PKK"nın elebaşı Apo 21 Mart 2013"teki bir açıklamasında Silahlı mücadelenin sona erdiğini ve siyasi mücadele başlattıklarını söyledi. Bu açıklama ile İktidarın, “PKK ve İmralı ile silahlı mücadele ve silahsızlanma konusunda bir pazarlık yapılmadı” görüşleriyle örtüşüyordu.
Hükümet ve Öcalan’a göre, PKK’nın silahlı elemanları ilk plânda silahlarını Türkiye’de bırakarak Kandil"e çekilecek, ondan sonra da tümden silahlarını bırakacaklardı..
Mektup trafiğine ve yandaş basının "Barış süreci ismi ile sürekli propagandasına rağmen" Murat Karayılan’ın, Kandil’de yaptığı şov gösteride (Basın toplantısında) Hükümetinde Liderlerinin de açıklamalarının tamamen dışında bir açıklamasına tüm dikkatlerin çekilmesi gerekirdi. Murat Karayılan yani Kandil, uygun bir şekilde Hükümet ve Öcalan’a gol attı.
Karayılan’ın açıklam açıkça şunu demek istiyordu: " PKK’nın elemanları silahlı olarak çekilecekler. Çekildikten sonra da silahlarını bırakmayacaklar. Taleplerinin karşılanmasını bekleyecekler. Taleplerinin karşılanması, özellikle de Öcalan’ın serbest bırakılması ve cezaevinden dışarı çıkarılmasından sonra silahlı bırakacaklar. Murat Karayılan’a göre bırakması bir pazarlığın sonunda, onların taleplerinin gerçekleşmesi ile son bulacak. Başka bir deyimle, PKK, taleplerinin gerçekleşmesi için, silahı demoklesin kılıcı ve bir şantaj unsuru olarak kullanmaya devam edecek."
Arkasından Aysel Tuğluk"un, PKK’nın silahlı güçlerinin yıllardır devam eden eylemlerinin Irak, Suriye ve İran"daki bölgelerinde de devam edeceğini söylüyordu.. PKK bir Türkiye örgütü olduğuna göre, bu aynı zamanda Türkiye’de silahlı yapısının devam edeceği anlamına geliyordu..
Selahattin Demirtaş’ın, Taraf Gazetesinde Neşe Düzel’le yaptığı röportajda, PKK’nın silah bırakmasının demokratikleşmeye bağlı olduğunu, demokratikleşme olmadığı zaman da PKK’nın silahlı adamlarının meydana ineceğini ifade etti.
Sırrı Süreyya Önder, PKK’lının silahlarıyla Kandil’e çekileceğini, kimsenin evine dönmeyeceğini, Kandil’de onlara iki yıl eğitim verileceğini basına açıkladı. Bu eğitimin silahlı olacağı açıktır.
Mustafa Karasu da uzun röportajında demokratik özerklik gerçekleşene, demokratik özerkliğin gerçekleştiğinin kendi denetimlerden sonra uygulama alanında olduğu görüldüğünde, silahların bırakılacağını ifade etti.
Murat Karayılan’ın bu yaklaşım ve tutumu, “PKK silah bırakmaz ve bırakamaz” tezimi doğrular niteliktedir. PKK’nın silah bırakmaması için çok neden var, bırakması için oldukça az neden var.
PKK’nın silah bırakmasının tek nedeni, Öcalan’ın serbest bırakılması, Öcalan’ın baskısıdır. PKK, silahlı terör gibi Türkiye ve bölge çapında bir misyonla donatılmış bir örgüttür. Tüzüğünde de hala bu vardır. Silahsız olarak bu misyonunu asla yerine getiremez. bu nedenlede silahı bırakması tamamen bir hayaldir. Kandırmacadır.
PKK, silahla var olan bir örgüttür. Silah onun yapısal ve vazgeçilmez özelliklerinden biridir. PKK’nın silahtan vazgeçmesi demek, PKK’nın hayatının sona ermesi demektir.
PKK silahla, Bölgede yıllardır bir korku imparatorluğu ve hegemonya yaratmış ve Silahlı mücadeleden yana toplum üzerinde bir tekele yol açmıştır; demokratikleşmeyi ve çoğulculaşmayı engellemektedir. Demokrasi ve çoğulculuk PKK’nın panzehiridir. Çünkü PKK otoriter ve totaliter bir yapıdır. Tek lider, tek parti, tek ideoloji diktatörlüğünü savunan bir örgüttür.
PKK, yöneticileri küçük bir bölgede de olsa egemen olmak ve bu egemenliği silahla sürdürmek istiyorlar. Bundan dolayı, Kürdistan’ın federal bir yapıya kavuşması halinde bile, PKK Kürt Federal yönetimini kendi silahlı güçleriyle hem de mutlak şekilde yönetmek istiyor.
PKK yöneticileri, silahla özel bir statü kazanmış durumdalar. Bu statülerini devam ettirmek için silaha ihtiyaç duymaktadırlar. PKK, soğuk savaş döneminin örgütüdür. Bu nedenle de silahsız olmaz ve silahsız yaşayamaz.
PKK, bölgede her zaman bölge devletleriyle ittifak içinde olmuştur. Bölge devletleri de kendi çıkarları için PKK’yı desteklemişlerdir. PKK, bulunduğumuz aşamada da İran, Irak Maliki, Suriye Şii İttifakı içindedir. Bu ittifaka da silahlı hizmet edebilir. Silahla bu devletlerin çıkarlarını Türkiye’ye karşı koruyabilir. Bu nedenle de silahsız olamaz.
Yani PKK Tamamen silahı bırakıp kendi kendini lağvetmeden bölgede ne barış"tan ne de Barış sürecinden bahsedilemez. Ancak ve ancak Başkanlık ve Anayasa gibi halk oylamalarına kadar eylemlerine ara verir. Aksini söyleyenler PKK"yı ve Öcalan siyasetini hiç bilmeyenlerdir.
Bu gerçeği söyleyenleri Barış sürecini istemeyenler olarak göstermenin ne kadar yanlış olduğunu, PKK"nın da, Öcalan"ın da, dolayısı ile İktidarın barış çabalarının da bu aşamada ne kadar boş olduğunu gün gelecek birlikte göreceğiz.
RAŞİT KISACIK