Koro tamam…
Küresel uşaklar tamtamlar çalıp durmaya devam ediyor.
Utanma yok, yüz yok!
MHP baraj altındaymışmış da…
MHP eriyormuşmuş da…
MHP bitmişmiş de…
Ama gördüler Kerkük gönüllülerini…
Şimdi dut yemiş bülbüller mübarekler…
Çark edenler var; ancak yaşadıkları şoktan mı yoksa hidayete mi erdiler bilmem.
Milliyetçi Hareket’in Lideri sayın Devlet Bahçeli’nin tutarlı politikaları ile kamuoyunda topladığı puanları sahada gece gündüz çalışan biri olarak dün de bugün de gördüm; yarınlarda da göreceğiz.
Ama yok; ağababalarının emirleri üzerine saldıracaklar ya, utanmadan devam etsinler bakalım.
Boyunduruk takanlar elbette Devlet Beyi de Milliyetçi Hareket’i de anlayamaz.
Köksüzlerden, kimliksizlerden, vicdanını pazara çıkaranlardan elbette ki iyi şeyler düşünmelerini bekleyemeyiz.
Onlar, tüm değerlerini öğütüp bir kenara bırakmış sahibinin sesi küresel koronun düdüğünü çalmaya devam ederler!
Bu fitnecilerin 48 yıldan beri yalanlarının ayaklarına dolaştığını dünya alem biliyor değil mi?
Hayırsızlar, tarla siyasetiyle benlik mücadelesine girişenler, bebek katillerinin elinin kanının avuç içlerinde olduğu insanlar ne yaparlarsa yapsınlar Milliyetçi Hareket’in gücü karşısında unufak olup dağılacaklardır.
İşte tam da burada önemli bir çağrıya dikkat çekmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz Salı günü sağır kulakların duymadığı, kör gözlerin okumadığı “Ebedi bir çağrı” yaptı.
Kerkük buluşmasında yaşadığı heyecanla platforma çıktığında Yüce Allah’a şükredip dua eden Devlet Bey’in bu çağrısı şüphesiz ‘Biz ne ettik de saptık, yolumuzu kaybettik’ diyenlere önemli fırsattır.
Bu ebedi çağrı hem kendilerinin hem de Türkiye’nin kurtuluşuna bir çağrıdır.
TBMM Grup konuşmasında Devlet Bahçeli Bey, aynen virgülü virgülüne şu çağrıyı yapıyordu:
“- Barışmak, kucaklaşmak, büyük davaların ferdi olmak için fırsat arayan bütün vatandaşlarımı Türkiye ve Türk milleti değerleri etrafında birliğe, beraberliğe, ebedi buluşmaya davet ediyorum.
Kim olursa olsun, nerede yaşarsa yaşasın, milli kimlik ve milli vatan altında yaşamayı arzu eden herkese kucağımızı açıyoruz.
Biz, bunun için varız ve buradayız.
Bu nedenle üç hilalin altındayız.
Buluşacağız, kucaklaşacağız, kazanacağız, kutuplaşmaya dur diyeceğiz.
Başaracağız, daha da büyüyeceğiz ve mutlaka iktidara ulaşacağız."
Ne mutlu bu çağrıya ayak uyduranlara…
Ne mutlu bu ebedi çağrıdan nasiplenenlere…
Bir başka yazıda buluşmak üzere…