Dr. Işıl Arpacı, "Erbakan Büyük çığır açan bir liderdir"

OSTİM ve Server Vakfı’nın birlikte düzenlediği “Türkiye’nin Sanayileşmesinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Yeri ve Vizyonu” konulu panelde dönemin stratejik kuruluşlarının ilk genel müdürleri ile sanayileşme temalı olarak Erbakan anıldı.

MİLLİ-GÜÇLÜ-YAYGIN VE HIZLI SANAYİLEŞME

ANKARA - OSTİM ve Server Vakfı’nın birlikte düzenlediği “Türkiye’nin Sanayileşmesinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Yeri ve Vizyonu” konulu panelde dönemin stratejik kuruluşlarının ilk genel müdürleri ile sanayileşme temalı olarak Erbakan anıldı.

Ankara Ramada Otel’de düzenlenen panelde İTÜ’deki öğrencilik yıllarından itibaren bir yıllık hapis dönemi dahil, 64 yıllık yol arkadaşı ESAM Başkanı Recai Kutan da ilginç anekdotlarıyla Hocanın örnek yaşamını anlattı.

41 yıl sürecek siyasi mücadele yaşamına başlamadan önce 27 yaşında motor doçenti olarak döndüğü ülkesinde sanayileşerek kalkınmayı hedefleyen Erbakan Hoca, 30 yaşında yüzde yüz yerli motor üreten fabrika kurdu.

O günlerde döviz tahsisatını yapan Odalar Birliği'nin Anadolu sermayesini yok sayan politikasına muhalefet ederek ilk mücadelesini burada veriyor. 1966 yılında Genel sekreter olduğu Odalar Birliği'nde, döviz tahsisatının %90’nı Anadolu’ya aktaran Erbakan 4 ayda koltuğunda ediliyor.

Artık siyasete giren Erbakan’nın en önemli misyonu Milli kalkınma oluyor. 41 yıllık siyasi hayatında toplam 40 ay Başbakan Yardımcılığı sadece 11 ay Başbakan olarak yer alabilen Erbakan hoca yetkiyi aldığı ilk anlardan itibaren hızla icraatlarına başlıyor. 5 yeni genel müdürlükle 219 fabrikayı tüm yurda yayıyor.
İşte bu dönemin ilk genel müdürleri o günleri ve yaşadıklarını birinci ağızdan anlattılar. Şefkatin Başbakanını, Savunan Adamı, Düşünen Adam Erbakan’ı sanayici vizyonuyla andılar.

Kutan: Erbakan’nın Sanayileşme vizyonu: Milli, Güçlü, Yaygın ve Hızlı Sanayileşmedir

İTÜ’den itibaren bir yıl hapis yılları dahil Erbakan Hoca ile 64 yıllık yol arkadaşlığı yapan Recai Kutan, çocukluğundan itibaren aileden ve lise ile üniversite yıllarında özel hocalardan iyi bir eğitim gören, girdiği bütün okulları birincilikle bitiren Necmettin Erbakan için “Çocukluğundan itibaren Cenab-ı Hakkın lütfuyla nasıl adım adım liderliğe yükseltildiğini görürsünüz. Lider olmak sonradan olacak bir şey değildir” diye konuştu.

11357_545740682113501_1973566635_n.jpg


Kutan, Hoca'nın Milli sanayisi olmadan bağımsız bir ülke olamayacağını söylediğini hatırlatarak,Güçlü sanayi ile Lider ülke olabileceğinin altını çizdi. Hocanın yaygın sanayileşmeyle gelir dağılımındaki adaleti de hedeflediğini belirten Kutan; Hızlı olmasının nedenini de tarih göstermiştir dedi. Çünkü hoca zamanının olamayacağını muhakkak bu icraatları yaparken içerden ve dışarıdan engelleneceğini bildiğini bu yüzden hızla düğmeye bastığını ifade etti.

Doç. Dr. Çelikdoğan: Batı ambargo koydu, TÜMOSAN’ı yaktılar!

1970’li yıllardaki MSP Koalisyon iktidarında kurulan TÜMOSAN’ın Genel Müdürü Doç. Dr. Sedat Çelikdoğan, Erbakan Hoca’nın sanayileşme mücadelesinde Batının büyük baskılarına karşı verdiği mücadeleyi anlattı. Çelikdoğan şöyle konuştu: “O zaman Batılılar, Türkiye eksenini tarif ederken bize “Siz sektörler olarak eğitimde, ulaşımda, enerji ve tarım sektöründe olabilirsiniz. Bununla ilgili size destek verelim. Ama bunun dışında size yasak dediler. Dünya Bankası ciddi ambargo koydu. Bütün bankalara, bizim projelerimize destek vermeyeceksiniz dediler. Basında eleştirmeye ve alayı, vatandaşlarımızın anlayışını değiştirdi. TÜMOSAN fabrikasını kurduğumuzda yakıldı. Baskı, alay, engelleme ve Güneş Motel olayıyla 11 milletvekili satın alınarak Hükümetlerimizi de düşürmüşlerdir. Vatandaşlarımız bu oyunu görseydi bu noktaya gelinmezdi”

Temel Karamollaoğlu: Hayatı Bir Destan

Dönemin Sanayi Bakanlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürü ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu: Hocamızın hayatı bir destandır. Özellikle ağır, yaygın sanayi hamlesi, kendi gücüyle kalkınma bu destanın bir safhasıdır. Hedef olarak yaygın, süratli, milli kalkınmayı esas aldı. 1970’lerdeki bu sanayileşme hamlesi Türkiye’ye ambargo uygulandığı dönemde yapıldı. 70 fabrika o dönem kuruldu. Ağır sanayi olmayan, kendi sanayini kendisi üretmeyen hiçbir ülke bağımsız bir dış politika uygulayamaz. Hangi hükümet gelirse gelsin, ağır sanayi yoksa, kendi silahlarını kendisi üretmiyorsa ben bağımsız dış politika uyguluyorum diyemez. Yapmamız gereken, Hoca’nın ortaya koyduğu prensiplere sahip çıkıp, icraata dökmek. İcraat olmadıktan sonra, lafın hiçbir önemi yok.

Eski Bayındırlık ve Hazine Bakanı Fehim Adak: Hamlenin temelinde inanç var

“Hocamızın hamlelerinin temelinde inanç yatmaktadır. İnanç tekeden süt çıkarır derdi Hocamız. Hocamız bu hamleler için en mühim meselenin kaynak olduğunu söylüyordu. Dış kaynakla, vergiyle, düşük taban fiyatıyla elde edilen kaynaklar.. rantiye ekonomi sistemiyle 2 bin kişiye aktarılmaktaydı. Kalan kişilere aktarılacak kaynak kalmıyordu.

TAKSAN Eski Genel Müdürü İsmail Özdağlar: Türkiye’nin önünü hocam açtı, durduramazlar
TAKSAN Genel Müdürü olduğumda 26 yaşındaydım. Ben daha sonra da yıllarca bürokrat ve siyasi çalışmalar yaptım.1975-1977 yılında yaşadığım bürokratlığın tadını başka hiçbir görevimde görmedim. Bunun kaynağı Hocam ve ona kalben bağlanmış müsteşarlar, genel müdürler idi. Yarım milyon dolarlık bir projenin başındaydık. 6 ay Batı ülkelerini takım tezgahları üretimi yönüyle taradım. 78 mühendise nasıl takım tezgahı üretilir eğitimini Çekoslavakya ve Almanya’da aldırdık. Türkiye, önü açıldı gidiyor. Şu önümüzdeki 3-5 yıl hayırlısıyla geçerse, O Amerika, Almanya Türkiye’nin önünü alamayacaklar. Bunun temelini Hocamız attı. Onlar istediği kadar uğraşsınlar.

DESİYAB Eski Genel Müdürü Zeki Sayın: Bana ‘kırık tuğla ile köşeyi çık’ dedi
“Devlet Sanayi İşçi Yatırım Bankası özel sektörün gitmediği yere devlet desteği için kuruldu. Yatırımları desteklemenin dışında faizsiz olmasıydı en önemli özelliği. Çatısına da Türkiye’de ilk defa “faizsiz banka” yazdırdık. Çok çetin bir mücadele içinde Sanayileşme çalışmalarımızı yürütüyorduk. Benim eksiklikleri dile getirmem üzerine Hocamız, ‘Tenkit etme Zeki! Malzememiz bu kadar. Kırık tuğla ile köşeyi çıkacaksın” dedi. Ben kırık tuğla ile köşe çıkmanın ne kadar zor olduğunu anladım. Hocamız, biz temeli atalım, millet buna yıllar sonra da olsa sahip çıkacaktır diyordu. Ağır Sanayi kitabını bastırmamız bile olay oldu. Bakan değişti, Orhan Alp Sanayi Bakanı oldu. Beni aradı, dağıtma diye. Ben de her akşam arabamın aldığı kadar Hocamıza götürüp dağıttırıyordum.

DESİYAB Eski Genel Müdürü Zeki Sayın: Bana ‘kırık tuğla ile köşeyi çık’ dedi
“Devlet Sanayi İşçi Yatırım Bankası özel sektörün gitmediği yere devlet desteği için kuruldu. Yatırımları desteklemenin dışında faizsiz olmasıydı en önemli özelliği.
Çatısına da Türkiye’de ilk defa “faizsiz banka” yazdırdık. Çok çetin bir mücadele içinde Sanayileşme çalışmalarımızı yürütüyorduk. Benim eksiklikleri dile getirmem üzerine Hocamız, ‘Tenkit etme Zeki! Malzememiz bu kadar. Kırık tuğla ile köşeyi çıkacaksın” dedi. Ben kırık tuğla ile köşe çıkmanın ne kadar zor olduğunu anladım.

Hocamız, biz temeli atalım, millet buna yıllar sonra da olsa sahip çıkacaktır diyordu. Ağır Sanayi kitabını bastırmamız bile olay oldu. Bakan değişti, Orhan Alp Sanayi Bakanı oldu. Beni aradı, dağıtma diye. Ben de her akşam arabamın aldığı kadar Hocamıza götürüp dağıttırıyordum.

SÜMERBANK Eski Genel Müdür Yardımcısı Ertan Yülek: Engellenmeseydi 5 yılda sanayileşmeyi tamamlayacaktı
50 yıl İslam’a düşman olan CHP ile İslami Söyleme sahip MSP arasında bir koalisyon kurulmuştu. Tecrübemiz yoktu ama Bilgi, aşk ve kardeşlik, irade vardı. O dönem adı ağır sanayi idi ama ağırlığı döküm değildi. Yükte hafif pahada ağır olan elektronik sanayi, telefon sanayi gibi birçok müesseseler kuruldu. TEMSAN, Türkiye Elektrik Makinelerı Sanayi gibi.. Türkiye bir Kore değil, Ama potansiyeli Kore’den kat kat üstün olan ülke. Ama Türkiye’nin düşmanı, Yeniden Büyük Türkiye olması halinde Büyük İsrail’in kurulamayışıdır. Bu anlayış doğrultusunda bütün dünya tek merkez olmuş. Bütün bu anlayışa rağmen 200 tane sanayi tesisisin temeli atıldı. Ankara Palas, bir ağır sanayi koordinasyon merkezi haline getirildi. 1977 başında CIA gelip Demirel ile konuşmasaydı ve o Hükümet düşmeseydi Erbakan Hoca 5 yılda Türkiye’nin sanayileşmesini tamamlardı. Bugün Türkiye’de bu iktidar ve bundan önceki iktidarlar işbaşına geldiyse bu Erbakan Hocanın çalışmalarının ürünüdür.

Öğleden sonra tüm gün süren panelin ikinci bölümünde ise İnönü Üniversitesinden iki akademisyen Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Dış Politika Vizyonu üzerine çalışmalarını anlattılar.

Doç. Dr. Abdülkadir Baharçiçek: Erbakan geçmişimizle barıştırdı, Türkiye yüzde 90 güç kazandı

Batının başkentlerinde alınan kararları dış politika diye uygulayan Hükümetler ve dış politikanın olduğu bir dönemde Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Türkiye ve İslam dünyasını değiştirdi. Sadece söylemedi uygulamaya da geçirdi. Zaten vizyonun başarısı buradan kaynaklanıyor. Türkiye’yi küresel bir aktör yaptı. Türkiye gücünün farkına vardı. Türkiye Cumhuriyet’le birlikte geçmişini reddince gücümüzün yüzde 90’nı gitmişti. Barışınca Türkiye’ye yüzde 90 bu güç geri geldi. Erbakan’la birlikte Batının iki yüzlülüğü bu toplumda daha iyi anlaşıldı. Türkiye lider ülke rolünü benimsedi ve dış politikasını bu esasa göre dizayn etmeye başladı.

İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Işıl Arpacı: Irkçı Emperyalizm ve Demokratur kavramlarını o kazandırdı

Erbakan Hoca hakkında akademik çalışma yapan Dr. Işıl Arpacı kendisiyle görüşmeye giderken, “Seninle konuşur mu, elini sıkar mı, yüzüne bakar mı” diyorlardı. Odaya girdim. Masaya tutunarak ayağa kalktı. Büyük bir nezaketle önünü ilikledi ve hoş geldiniz dedi.

Arpacı, “Gördüğüm nezaket karşısındaki heyecandan uzun süre konuşamadım. Necmettin Erbakan’ı akademik olarak çalışmaya başlayınca zamanla sizin her şeyiniz haline geliyor. Hayatınızı kapsıyor. Erbakan aslında, Türk siyasetindeki en önemli rolü, bir düşünce sistemini alıp iktidara taşıması ve bir ideoloji olarak geriye bırakması.. Çok partili dönemde böyle bir Siyasal Lider yok.. Laiklik anlayışını yeniden sorgulattı. Türkiye’nin bugün yeni yeni konuşmaya başladığı terör sorunu için, 1990’larda, “Kürtler kendi ana dilini konuşsun, eğitim kurumlarını kursun” diyordu. Erbakan, tarihi sorumlulukların önüne koyduğu büyük vazifeyi yüklenip, büyük çığır açan bir liderdir.”sözleriyle sunumunu yaptı.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Ağır Sanayi Belgeselini izlemek için TIKLAYINIZ