Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Yakupoğulları, Radyo Kampüs’de İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama programına katıldı.
MALATYA GÜNCEL - İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Yusuf Yakupoğulları, Radyo Kampüs’de İnanç Kara Ölmeztoprak’ın hazırlayıp canlı yayında sunduğu Panorama programına katıldı.
Doktor Yakupoğulları, programda Turgut Özal Tıp Merkezi ve bir bilim dalı olarak Tıbbi Mikrobiyoloji alanlarında açıklamalarda bulundu.
Uygulanan sağlık politikalarının ülkenin en ücra alanlarda bulunan toplumlara yansımalarını görmek ve değerlendirmek gerekir diyen Doç. Dr. Yakupoğulları, sağlık hizmetlerinin büyük ölçüde yerele dağılması lazım, sağlıkta tam başarı bu şekilde yakalanabilinir dedi. Son yıllarda bu konularda çok büyük gelişmeler olduğunu belirterek hava ambulanslarının verdiği hizmeti örnek olarak sunan Doç. Dr. Yakupoğulları, bunların, karayolu ulaşımının yetersiz kaldığı veya ulaşımın dönemlik olarak sağlanamadığı alanlardaki insanları alıp, Tıp Merkezimize çok kısa bir süre içerisinde getirdiğini söyledi.
Tıp eğitimini İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra yaklaşık bir yıl Ardahan ilinde çalıştığını belirten Doç. Dr. Yakupoğulları, oradaki görev yerinde tek başına azami ölçüde hizmet etmeye çalıştığını ve o dönemin kendisine birçok şey öğrettiğini; daha sonraki yıllarda ise üniversite hastanesinde görev yaptığını ve üniversite hastanelerinin ise ekip çalışmasının geliştirilmesi noktasında büyük katkılar sunduğunu izah etti. Turgut Özal Tıp Merkezimiz çok büyük ve kompleks bir yapı ve sistemler bütünüdür diyen Doç. Dr. Yakupoğulları, bu yapıda özellikle son yıllarda gözlenen hayal ötesi gelişmelerin arka planında, bir biriyle uyum göstermiş ahenkle çalışan çok üstün meziyetlerin bulunduğunu belirtti. Doç. Dr. Yakupoğulları sözlerine şöyle devam etti: ‘’ Bu sistemin bir parçası olup, bir tuğla da kendim koyabilirsem çok mutlu olacağım, görevimiz gereği; öğrencilerimize, asistanlarımıza, hastalarımıza, amiri olduğumuz personelimize ve bu aziz millete karşı sorumluluklarımız var.’’
Doç. Dr. Yakupoğulları, hekimliğin bir gönül işi olduğunu ifade edip mesai kavramı olmaksızın çalışıldığını söyledi. Kendi anabilim dalı olan Tıbbi Mikrobiyolojide ileri teknoloji cihazlar kullanıldığını belirten Doç. Dr. Yakupoğulları, ancak yine asıl iş cihazdan ziyade insan emeği üzerinden gerçekleşmektedir dedi. Laboratuvarlarda, şu an dünyada bilinen tüm mikrobiyal etkenlerin tanısını yapabilecek olanakların bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Yakupoğulları, özellikle moleküler mikrobiyolojinin çok geniş çalışma alanları sağladığını dile getirdi.
Yaptığı görevler içinde kendisini en fazla heyecanlandıran işin Tıp Fakültesinde ders anlatmak olduğunu belirten Doç. Dr. Yakupoğulları, öğrencilerin seviyesi gereği o ders hakkındaki bilgi düzeyinde ne kadar iyi olunduğuna emin olsa da dersten bir gün önce konuya hazırlandığını ve değişen bilgiler olup-olmadığını kontrol ettiğini bildirdi. Dersleri İngilizce olarak anlattığını belirten Doç. Dr. Yakupoğulları, ayrıca dil konusunda da ders öncesi hazırlanmaya gayret ettiğini ekledi. Dersler sonucu, öğrencilerinden geri dönüşler aldığında çok mutlu olduğunu bildiren Doç. Dr. Yakupoğulları, böyle geri dönüşler sayesinde öğrencileri ile ortak araştırmalar yaptıklarını belirtti.
