Daire Başkanlığı kadrosu hem bakanlık merkez teşkilatında hem de belediyeler ve üniversitelerde en fazla yer alan kadrolardan biri olarak bilinir. Bilinmeyen gerçek ise işçilerin yalnız ve sessiz çığlıklarıdır. İş bilmez müdürlerin, sekreterlerin elinde kan ağlayan işçiler, birde siyasi torpille başa gelen daire başkanlarını görünce, kurumlarımızın neden bu hâle geldiğini daha iyi anlıyorlar.
Gelen şikâyetler sonrası masasından kalkmayan daire başkanları yüzünden kimse iş yerlerinde çalışmak istemiyor. İşçinin en doğal hakkı olan yer değişikliği talebine dahi kayıtsız kalan daire başkanları kurumlarda kaos yaratmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sadece kurumlarda işçilere zulmettikleri yetmemiş gibi halkın isteklerini dahi yerine getirmekten acizler.
Malatya, yalnızca yetiştirdiği siyasetçilerle değil; sanatçısıyla, düşünürüyle, akademisyeniyle bu ülkeye çok şey katmış eşsiz bir şehirdir. Niyazi Mısri, Sadreddin Konevî, Fahri Kayahan, İbnü’l Arabî’nin geçtiği bu topraklardan İsmet İnönü, Recai Kutan, Turgut Özal gibi büyük devlet adamları çıkmıştır.
Şuan kurumlara atanan bazı vasıfsız daire başkanlarını görünce Malatya gibi bir şehire böylesi daire başkanları yakışmıyor. İşini yapan, sahada canla başla çalışan daire başkanlarını ise halkımız zaten görüyor. Onları takdir etmemek elde değil.
657 Devlet Memurları Kanuna göre:
Daire Başkanı; Dairenin yöneticisi ve temsilcisidir. Dairede çalışan bütün görevliler üzerinde genel yönetim, denetim, iş bölümü yapma, çalışma düzeni kurma, yetiştirme, hizmet içi eğitimi sağlama yetkilerine sahiptir.
Özellikle Malatya'mızdaki kurumların ahvaline bakınca denetimsizliğin, vurdumduymazlığın, otoritesizliğin kol gezmesinde en üstteki makam sahibi başta olmak üzere sorunları yansıtmayan daire başkanları sorumludur.
Bir kurum düşünün;
Adamı olan işçiler, memurlar işe aylarca gelmiyor kimse ses etmiyor.
Kart basmayı unutan gariban personele tutanaklar dizilirken adamı olan korunup kollanıyor.
Taciz, tecavüz, istismar haberlerine kayıtsız kalınıyor.
İşçinin iş yerinde parmağı kesiliyor ama kimsenin haberi yok.
Psikolojik sorunu olan yöneticiler çalışanlara bağırıyor. Bütün bina bu çığlığı duyuyor ama en tepedekinin haberi yok.
Torpille vasıfsız insanlara memur kadrosu veriliyor. Allah'tan başka kimsesi olmayan bilgili personeller en alt görevlerde yıllardır eziliyor.
İşçilere kadro dayatması yaparak sürekli tehdit vari konuşan, mobbing yapan müdürler, sekreterler el üstünde tutuluyor.
İş yerinde birileri çalışırken birileri sürekli yatıyor.
Halkın talepleri görmezden geliniyor.
Halkımız kurumların kapısından içeri alınmıyor.
Düşünün sonra birileri çıkıyor ve size adaletten bahsediyor. Halkın yanındayız, işçimizi ve çalışanlarımızı ezdirmeyiz naraları atıyor.
Kurum ve şahıs ismi zikretmek yerine herkes bu yazımda payına düşeni alsın diyorum. Kurumlarda bazı daire başkanlarına acil çeki düzen verilsin. Kimse artık haberim yok demesin.
-Artık Haberiniz Var!
Malatya'mın güzel insanlarına selam olsun.