Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ramazan Durmuş

“Fındık kurdu...”

03 Mayıs 2015 - 11:43 Yorum: 1

Bugün 71 yıllık bir gururun tarihi yıldönümü... 3 Mayıs... 1944’ten 2015’e tam 71 yıl...

Ne acıdır ki; günümüzde yine millet ve milliyetçilik değersizleştiriliyor.

Türk milliyetçiliği ayaklar altına alınıyor...

Ve böyle bir süreçte 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nü kutluyoruz.

3 Mayıs 1944’ten 3 Mayıs 2015’e 71 yıl geride kalırken bu yıldönümünün aziz Türk milletinin toparlanmasına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden şahlanışa vesile olması en büyük dileğimiz...

Türk milliyetçiliğinin bayraktarlığını yapan başta Başbuğ Alparslan Türkeş Bey olmak üzere, 3 Mayıs 1944’ün tüm kahramanlarını minnetle ve rahmetle anıyorum. Mekanları Cennet olsun.

Tabutluklardan bugünlere elbette ki kolay gelinmedi, gelinmiyor... Türk’e ihanet içinde olanlar çemberi daraltmaya, nefes alma hakkı vermemeye devam ediyorlar.

Elbette 3 Mayıs,1944 Atatürk'ün ölümünden sonra, onun Türk milliyetçiliği ölçüsünde geliştirdiği devlet politikasına dinamit koymak isteyenlerin, dinamitlerinin elinde patlatıldığı gün...

3 Mayıs,1944; Türk milliyetçiliği ülküsünü haykıranların başlattığı kutlu savaşın zafer naralarıyla Türk'ün makus talihinin değiştiği gün...

Şöyle bir 71 yıl öncesinin hatırlatmasını yaptıktan sonra gelelim günümüze...

Milliyetçiliği ayaklar altına alanlar, ne mutlu türküm diyene sözünden alınanlar, andımızı kaldıranlar seçim platformlarına çıkınca coşuyorlar...

AKP’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da bunlardan biri... Sanki milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını bağıra bağıra dillendirenler kendileri değilmiş gibi...

46 yıllık çınar Milliyetçi Hareket’e sözüm ona milliyetçilik öğretmeye kalkıştı... Havuz medyası da çarşaf çarşaf yayınladı.

Malumunuz öyle bir seçim süreci yaşıyoruz ki Ahmet Davutoğlu, adeta başbakanlık makamının aleyhine çalışıyor... Öyle ya tarafsızlığı bir kenara bırakıp ettiği yemini unutanlar sözüm ona “toplu açılış” bahanesiyle seçim meydanlarında nutuk atıyorlar.

Davutoğlu’nun “hoca”lığını hatırlayıp milliyetçilik öğretmesi karşısında Milliyetçi Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli Beyin tepkisi anlamlı olduğu kadar sert oldu:

“- Davutloğlu senden bozkurt olmaz. Senden olsa olsa fındık kurdu olur!”

“- Davutoğlu bize milliyetçilik öğretecekmiş. Kıyamet alameti bu olsa gerektir. Başbakan’ın milliyetçilik cahili, fukarası ve hasmı olduğunu bilmeyen kalmamıştır.

Sayın Davutoğlu, tereciye tere satma; sen önce git etrafına milliyet nedir onu öğret, adamlık nasıl olur onu göster, eğer biliyorsan ahlakın, şeref ve namuslu olmanın faziletlerini anlat.”

Başkanlık yaygarasının gölgesinde kalanlar böylece hak ettiği cevabı almış oldular...

Burada size canlı mı canlı, teze mi teze bir Malatya fıkrası naklederek yazıma nokta koyayım:

Malatyalı duayenimiz, eğitim çınarımız Bahattin Atila Ağabey hep anlatır durur bu Malatya'mıza has fıkrayı...

Yaşlı bir Malatyalı kadınımız, meşhur Malatya'ya has izarı yani çarşafı içinde balıkçının önünden geçmektedir...

Balıkçı olanca gür sesiyle bağırır:

- Canlı... Canlı...

Yaşlı kadın tezgaha yanaşır ve balıkçıya sorar:

- Teze mi... Teze mi?

Balıkçı olanca gür sesiyle bir kere daha bağırır:

- Canlı... Canlı... Teyzem canlı... canlı...

Yaşlı kadın bir iki derken balıkçıya durmadan sorar:

- Teze mi gurban!

Balıkçı dayanamaz ve

- Canlı dedik ya teyze der...

Yaşlı kadın hafifçe çarşafını sıyırır ve balıkçıya bir güzel çıkışır:

- Ben de canlıyım canlı olmasına ama teze miyim!

Her yeni güne Bismillah...

YAZARIN DİĞER YAZILARI