağlantılı şekilde şu ifadelere yer verildi:

'(Sığınmacılar harp sürüyor olsa dahi ülkelerine art gönderilmelidir) şeklindeki provokatif önermeye verilen cevap ilginçtir. Türk halkının  bu önermeye verdiği destek yüzde 30,6 olsa da buna karşı çıkanların ve önermeyi reddedenlerin oranı yüzde 57,8’dir. Bu yaklaşımın esas insan haklarına duyarlılık bakımından da toplumsal kabul bakımından da son derece ciddi ve kıymetli bulunduğu düşünülmektedir.

Dikkat çekimli bir şekilde Suriyelilere yaklaşımda insani gerekçeler, tarihi ve coğrafi zorunluluklar, din kardeşliği ve son şekilde da etnik kardeşlik gerekçelerinden daha güçlüdür. 3,5 yılda 1.5 milyondan aşırı sayıdaki Suriyeliyi kabul eden bir toplumun bu yaklaşımı, toplumsal kabul bakımından son derece müspet bir manzara şekilde okunabilir.'

Yüzde 30'u katkı yaptı

Araştırmada ortaya çıkan bulgular, araştırmaya katılanların sadece yüzde 30’unun bir şekilde Suriyeliler için katkı yaptıklarını, maddi-manevi destek verdiklerini, lakin yüzde 68,3’lük bir bölümün konuya ilgisiz kaldığını gösterdi. 

Araştırmaya katılanların 70,7’sinin Türk ekonomisinin mültecilerden ötürü ziyan gördüğü görüşüne sahip bulunduğu belirtildi. 

Araştırmada umumi ortalamada “Suriyeliler işimizi elimizden almaktadırlar” önermesine desteği yüzde 56,1 olurken, bölge illerinde bu önermeye destek verenlerin oranı yüzde 68,9 bunun şeklinde aşırı yüksek oranda gerçekleşti.

Araştırma raporunda, Türkiye’deki Suriyeliler bakımından yaşanan en ciddi sorunlardan bir tanesi ve hatta orta ve uzun vadede en önemlisinin Suriyeli mültecilerin çocuklarının eğitime ulaşma meselesinde yaşadıkları problemler bulunduğu vurgulandı. 

“Türkiye’deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum” başlıklı tetkik çerçevesinde gerçekleştirilen kamuoyu araştırmasında, Türk halkının Suriyelilerin Türkiye’de kalışları konusundaki öngörü ve beklentileri de ortaya çıkarıldı. “Sığınmacılar harp sürüyor olsa dahi ülkelerine art gönderilmelidir” biçiminde formüle edilen soruya destek verenler yüzde 30,6’da kalırken, art kalanlar bu önermeyi desteklemedi.  

Suriyelilerle ortak hayat ve komşuluk ilişkileri 

Araştırma, Türk toplumu “Suriyeliler ile kültürel şekilde tıpkı olduğumuz” düşüncesine aşırı sıcak bakıldığını ortaya çıkardı. Bu önermeye destek verenlerin oranı sırf yüzde 17,2’de kaldı. 

“Suriyeli biri ile komşuluk yapmak sizi huzursuz eder mi?” sorusuna 'evet' yanıtını verenler yüzde 49,8 olurken “hayır” diyenler ise yüzde 50,2 oldu. 

'Savaş bittikten sonra'

Araştırmada, Türk toplumunun yüzde 45,1’inin Suriyelilerin tamamının döneceğini bekledikleri, art kalan yüzde 54,9’unun Suriyelilerin Türkiye’de tamamının yada bir bölümünün kalacağı görüşüne sahip olduğunu ortaya koydu. 

'1 milyon Suriyelinin kalıcı olabileceği algısına sahibiz'

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Erdoğan, araştırmaya ait yaptığı değerlendirmede, Türkiye'de olan 1.5 dolayındaki Suriyelinin 1 milyondan fazlasının Türkiye'de kalacağına dair bir algılarının oluştuğunu belirtti. Erdoğan, 'Onun için de vatan dışındaki Türkler meselesinde yaptığımız araştırmamız bunun şeklinde bu şahısların yaşayacaklarına dair sistem politikaları geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye'nin bunun adımlarını atması gerekiyor' diye konuştu. 

Erdoğan, Lübnan, Mısır, Irak'a giden Suriyelilerin Arapça eğitim meselesinde hüzün yaşamadığını, lakin Türkiye'deki Suriyelilerde en ciddi sorunun kendi dillerinde eğitim alamamaları olduğuna işaret ederek, bunun ya Arapça eğitim vererek yada Türkçe öğrenme olanaklarını genişleterek çözülmesi gerektiğini anlatım etti. 

Türkiye'de muhtelif illerde yaşayan Suriyelilerin kayıt altına girmek istemediklerini, bunun da düzen muhalifleri şekilde tescillenmek istemediklerinden kaynaklandığını kaydeden Erdoğan, Suriyelilerin Türkiye'deki en iri problemlerinden birinin çalışmak olduğunu söyledi. 

Erdoğan, bir soru üstüne Suriyelilere Türk vatandaşlığı verilmesi meselesinde araştırmaya katılanların sadece yüzde 8'inin müspet cevap verdiğini, lakin Suriyelilerin tamamının bundan aşırı mesut olacağını sözlerine ekledi.

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber