İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Skandal Olay

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi 1990 yılında Devlet Hastanesi´ne ait barakalarda geçici olarak hizmete başlamış ileriki yıllarda sağlık alanında ülkemizin en önemli ve en modern hastane projesi olan

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi 1990 yılında Devlet Hastanesi´ne ait barakalarda geçici olarak hizmete başlamış ileriki yıllarda sağlık alanında ülkemizin en önemli ve en modern hastane projesi olan Turgut Özal Tıp Merkezinin temeli 1991 yılında atılmış ve 5 yıl içerisinde tamamlanarak 1996 yılında hizmete girmiştir.16 katlı 1024 yatak kapasiteli hastanede 31 servis, 12 yoğun bakım ve 26 adet ameliyathane ile hizmet verildiği bilinmektedir. Karaciğer naklinde dünyada ilk üçe giren hastane ne yazık ki bir çalışanına sahip çıkamadı. 
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Hastanesi başhekimi başta olmak üzere, İnönü Üniversitesi Rektörü Nusret Akpolat hocanın böylesi mühim bir konuya kayıtsız kalmaması gerekir.
Olayın neresinden tutarsanız tutun ihmaller zinciri!

İddialara göre İlkokul mezunu 4D / Sürekli İşçi kadrosunda bulunan "Z.Y" adlı kişiye görevlendirme ile şeflik kadrosu veriliyor. İç hizmet ve dış hizmetler amiri "A.K, AD" adlı müdürlerden  aldığı talimat ve güçle şeflik kadrosu görevini yürüten "Z.Y" hastanede yıllardır terör estirmeye devam ediyor. Çalışanları canından bezdiren ilkokul mezunu " Z.Y" adlı şahsın   yaptığı mobbing neticesinde "M.K" adlı çalışan geçtiğimiz günlerde hastane içerisinde kalp krizi geçirerek vefat ediyor.

‎Vefat eden "M.K" adlı çalışan, sabah işe gelirken sol kolunun uyuştuğunu, tedavi olması gerektiğini, hastane içerisinde   "Z.Y" adlı insanlıktan nasibini almamış, kendini bir halt sanan ilkokul mezunu şifai şefe beyan etmesine rağmen "M.K" adlı çalışana dışarda bulunan malzeme dolu tırı boşaltması için şifai şef baskı yapıyor. Yoğun baskılar neticesinde hasta olduğu halde gelen tırı boşaltan "M.K"  hastanenin bir köşesinde  kalp krizi geçirerek vefat ediyor. Saatler sonra cansız bedenine ulaşılan şahsın ne hikmetse öldükten sonra değeri biliniyor. Vefat eden M.K' nin hanımı hastane geliyor. Hastaneyi birbirine katıyor, bağırıyor, çağırıyor hastane yönetimine ve şifai şefe sizi davalık edeceğim diyor. Yine iddialara göre hastane yönetimi bir kaç gün sonra tazminat davası açmaması ve olayın üstünün kapatılması için sendika başkanı, şefler, müdürler vefat eden çalışanın ailesi ile görüşmeye gidiyor. 

‎Bu kadar vurdumduymazlık olmaz!
‎Taksirli cinayetin üzerini örtemezsiniz!
‎Sorumlular hesap vermelidir!


‎Sağlık Bakanlığı ve Malatya İl Sağlık Müdürlüğü'nün biran önce hastane hakkında gerekli yasal işlemleri başlatması, sorumlular hakkında en ağır hukuki süreci başlatması bekleniyor. Ayrıca Prof.Dr.Nusret Akpolat'ın " A.K, A.D" adlı müdürleri " Z.Y" şifai şefi görevden uzaklaştırması gerekmektedir. Zira ihmaller zincirinin bu olayla sınırlı kalmayacağı gelen ihbarlarla teyit edilmektedir.

‎"Z.Y" adlı şahsın hangi sıfatla talimat verdiği, hafta sonu  zorla çalışanlara  nasıl baskı kurarak işe çağırdığı, yer değişikliği tehditleri ile çalışanları canından bezdirme cürretini ve gücünü nereden aldığı detaylı bir şekilde incelenmelidir. Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan "İş Yerinde Tacizin ve Mobbingin Önlenmesi" Genelgesi göz önündeyken hastaneyi keyfi yöneten  ilkokul mezunu şifai şefe, iç ve dış hizmetler müdürüne gereken en ağır ceza verilmelidir. Aksi takdirde vefat eden şahsın tek sorumlusu şifai şef harici, müdürler başta olmak üzere İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nusret Akpolat olduğu göz önündedir. 

‎Ey Prof.Dr. Nusret Akpolat  ve Hastane Başhekimi !

‎ Suçun üzerini örtmekte suç teşkil eder. Yaşanan insanlık dışı olayların üzerini kapatmayın.Malatya sokaklarında konuşulan ve herkesin dile getirdiği diğer bir iddia ise akşam pratisyen ve stajyer doktorların ameliyata girdiği yönündedir. Yanlış teşhis ve tedavi neticesinde ayakta hastaneye giden hastaların morg kapısından cenazelerinin alındığıdır. İğne vurmayı bilmeyen stajyer hemşireler hastaların kollarında morluklara sebebiyet vermektedir. Yanlış ilaç yazan bazı doktorlar yüzünden bir çok hastanın ölümle burun buruna geldiği, bizzat hasta şikayetleri olarak yayın kuruluşumuza iletilmektedir. İnsan sağlığı bu kadar ucuz olmamalı.

‎Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi 
‎Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi. 


‎Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok.
‎Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz.


‎İnsanların sıhhati ile oynayan, bilinçli ölümlere sebebiyet veren hastane yönetimi ağır iddialar karşısında suskunluğunu korurken; " Malatya Valisi Sn. Seddar Yavuz, Sağlık Bakanlığı ve Malatya İl Sağlık Müdürlüğü'nün" atacağı adım kamuoyunda merakla beklenmektedir.

YAZAR: Yasin Tanır