Bilimler, insanlığa hizmet ettiği nisbette önem taşır diyen Doç. Dr. Yakupoğulları, iyi bir doktor olmanın öncelikle iyi bir insan olmaktan geçtiğini belirtti. Doktor teriminden çok “tabip” veya “hekim” terimlerinin yapılan işi daha iyi ifade ettiğini belirten Doç. Dr. Yakupoğulları, anlamak ve anlatmak için daha fazla gayret göstermeli, hastanın duygularını hissedebilmeli, onların sevincine ortak olup ve belki bazen de hastayla beraber ağlanabilmeli, hastaya yol gösteren bilge kişi olabilmek, insani değerleri meslek ile bir bütün halinde icra edebilmek son derece önemli dedi.
Sağlıklı yaşam için en önemli hususlardan birinin hayat tarzı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yakupoğulları, örneğin bir insan hız yapmayı seviyorsa bu onun sağlığı açısından riskli bir durumdur dedi. Etraftaki insanların ve kendi sağlımızın korunması açısından bazı değerlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Yakupoğulları, spor yapmanın en önemli gençlik iksiri olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Yakupoğulları, şehir yaşantısının insanların üzerine yığdığı endüstriyel birikintiden korunabilmek çok zor gibi gözükmekte, ancak bazı zamanlar ruh ve bedeni formatlamak için tabiatla baş başa kalmak lazım derken; stresin günümüzün en yıpratıcı unsuru haline geldiğini ifade edip, hayatta pozitif kalmak için insanların kendisini zorlaması gerektiğini belirtti. Asık bir yüzün ne kendimize ne de etraftaki insanlara hiçbir faydası olmaz ve hiç tanımadığınız bir kişiye yapabilen en basit iyilik ona gösterilen bir güleryüz olabilir diyen Doç. Dr. Yakupoğulları, pozitif insanların çevresine sıcaklık saçtığını belirtti.
Turgut Özal Tıp Merkezi’nin laboratuar olanakları ile ilgili genel bilgiler veren Doç. Dr. Yakupoğulları sözlerine şöyle devam etti: ‘’Diagnostik alt yapı olarak son derece ileri düzeydeyiz, modern fiziksel koşullarda üstün teknolojik sistemlerle tanısal destek vermekteyiz. Böylesi yerler her ne kadar çok ön planda görünmese de verilen tıbbi hizmetin en önemli bileşenlerini oluştururlar. Bu alanda Ankara’nın doğusundaki en iyi yer olduğumuzu rahatlıkla ifade edebilirim. Ayrıca bölgenin en iyi tanısal altyapısına sahibiz ve hastane olarak ta Sağlık Bakanlığı’nın kriterlerini aşan bir hastaneyiz”.
Doç. Dr. Yakupoğulları sözlerini şöyle tamamladı: ‘’ Tıp Fakültemiz ve Hastanemiz, ülkemizde model bir kurum haline gelmiştir. Rahmetli Turgut Özal’ın hayallerini, kendi ideallerimiz olarak benimsedik ve o hayalleri daha da ileri taşıma gayreti içindeyiz. Kurumumuzda yakın zamanlarda uygulamaya girecek yeni hizmetlerimiz ile de hem bölgemizdeki liderliğimizi pekiştirecek ve hem de ülkemizdeki güçlü yerimizi daha da sağlamlaştıracağız. Aldığımız geri bildirimlerde halkımızın bu hizmetlerin farkında olduğunu görmemiz bizi çok sevindiriyor. Onların desteğini yanımızda hissettikçe daha çok rekorlar kırılacağına olan inancımız yükselmektedir.’’