Ddos saldırılarına karşı altyapılar güçleniyor

E-ticaret platformları, finansal servis sağlayıcılar ve kamu altyapılarına yönelik DDoS saldırıları, Türkiye’de dijital hizmet sağlayıcılar açısından artan bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Dağıtık Hizmet Reddi (DDoS) saldırıları, binlerce cihazdan aynı anda gönderilen sahte istekler yoluyla sistemleri cevap veremez hale getiriyor. Bu saldırılar yalnızca büyük kurumları değil, altyapısı dışa açık olan küçük ve orta ölçekli işletmeleri de doğrudan hedef alıyor.
Geleneksel güvenlik önlemleri, bu saldırı türü karşısında çoğu zaman yetersiz kalırken; anlık trafik analizine dayanan, zararlı veri akışını otomatik olarak ayıklayan ve uygulama katmanındaki (Layer 7) saldırıları tespit edebilen yeni nesil koruma sistemleri giderek daha önemli hale geliyor. Layer 7 seviyesinde gerçekleşen saldırılar, daha karmaşık yapıları nedeniyle sadece IP veya port filtreleme gibi yöntemlerle engellenemiyor. Bu nedenle, bot trafiğini gerçek kullanıcı davranışından ayırt edebilen akıllı algoritmalar, veri merkezleri için kritik bir savunma katmanı oluşturuyor.
Türkiye’de hizmet veren veri merkezlerinin önemli bir bölümü, bu artan tehdit karşısında altyapılarını yeniden yapılandırıyor. Özellikle yüksek kapasiteli saldırı trafiğini yönlendirebilen ağ sistemleri, anlık saldırı tespiti sağlayan yazılımlar ve yapay zekâ destekli analiz modülleri, veri merkezi güvenlik katmanlarında yaygın biçimde kullanılıyor. Bu kapsamda yerli hizmet sağlayıcılardan biri olan Pendc, sunduğu DDoS koruma sistemiyle yüksek hacimli trafiği analiz eden ve zararlı istekleri filtreleyen altyapılara yatırım yapıyor. Şirket, sistemlerini hem uygulama katmanında hem de ağ seviyesinde saldırılara karşı dayanıklı hale getirmek için güvenlik çözümlerini sürekli güncelliyor.
Bu yapı, başta e-ticaret ve bankacılık platformları olmak üzere, kesintisiz hizmet sunmak zorunda olan dijital sistemler için hayati önem taşıyor. Aynı zamanda Pendc, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik ölçeklenebilir koruma katmanları sunarak, siber tehditlere karşı daha geniş bir kullanıcı kitlesini hedefliyor.
DDoS saldırılarına karşı etkili bir savunma oluşturmak, yalnızca güvenlik duvarları ve engelleme mekanizmaları kurmakla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda saldırı tespit süresini azaltmak, otomatik müdahale senaryoları geliştirmek ve altyapıyı dinamik biçimde ölçeklendirmek de bütüncül bir siber güvenlik yaklaşımının parçası haline geliyor.